"Nefretin pençesine düşmüş insanlığa bak – Nefretin harcadığı insanlığa – Buna karşı dik durmak gerek – Amacımız ‘korkmuyorum' diyebilmek”
Tiflis yakınlarındaki 4GB müzik festivaline canlı bağlanan Gürcü DJ ve müzik yapımcısı KDA, bu sözleri "Hate - Nefret” adlı tekno parçada seslendirerek, alanda toplanan binlerce genci coşturdu.
Toplum bölünmüş durumda
Bir kamuoyu yoklamasının sonucuna göre Gürcülerin yüzde 80'i kendini "koyu dindar” olarak tanımlıyor. 2013 yılında, papazların başını çektiği öfkeli bir grup, LGBT yürüyüşüne katılan eşcinsellere saldırmıştı. Geçen hafta aşırı sağcıların düzenlediği bir başka yürüyüş sırasında ise Hitler selamı verilmişti.
Bunların karşısında ise çoğu yüksek tahsilli gençlerden oluşan yüzde 20'lik bir grup yer alıyor. Ağırlıklı olarak liberal görüşte olan bu muhalifler, genelde çeşitli kulüplerde örgütleniyor. Bunlardan biri olan Mtkvarze Club temsilcilerinden Davit Chikhladze, amaçlarını şöyle açıklıyor: "Toplumda kabul ve saygı görmenin tek yolu, kenetlenmekten ve korkmamaktan geçiyor. Sadece bu şekilde bir şeyleri değiştirmemiz mümkün.”
Cepheler arasında gerginlik tırmanıyor
Ancak Tiflis'te korkusuzca dolaşmak bugünlerde o kadar da kolay değil. Özellikle de geçen Cuma gününden sonra… Bassiani ve Cafe Gallery adlı kulüplerde makineli tüfekli polis birlikleri baskın düzenledi. Bu sırada 60 kadar ziyaretçi ve gazeteci yaralandı. Büyük infiale neden olan olaylar, gençler arasında bir protesto gösterisine dönüştü.
Ancak bu protestolar klasik sokak yürüyüşleri şeklinde değil, tekno partileri olarak yapılıyor. Tekno protestolarına katılanların sayısı hafta sonu 10 bini buldu. Bunun üzerine sağ cenah da bir karşı gösteri düzenledi. Polis, liberal gençlerin can güvenliğini sağlamakta hayli güçlük çekti. Protestolar, parlamento binası önünde de sürdü.
Protesto yerine müzakere çabası
Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı, protestocu tarafları müzakere masasına çağırarak meseleyi başışçıl yoldan çözüme kavuşturmaya çalıştı. Polis sözcüsü Mamuka Chelidze, kulüplere yapılan polis baskınlarıyla, polis tarafından aranan ve söz konusu iki kulübe gidip gelidkleri tespit edilen uyuşturucu tacirlerinin yakalanmasının amaçlandığını söyledi. Ancak kısa bir süre sonra, aranan sekiz tacirin baskınlardan önce yakalandığı ortaya çıktı. Dolayısıyla polisin argümanı da çürümüş oldu.
Protestocuların bir diğer talebi de uyuşturucuyla mücadele yasasasında değişiklik yapılması. Mevcut düzenlemeye göre uyuşturucu bulundurmak, 20 yıla kadar hapisle cezalandırılıyor. Protestocular, bunun yerine uyuşturucu bağımlılığı ile mücadele programlarına yoğunlaşılması ve kaynakların, cezaevlerindeki mahkumları beslemek yerine bu programa aktarılmasını istiyor.
Dans edin, yoksa korku bizi sindirir!
Parlamento binası önünde toplanan göstericilerin büyük çoğunluğu, 4GB müzik festivalinde tekrar buluştu. Ünlü DJ'lerin hit parçaları eşliğinde dans edilirken, sahnede parlamento binasının ahşap prototipi de dikkat çekti. Bununla verilmek istenen mesaj açık: Protesto devam ediyor!
Zira liberal gençler, hükümetin müzakere çabalarından pek ümitli değil. İçişleri bakanın olaylardan dolayı önce özür dilediğini, ancak daha sonra geri adım attığını belirten protestocuların liderlerinden Davit Chikhladze, bunun sadece bir oyalama taktiğinden ibaret olduğunu düşünüyor: "Önce polis baskınları düzenleniyor. Ardından özür dileniyor ama daha sonra baskınların haklı gerekçelerle yapıldığı savunuuyor. İşte Sovyetler Birliği'nde de işler aynen böyle yürüyordu. Herşey korku üzerine inşaa edilmişti. Son beş yıldır bizim kimseden korkumuz yoktu. Polis baskınlarıya şimdi bu durum değişti.”
Pola Kapuste / Tiflis
© Deutsche Welle Türkçe
