Haluk Levent, kanser hastası olduğunu söyleyerek kendisiyle buluşan ve yalan söylediği ortaya çıkan kadını bir psikiyatrist ile görüştürdüğünü belirterek, "Ne olursa olsun o hasta. Beyin tümörü değil ama şizofreni durumu. Şu an cezasını çekiyor zaten. Tüm ülke ona nefret kusuyor... Onu bu şekilde bırakamam. Tedavi ettireceğiz" ifadelerini kullandı.
Daha önceki paylaşımlarında söz konusu olay nedeniyle hayalkırıklığına uğradığını belirten Haluk Levent, yaşadığı süreci sosyal medyadan anlattı. Levent Şunları söyledi:
"Bir karadeniz gezisinde tweet'ler atıyordum, bir vosvos araba ile poz vermiştim.İlk o tweet'in altında görmüştüm onu. 'Abi bir gün ben de gezebilir miyim' gibi, buna benzer bir şeydi. Takipçilerim de etiketliyordu onu devamlı. Saçı yoktu ve bazı fotolarda maske vardı. Onu mutlu etmeliyim diye düşündüm ve irtibat kurdum. 'İzmir'e geldiğimde görüşürüz' dedim.Hatta o tweet attı sonra 'Abi çay içer miyiz?' diye. İzmir'e gittiğimde, söz verdiğim gibi görüştük.Onun istediği gibi kordonda gitar muhabbeti yaptık
Şarkılar söyledik ve çayımızı içtik. Bana beyin tümörüyle ilgili problemi olduğunu ve 9 Eylül Araştırma Hastanesi'ne gidip geldiğini söyledi. Ben de 'Elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız' dedim. Yani bu kız AHBAP platformuna 'Ben hastayım gelin beni tedavi ettirin' demedi. Yani çok doğal haliyle gelişen bir sohbetti. Daha sonra bir kez daha görüştük tahmin ediyorum bir ay sonra, bir konsere geldi. 'Abi AHBAP'lara ben de katılabilir miyim?' dedi. 'AHBAP'lık için bazı kriterler var, o kriterlerle AHBAP olabilirsin ama seni fahri AHBAP yapalım' dedim.
Ona tedavi süresince iyi geleceğini düşündüğümden ona moral olsun diye İzmir AHBAP’a aldım. Ama bu esnada da tekrar raporları sordum. O da yakında hastaneden raporları alıp göndereceğini iletti. Daha sonra ben İzmir başkanımız Yeşim ile görüştüm. Ve İzmir başkanımız Yeşim'e 'Onu WhatsApp grubuna alın, onunla konuşun, ona moral verin' dedim. Ama Yeşim'e de 'Raporları bir an önce alın ve bana iletin' dedim. Çünkü nasıl bir tedavi gördüğünü görmek ilgilenmek istedim. Tarihleri karıştırmayayım size en ufak bir yanlış bilgi vermeyeyim diye bazı tweet'leri tekrar yazıyorum. Aklıma başka şeyler geldi. Devam ediyorum.
İstanbul'da birçok hastaneden randevu ayarlayacaktım. Çünkü ailesinin durumu kötüydü ve bizler onun için ne yapabiliriz diye düşünmek zorundayız. Bu sebeple Yeditepe Üniversitesi Hastanesi'nden Uğur Türe hocanın ekibi ile görüştüm. Ardından Acıbadem ve Medipol ile. İzmir’de bir yere yönlendirdim ama İrem mazeret gösterdi. Hatta 'Şu sıra çok kötüyüm evden çıkamıyorum abi' deyip tekrar oyaladı. İzmir başkanı Yeşim’le tekrar görüştüm. 'Takipçisi ol lütfen' dedim.
O mutlu olsun diye bazı zamanlar onun sevdiği şarkıları telefonda ona söyledim. (Arkadaşlar beyin tümöründen son 6 ayda 3 çocuğumuzu kaybettik. Çok tehlikeli bir hastalık. Bu sebeple çok hassas davranıyordum İrem’e.) Sonra Yeşim aradı. 'Abi bu kızla ilgili şüphelerimiz var, bu kız şizofren olabilir. Bir psikoloji rahatsızlığı var bu kızın. Buna eminim' dedi. Ben de 9 Eylül Araştırma Hastanesi'nde beyin ile ilgili bölümleri ve kanser ile ilgili bölümleri arayıp tek tek İrem'in kaydını sordum.
Adı soyadına göre sorgulatma yaptırdım ama hiçbir kayda rastlamadım. Ve kendisini aradım. Bundan birkaç gün önce. 'Anlat dedim. Bana anlat!' dedim. 'Hiçbir şey yok' dedi. 'Hiçbir problem yok' dedi. 'Ben, raporları göndereceğim' dedi. Göndermedi, gönderemedi. Sonra sosyal medya hesaplarını kapattı. Ama hala içimde onun yalan söylemediği, durumu vardı ki bana hala raporları getireceğini söylüyordu. Ve İzmir AHBAP'tan Yeşim ile görüştüğümüzde 'Abi artık net. AHBAP grubundan da çıkardım' dedi.
Ve olay dün akşam bir Twitter kullanıcısının yazması sonucu patladı. O da İzmir AHBAP’larından biri ile görüşmüş. Öncelikle biz AHBAP platformu olarak, 'Haydi İzmir! Şurup'a yardım edelim' diye bir tweet atmadık. Ona AHBAP platformu olarak bir para desteğinde bulunmadık. Gönlümüz kırık... Kalbimiz kırık... Umarım tedavi olur. Tek sevindiğim şey beni kandırmış olsa da onun beyin tümörüne yakalanmamış olmasıydı. Tek tesellim o. En azından buna seviniyorum. Onun için çok çaba harcadım çok emek harcadım. Arayıp ağladığı zamanlar ona moral verdim.
Son... Ama oldu bir kere. Bizim bir para ilişkimiz olmadı. Başkaları ile ne yaşadığını bilmiyorum. Ortaya çıkacaktır zaten. Umarım bu kızımız tedavi olur ve topluma daha sağlıklı bir şekilde döner. Bir son daha! Bazıları kızacak ama bugün onunla telefonla görüşüp bir psikiyatri ile görüştürdüm. Ne olursa olsun o hasta. Beyin tümörü değil ama şizofreni durumu. Şu an cezasını çekiyor zaten. Tüm ülke ona nefret kusuyor... Onu bu şekilde bırakamam. Tedavi ettireceğiz.
İrem’in yaptığının savunulacak hiç bir tarafı yok! İsteyen savcılığa gider. Karışmayız! Hatta bazıları “abi sen de ilgileniyorsun diye para yolladım” diyor. Neden? Kaç kez yazdım “yapmayın etmeyin valilik izni olmayan kimseye para göndermeyin” diye. Haksız mıyım be canlarım?"