Halkevleri, depremin 8’inci ayı nedeniyle Hataylı depremzedelerle bugün Ankara'da açıklama yaptı. Hataylılar adına konuşan Sezai Diyapoğlu, "Deprem bölgesinde yaşayıp gelirini kaybeden ya da halihazırda gelir sahibi olmayan herkese asgari geçim ücreti bağlansın. Kredi, kredi kartı, KYK ve vergi borçları silinsin" talebinde bulundu. Yeşil ve Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, "Antakya'da demografik yapı değiştirilmek isteniyor. Orada yaşayan Arap Alevilerine bu depremin Allah'ın lütfu olarak görüp Hatay halkını oradan sürmek istiyorlar" dedi.
Halkevleri, bugün TBMM yakınındaki yanındaki Cemal Süreyya Parkı'nda 6 şubat depreminin 8'inci ayı nedeniyle Hataylı depremzedelerin katılımıyla basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Yeşil ve Sol Parti milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Necla Demir, Mehmet Zeki İrmez ile Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da destek verdi.
Halkevleri MYK üyesi Berna Demirdaş, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
"Depremin üzerinden tam 8 ay geçti. Peki bu 8 ayın özetini çıkartırsak şunlar çıkacak karşımıza. Depremin ilk anından itibaren bizler, vatandaşlar olarak halk olarak yaşam mücadelesi verdik. Enkazların altında bırakıldık. Günlerce sesimizi duyan olmadı. Bize gelen yardımlar, kurtarmak için gelen arama kurtarma ekipleri şehrin dışında bekletildi. Bizler, enkaz altında kalırken şunu gördük ki bizler çadırlara ulaşamazken şunları gördük ki çadırlarımız satılmış vaziyetteydi. Peki 8 ayda Hatay'da neler oluyor? 8 ay geçmesine rağmen Hatay'da sorunlar katmerlenerek devam ediyor. 8 ay geçti. Enkazlar hızlı bir şekilde kaldırılmaya çalışılıyor. Denetimsiz bir biçimde yapılan yıkımlar Hatay'ı toza dumana asbeste boğdu. Hepimiz sağlık sorunları yaşıyoruz. Yaşadığımız sağlık sorunlarının yanı sıra Hatay'da sağlık hakkına yönelik hiçbir erişimimiz yok. Bir devlet hastanesi kuruldu, hepimiz bunun kurulumunu da biliyoruz. Sahte temeller ile kurdular hastaneyi. Şimdi o hastane ilk yağmurda sular altında kaldı. Sağlık çalışanları ile birlikte depremin ilk anından itibaren revirler kurduk, birlikte mücadelede ettik.
"Devlet yok, dayanışma var"
Eğitim hakkımız için birlikte mücadele ettik. Çocuklarımız ile gençlerimiz ile birlikte eğitim alanları kurduk. Fakat şunu gördük ki hala en temel haklarımız için hiçbir şey yapılmamakta. Hatay'da en sağlam okullar şu an valilik ve kaymakamlık binası. Öğrencilerin gidebileceği nitelikli bir okul yok. Peki bu sorunu gidermek için ne yapılıyor? Hiçbir şey. Bizler 8 aydır Hatay'da yaşam mücadelesi veren insanlarız. Çok basit insanca yaşamak istiyoruz, talebimizi yükseltiyoruz. Depremin ilk anından itibaren gördük ki devlet yok, depremin ilk anından itibaren gördük ki devlet yok, dayanışma var. Emek ve Demokasi Güçleri ile, devrimciler ile kurduk Hatay'ı. Birlikte aşevleri kurduk, birlikte revirler kurduk, birlikte eğitim alanları kurduk, birlikte kadınlar için alanlar kurduk. Şimdi bu alanlarımızı büyütme, bu alanlarımızı yükseltme zamanı. Onlar enkazların tepesinde rant için beklerken bizler yaşam mücadelesini yükseltmek için omuz omuza mücadele etmeye devam ediyoruz."
"Kredi, kredi kartı, KYK ve vergi borçları silinsin"
Hataylılar adına konuşan Sezai Diyapoğlu ise depremin 8'inci ayında temel ve acil taleplerini şöyle sıraladı:
"-Hatay’da ikamet eden ve kamu hizmetinde çalışmak üzere ataması yapılan herkesin sağlıklı koşullarda barınması, kamu eliyle güvence altına alınsın. Evi yıkılanlar için yapılan yeni evler bedelsiz olarak inşa edilsin.
-Deprem bölgesinde yaşayıp gelirini kaybeden ya da halihazırda gelir sahibi olmayan herkese asgari geçim ücreti bağlansın. Kredi, kredi kartı, KYK ve vergi borçları silinsin.
-İş arayan herkese yaşamın sürdürülmesi ve kentin yeniden inşası sürecinde çıkan iş imkanlarında öncelik verilerek güvenceli istihdam sağlansın.
-Kentte ikamet eden herkes sağlık güvenceli sayılsın. Koruyucu sağlık hizmetleri sağlansın.
-Okul binalarının amaç dışı kullanımı son bulsun, hasarlı okullar onarılsın. Eğitim emekçilerine ve öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek sağlansın.
-Her konuta/kişiye temel yaşamsal ihtiyacını sağlayacak enerji, su, internet ve telefon ücretsiz sağlansın. Hanelerin elektrik-su-doğalgaz, telefon, internet faturaları silinsin.
-Esnafın vergi, BAĞ-KUR, SSK borçlarının ertelenme süresi uzatılsın.
-Deprem bölgelerinde kadınların LGBTİ'lerin sağlık ve barınma hizmetleri sağlansın. Yaşadıkları hak ihlallerine karşı başvurabilecekleri yerlerin sayısı artırılsın. İnsanca yaşam için mücadeleyi bırakmayacağız. Sıkıntılar arasında yeni bir yaşam kuracağız.”
"Antakya'da demografik yapı değiştirilmeye çalışılıyor"
Tülay Hatimoğulları ise şunları söyledi:
"Depremin üzerinden 8 ay geçti ama bir taş üstüne taş konmuş değil. Her gün yeni kamulaştırma haberleri ile uyanıyoruz. Bugün aldığım haber, Samandağ Çarşı Merkezi'nin tamamen kamulaştırıldığı yönündedir. Hatay'a belli ki özel bir politika uygulanıyor. Bugün başka deprem bölgelerinde ki biz bundan mutluluk duyuyoruz. Konutlar inşa edilmeye başlanmış ve konutlarda anahtar teslim edilmek üzere. Bu büyük mutluluktur. Depremzedenin ne çektiğini Ankara duymak zorunda. Depremzedenin yaşadığı açlığı, yoksulluğu, 8 ay geçmesine rağmen gıdaya, hijyene olan ihtiyacı Ankara duymak zorunda. Hatay'da bir taş üzerine taş koymadılar. İnsanlar çadırlarda yaşarken birkaç gün önce o çadırlar sular altında kaldı. Elektrik kontaklarından her gün ya bir çadırda ya bir konteynerde yangınlar çıkıyor.
Antakya'da demografik yapı değiştirilmek isteniyor. Orada yaşayan Arap Alevilerine bu depremi Allah'ın lütfu olarak görüp Hatay halkını oradan sürümek istiyorlar. Bu sesin bir kez daha duyulmasını istiyoruz. Hatay halkı şu iradeyi ortaya koymuştur; burada bir doğduk, hiçbir yere gitmiyoruz. Kültürü ile farklılığı ile bu ülkede bir arada yaşamak için en çok emek verenlerdendir Arap Alevileri. İktidar, Hatay'la ilgili projesinin ne olduğunu açıklaması gerekir. Arkadaşlarımızın taleplerini Meclis başkanlığına beraber sunacağız. Hep birlikte Hatay’ın sesi olalım."
"Hatay'ı da tüm ülkeyi de yeniden kuracağız"
Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk de şöyle konuştu:
“8 ay geçti. En temel haklarımız hayata geçirilmedi. Biz isterdik ki 8 ayda insanların yarası sarılsın, 8 ay sonra depremzedeler buraya gelmek zorunda kalmasın. Zaten tükenmekte olan nefesleri bir de yöneticilere dert anlatarak tükenmesin. İsterdik ki onlar burada daha güzel karşılansın. Bugün sadece depremde enkaz altında kalan Hatay mıdır? Hayır, aynı zamanda Ankara’dır, Meclis’tir. Araştırma önergeleri AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Bizler diyoruz ki, insan canını hiçe sayan iktidara rağmen Hatay'ı hep birlikte inşa edeceğiz. Hatay'ı da tüm ülkeyi de yeniden kuracağız"
"Meclis duysun, yaptık dediklerinizi yapmadıklarınızı ortaya koyacaklar"
Sevda Karaca ise şunları söyledi:
"AKP-MHP iktidarı gerekeni yapıyor dediler. Göz göre göre yalan söylediler. Bu cümleleri kurdukları gün, o dakikalarda selde çadırlar yüzüyordu. Deprem bölgesinde eğitimde hiçbir sorun dedikleri dakikalarda deprem bölgesindeki çocuklar eğitim alamadıkları için isyan ediyorlardı. Bizim gerçekliğimizi yalanlarla kapatmak istiyorlar. Bu yalanlara izin vermeyeceğiz. Hatay halkına barınma hakkını vermeyenler patronlara ihale veriyor, eğitim hakkı vermeyenler protokollerle çocukları tarikatlara teslim ediyor. Bu rantçı düzene izin vermeyeceğiz. Bu sesi büyütmeye devam edeceğiz. Duymayan Meclis duysun, yaptık dediklerinizi yapmadıklarınızı ortaya koyacaklar."
"Enkazların yüzde 70'inden fazlası kaldırılmış değil"
Açıklamaya katılan Hataylı depremzedeler, yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Sağlık emekçisi Meryem Avcı, şunları söyledi:
"Enkazların yüzde 70'inden fazlası kaldırılmış değil. Konut problemi yaşıyoruz. İnsanlar çadır, konteynerlerde yaşıyor. Onları da biliyorsunuz su bastı. Onun dışında kalıcı konutlara ihtiyacı var Hatay halkının. Ama henüz bununla ilgili bir gelişme yok. Hastaneler de sular altında kaldı.
"Hatay'da insanlar nitelikli sağlık hizmetine ulaşamıyorlar"
Ben sağlık emekçisiyim aynı zamanda, Hatay'da insanlar nitelikli sağlık hizmetine ulaşamıyorlar. Sağlık emekçileri de çok zor şartlar altında çalışmak zorunda kalıyor. Seçim öncesi Defne Devlet Hastanesi açıldı ama tam teşekküllü bir hastane değil. Birçok eksiği var. Yağmurdan sonra yollar bozuluyor, ulaşım zaten büyük bir sıkıntı. Ulaşım problemi yaşanıyor. Belediye otobüsleri hala tam zamanlı çalışmıyor. İnsanlar birkaç saat boyunca otobüs beklemek zorunda kalıyor.
Birinci basamak sağlık hizmetlerine hala ulaşılamıyor. Aile sağlığı merkezlerinin (ASM) yüzde 80'ni yıkıldı. Konteynerkentlerde birinci basamak sağlık hizmetleri üretilmeye çalışılıyor ama aşı oranları yüzde 50'lerin altına düştü maalesef.
"Hatay'ı görün"
Ağustosun ikinci haftasına kadar Antakya merkezde Defne'de ve Samandağ'da sezeryan doğum yapılan hastane yoktu. Bir aydır üniversite hastanesi açık ama çok nadir sezeryan alabiliyor, koşulları elverişli olmadığından ötürü. İnsanlar mecburen özel hastanelerde doğum yapmak zorunda kalıyor ya da 65-70 kilometre uzaklıktaki hastanelere gitmek zorunda kalıyor. Kadınlar için bu da büyük bir sorun. Hatay'ı görün diyoruz artık. 8 ay oldu, devlet yanımızda yoktu hala yok. Hatay halkı sağlıklı koşullarda yaşamak istiyor"