Ümit Özdağ, Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin İyi Parti'nin ihracına ilişkin Disiplin Kurulu kararını iptal etmesinin ardından bugün basın toplantısı düzenledi. İyi Parti İstanbul Milletvekili Özdağ, hakkındaki ihraç kararına imza atmayan Muğla İl Başkanı İncilay Gezgin Şekerdağ'ı ziyarete gideceğini açıklamasının ardından İyi Parti tarafından basın yoluyla tehdit edildiğini söyledi. Özdağ, "Eğer Muğla’ya gidersen gereken yapılacakmış. Bu arada Muğla İl Teşkilatına dün gece 45 kişi istifa ettirildi. İl başkanı biraz önce mesajla bana iki sivil polisin gelip kendisini evinden alıp partiye götüreceğini bildirdi. Bir mahkemenin almış olduğu karara herkes saygı duymalı" ifadelerini kullandı. Özdağ, basın toplantısı ardından Muğla'ya doğru yola çıkacağını belirtti.
Öte yandan Özdağ, dün CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın gazetecilerin mahkeme kararına ilişkin soruya, "İyi Parti içine AK Parti tarafından atılmış bir fitne olduğu” cevabını verdiğini hatırlattı. Engin Altay'ın İyi Parti tüzüğünü, ihraç kararını ve içindeki belgeler ile mahkemenin kararını okumadan konuştuğunu ifade eden Özdağ, "Peki bu üç kararı belgeyi okumadan böyle bir açıklama yapmak en basit ifadeyle kasaba politikası denir" dedi. Özdağ sözlerinin devamında da "Engin Altay, Ümit Özdağ'a yapılabilecek en ağır hakareti yapmıştır. Altay benim AKP'ye ve Erdoğan'a karşı 2002'den bu yana verdiğim akademik ve siyasi mücadelenin onda birini veren bir siyasetçi değildir. 16 Nisan kirli referandum gecesi ben Türk halkının oylarını hesabını YSK'nın önünde ve YSK başkanının odasında YSK başkanına sorarken ne Engin Altay oradaydı ne de arkadaşlarından biri oradaydı" diye konuştu.
Özdağ'ın açıklamaları özetle şöyle:
"20 Eylül 2020’de yapılan kongre sonrasında başlayan ve zaman zaman çok sert açıklamlaar ve ne yazık ki hakaretlerle de devam eden bir süreç yaşandı. Olmaması gerekirdi ama siyasette zaman zaman böyle şeyler yaşanıyor. Bunların bir bölümünde hiç unutmayacağım, hiç affetmeyeceğim şeyler de var. Bildiğiniz gibi İstanbul’da üç seçim bölgesi var ben 2. Bölgenin İyi Parti milletvekiliyim. İstanbul 2. Bölgeye İstanbul İl Başkanlığı tarafından İstanbul birinci bölgede yaşayan bir kişi koordinatör olarak atandı. Bu kişinin koordinatör olarak atanmasının tek nedeni bana ve rahmetli babam Muzaffer Özdağ’a sosyal medya üzerinden küfreden bir şerefsiz olmasıydı. Sadece bunun için İyi Parti’nin ikinci bölge koordinatörlüğüne getirildi. Bu atamayı yapanları, görevden alınması için yaptığım talebi görmemezlikten gelenleri hiç affetmeyeceğim.
İyi Parti içinde liyakatsiz ve kötü bir yönetim tarzı olduğuna yönelik değişik eleştirilerim olmuştur. Bakın daha disiplin sürecinin nasıl işletilmesi gerektiğini bile bilmeyen ve avukat olmasına rağmen usul bakımından bozulacak bir davaya öncülük eden Umut Poyraz maalesef bu görevde 2015’te AKP’den aday adayı olarak başvurusu dışında başka hiçbir siyasi başvuru olmayan bu kişi maalesef partimizdeki en kritik makamlardan birinde, genel sekreterlik koltuğunda oturuyor.
Dün, katıldığı bir televizyon programında benim açmış olduğum davanın sonuçlanmasına ilişkin olarak konuştu. Umut Poyraz şunu söylemek istiyor yargı taraflı davranarak çok hızlı bir karar verdi ve burada bir siyasi müdahale var. Oysa bu büyük bir yalan. Yargı, bu konuda siyasi partiler kanunun 57. Maddesine göre 30 gün içinde karar vermek zorunda. Ve 28 günde karar verdi. Yani yargının hızlı çalışması söz konusu taraflı davranması söz konusu değil. Bunu televizyonda söyleyeceğine Uğur Poyraz, bu dosyada vekaleti vardı, kamuoyunu manipüle edeceğine dosyadaki vekaletine dayanıp kendisi gelip o dosyanın arkasında dursaydı. Ama bir ihraç davası açmayı bilmediği için mahkeme sürenin bitiminden iki gün önce ihracı iptal etti.
İhraç kararıyla ilgili söyleyeceğim son şey seksen bir il başkanı içerisinde bir tek Muğla İl Başkanı İncilay Gezgin Şekerdağ bu konu mahkemeye intikal etmiştir sonucu bekleyeceğim ve Özdağ’ın ihraç edilmesi için imza vermeyeceğim dedi. Bütün baskılara direndi. Kendisiyle hiçbir tanışıklığım yok. Ben de haftalar öncesinden bu mahkeme nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın Muğla’ya giderek kendisine teşekkür edeceğimi ifade etmiştim. Bu toplantının arkasından hemen Muğla’ya doğru yola çıkacağım.
Ancak dünden itibaren bana yönelik olarak basın yoluyla tehditler geliyor. Eğer Muğla’ya gidersen gereken yapılacakmış. Bu arada Muğla İl Teşkilatına dün gece 45 kişi istifa ettirildi. İl başkanı biraz önce mesajla bana iki sivil polisin gelip kendisini evinden alıp partiye götüreceğini bildirdi. Bir mahkemenin almış olduğu karara herkes saygı duymalı. Ben bu basın toplantısını İyi Parti İstanbul Milletvekili olarak yapıyorum. Mahkeme kararını alır almaz İyi Parti grubuna bu basın toplantısını yapacağıma dair bilgi verdim. Ve basın toplantısını öyle düzenledim.
Benim tavsiyem herkesin hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi içine sindirmesidir. İyi Parti demokrasinin sonucunda kurulmuştur.
İlginç bir gelişmeyi de dün bu metni yazarken yaşadık. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’a bu salonda bir soru soruldu. Mahkemenin ihracı iptal etmesiyle ilgili olarak. Engin Altay da ‘İyi Parti içine AK Parti tarafından atılmış bir fitne olduğu” cevabını verdi bu iptalin. Doğrusu çok şaşırdım. Altay acaba İyi Parti tüzüğünü okudu mu? Okuduktan sonra acaba ihraç kararını ve içindeki belgeleri okudu mu? Sanırım cevap hayır. Ama üçüncü bir belge daha var. Ona vereceği cevabın hayır olduğunu biliyorum, mahkemenin kararı, onu okudu mu hayır okumadı. Peki bu üç kararı belgeyi okumadan böyle bir açıklama yapmak en basit ifadeyle kasaba politikası denir."
Engin Altay, Ümit Özdağ'a yapılabilecek en ağır hakareti yapmıştır. Altay benim AKP'ye ve Erdoğan'a karşı 2002'den bu yana verdiğim akademik ve siyasi mücadelenin onda birini veren bir siyasetçi değildir. 16 Nisan kirli referandum gecesi ben Türk halkının oylarını hesabını YSK'nın önünde ve YSK başkanının odasında YSK başkanına sorarken ne Engin Altay oradaydı ne de arkadaşlarından biri oradaydı."