Daha önce de başka felaketlere HAARP’ın neden olduğu iddiaları ortaya atılmıştı.
BBC’nin dezenformasyon araştırma ekibinden Shayan Sardarizadeh, “Yıllardır komplo teorilerine konu olan HAARP programı, bilim insanları ve uzmanların bu iddiaları çürütmesine karşın sık sık doğal felaketlerin arkasındaki neden olarak gösteriliyor” diyor.
İyonesferde yaşanan doğal olaylar, dünyadan iletilen ve GPS uyduları, Wi-Fi sistemleri, uzay araçları ve radyo iletişimi dahil modern teknolojinin birçok alanı için gerekli olan sinyalleri bozabiliyor.
Prof. Ridley, "İyonesferde radyo dalgalarını yutan ve iletişimi imkansız kılan, radyo dalgalarının kaybolduğu süreçler yaşanabilir” diyor.
Bu tür durumları kestirmenin zor olması nedeniyle bilim insanları, inceleme için doğadakine benzer koşullar oluşturmak amacıyla yüksek frekanslı radyo vericileriyle iyonesferin küçük bir bölümünü ısıtıyor.
Jessica Matthews, bunun hava olaylarına yol açmadığını dikkat çekerek, “HAARP’ın gönderdiği frekans aralığındaki radyo sinyalleri Dünya’daki hava koşullarını oluşturan atmosferin iki katmanında yutulmuyor” diyor.
Cornell Üniversitesi’nden Prof. David Hysell de HAARP’in hava durumu üzerinde bir etkisi olamayacağını söylüyor:
"İkisini aynı cümlede kullanamazsınız. Çünkü aralarında hiçbir ilişki yok.”
Shayan Sardarizadeh, doğal afetlerden sonra her zaman komplo teorilerinin yayıldığına dikkat çekiyor.
2022’de Bulgaristan’ın Karlıova kentinde yaşanan sel felaketinden sonra da sosyal medyada HAARP’ın sorumlu tutulduğu paylaşımlar yapıldı.
2021’de Çin’de büyük yıkıma yol açan seller ve Türkiye’deki orman yangınlarından sonra da aynı şey oldu.
Geçen yıl ABD’nin güney-doğu kıyıları ve Karayipler’de etkili olan Ian Kasırgası’nın ardından da HAARP’la ilgili komplo teorileri üretildi.
Türkiye ve Suriye’de yıkıma yol açan depremler bunun son örneği oldu. Ama muhtemelen bu iddialar devam edecek.