Arzu Yıldız
Hâkim ve savcıların kullandığı adalet.org adresindeki sitede yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili tartışma açıldı. Savcı ve hâkimler, polisin yargı talimatıyla yürüttüğü soruşturmaları emniyetteki amirlerine bildirmesi zorunluluğunu getiren Adli Kolluk Yönetmeliği değişikliğini de gündeme getirdiler.
T24'ün aldığı bilgilere göre, "Adli kulluk yönetmeliği" başlığı altında açılan tartışmada dile getirilen bazı görüşler şöyle:
'Cumhuriyet Savcısı değil zabıtası olduk'
Savcı Enver Ö: “Kulluk" kelimesi, kelime manasıyla ağır olsa da, Adli Kolluk Yönetmeliği'nde yapılan değişiklikle açık bir şekilde valinin emri altında çalışan memur haline getirildik. Kimileri eskiden de böyleydi, diyebilir ancak resmi şekilde emir altına alınma bu şekilde olmamıştı. İşin garibi yapılan değişiklik de kendi içinde çelişki barındırıyor. Türkiye’de adli kolluk mu var, bu kolluğun yönetmeliği olsun. Emniyetin uygun gördüğü kişiler adli kolluk görevlisi diye çalışıyorlar. Yoksa bu görevliler bizzat adli kolluk görevlileri değiller.Yönetmelik değişikliği çok hızlı olmuştur. Bu değişiklikle önemli bir soruşturma yapılamaz. Bütün barolara buradan sesleniyorum. Hukuk adına, soruşturmaların selameti adına, bu yönetmeliğin iptali için ne kadar baro başvurabiliyorsa başvursun.
Savcı Özgür K: Artık Cumhuriyetin savcısı değil Cumhuriyet zabıtası unvanını kullanmak gerekir.
Savcı Serkan G: Yargıya bakış açısı, ne diyorsak onu yapın.
'Küçükbaşlar için utanç, büyükbaşlar için onur'
Adalet.org'da açılan bir başka tartışma da "Devlet içerisinde devlet(se) hangisi gerçek" başlığı altında yapıldı. Hâkim ve savcılar bu konuda şu ifadeleri kullandı:
Hakim İlker Ç: Küçükbaşlar tarafından yapıldığı anlaşıldığında, hesap sorulmasında sakınca olmayan bir durumken, büyükbaşlar tarafından yapıldığında hesap sorulmasından korkulan ve hesap soranı işinden/aşından edebilen bir durumdur. Küçükbaşlar tarafından yapıldığında ve yakalanıldığında utanç vesilesi; büyükbaşlarda ise yakalanma olasılığı ve korkusu olmadan fütursuzca gerçekleştirilebilen, toplumun bildiği bir sır ve onayladığı bir eylem. Hatta toplumdan gizli kabul gördüğü için, yapan büyükbaşı içten içe onurlandıran bir eylem. (Toplumumuzun algı ve sezgi gözeneklerine, en büyük itibarın kaynağı ne olursa olsun parada/zenginlikte olduğu işlenmiştir zira ).
Savcı Murat Ü: O halde sormak gerekiyor belki de; sırt sırta verebileceğimiz, Cumhur’un devleti hangisi? On yıllardır var olan mı? Paralelindeki mi? Bir başkası mı? Bu ülkenin insanı topyekün, "güç kimdeyse" ona sırtını dayar,güç bu ülkede sık sık yer değiştirdiği için sırtlar da hep oynaktır.
'Yargı kiralık veya satılık değildir'
Savcı Özgür K: Türk Yargısı kiralık veya satılık değildir. Türk yargısını kimse bu kadar küçük düşürmemişti. Bugüne (kadar) Türkiye mezhep düzeyinde ayırıma bu kadar tanık olunmamıştır. Artık halkın bir kısmı yargıya güvenmiyor. Sadece bu yüzden HSYK Yasası değiştireceklerdir. Kozmik odası, gizli ajandası, ayırıma dayalı fişleri olanlar varsa en kısa zamanda yok etmeleri gerekir. Çünkü yargıdaki fişlemeye dayalı işlemler yargının saygınlığını ve etkinliğini zedelenmesine neden olmuştur. Güncel olduğu için sormak gerekiyor; Hâkim ve savcıları devletin içindeki paralel devlet görevlileri mi fişliyor? Yoksa başkaları mı? Merak ediyorum. Yazdıklarım adalet adına bir durum tespitidir. Bazı meslektaşlarım için ise dostça basit bir tavsiyedir.