Harfa Yayınları üç yeni kitap yayımlayarak yayın hayatına başladı. Güncel çeviri edebiyat ağırlıklı bir yayın programı planlayan yayınevi, ağırlıklı olarak Avrupa dillerinden, ama olabildiğince de dünyanın daha az temsil edilen dillerinin edebiyatlarından çeviriler yayımlamayı hedefliyor.
Harfa Yayınları, Covid - 19 sürecinde kurulmasına rağmen geçtiğimiz farklı türlerde üç kitapla yayın hayatına merhaba dedi.
Ilya Kaminsky’nin 15 yılda tamamladığı "Sağır Cumhuriyet" adlı şiir kitabı ve ülkesinde büyük bir başarı elde eden T. S Elliot ödüllü Ocean Vuong da ilk romanı "Yeryüzünde Bir An için Muhteşemiz" ile ilk defa Türkçe olarak okuyucuların karşısına çıkıyor.
Tanıtım bülteninden
* Yeryüzünde Bir An için Muhteşemiz, Ocean Vuong
"Her kar tanesinin birbirinden farklı olduğunu söylerler, ama kar fırtınası hepimizin üstünü aynı şekilde örtüyor."
Şair Ocean Vuong, yirmili yaşlarında bir oğulun okuma yazma bilmeyen annesine hitaben yazdığı bir mektup formundaki ilk romanı Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz’de, Vietnamlı bir ailenin ırkçı şiddetin kol gezdiği beyaz Amerika’daki hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.
Bu geçmişe dönüşler ve sorularla dolu mektubun "Küçük Köpek" takma adlı yazarı, kendi kimliğini keşfetme macerasıyla ailesinin Vietnam Savaşı’nın damga vurduğu hikâyesini iç içe geçirirken, hayatının daha önce annesinden sakladığı taraflarını da paylaşıyor. Küçük Köpek’ten İngilizceyi yeni öğrenen bir çocukken okulda yaşadıklarını, mevsimlik işçi olarak tütün tarlalarında geçirdiği yazları, annesiyle çatışmalı ama sıcak ilişkisini, ilk aşkının yürek burkucu hikâyesini ve nasıl yavaş yavaş bir yazara dönüştüğünü dinlerken sadece günümüz Amerika’sının acımasız gerçekliğine değil, dilin iyileştirici, hatta kurtarıcı gücüne de tanıklık ediyoruz.
Yeryüzünde Bir An İçin Muhteşemiz, ırkçılık, sınıf, şiddet, erkeklik gibi meselelere şaşırtıcı bir cesaretle giren, unutulmaz bir roman. Kendi sesini bulan bir oğulun, sesini hiçbir zaman duyuramayacak annesine, sonunda, yazıyla ödediği borç.
* Ağlama Kitabı, Heather Christle
"Belki de dil bizi yarı yolda bıraktığı, kelimeler acımızı layığıyla aktaramadığı zaman ağlıyoruzdur."
Niye ağlarız? Ağlamaktan niye utanır, ağladığımızı niye gizlemeye çalışırız? Her gözyaşı aynı mıdır? Ağlama Kitabı, şair Heather Christle’ın hayatının ölüm acısıyla doğum heyecanını aynı anda yaşadığı bir döneminde, hem yasla hem de annelik fikriyle baş etmeye çalışırken döktüğü gözyaşlarını anlama ihtiyacıyla çıktığı bir düşünce ve araştırma yolculuğunun ürünü.
Bu yolculukta bir taraftan kendi gözyaşlarının geçmişine dönerken bir taraftan da ağlamanın kimyasını, tarihini ve kadınlık, erkeklik, sanat, siyaset, yaş ve renkle ilişkisini araştırmaya koyulan Christle, ortaçağ mistiği Margery Kempe’in dinmeyen gözyaşlarından Ay modülünde gözleri dolan Neil Armstrong’a, Harikalar Diyarı’nda kendi gözyaşlarının içinde boğulma tehlikesi geçiren Alice’ten Donald Trump’ın "Ağlar mısınız?" sorusuna verdiği cevaba, kadın özgürleşmesi tarihinin önemli bazı anlarından ırkçı şiddet vakalarına, şiirlere, filmlere ve bilimsel araştırmalara uzanan çok geniş bir alanı katediyor.
Ağlama Kitabı, gözyaşlarının güzelliğine ve gizemine yaklaşmaya çalışan bir yazarın yolda keşfettikleri. Ağlamanın zayıflıkla ilişkilendirilmesine güçlü bir itiraz. Fragmanlardan oluşan şaşırtıcı ve dokunaklı bir otobiyografi: Sanatçının ayna karşısında ağlayan bir kadın olarak portresi.
* Sağır Cumhuriyet, Ilya Kaminsky
"Sağırlar sessizliğe inanmaz. Sessizlik, işitenlerin icadıdır."
Sağır Cumhuriyet, şiirlerle kurulmuş bir tiyatro oyunu gibi okuduğumuz bir mesel. Rus asıllı Amerikalı şair Ilya Kaminsky, üzerinde on beş yıl çalıştığı bu benzersiz kitapta işgal altındaki bir ülkede yaşananların hikâyesini anlatırken şiddet ve baskı karşısındaki sessizliğimiz, sessizliğin türleri, sessiz bırakılmakla sessiz kalmaya karar vermek arasındaki fark üzerine düşünüyor.
Kuşatılmış bir kasaba (Vasenka), kasaba meydanında askerlerin vurup öldürdüğü sağır bir çocuk (Petya) ve çocuğu öldüren silah patladığı anda sağırlaşan kasaba halkı. Çocuğun ölümünün ardından kasabaya çöken sessizlikte, sağır halk işaret diliyle bir direniş örgütlemeye başlıyor. Bir taraftan da ilk çocuklarını bekleyen Alfonso-Sonya çiftiyle kasabadaki kukla tiyatrosunun sahibesi Galya Ana’nın hikâyelerini takip ediyoruz. Askerler sağırlığı "salgın hastalık" ilan ediyor, Galya’nın kuklacılarıysa gündüzleri Vasenkalılara işaret dilini öğretip geceleri usulca askerleri öldürüyor.
Ama Sağır Cumhuriyet sadece bir ağıt değil, aynı zamanda ümide, direnmeye, yaşama sevincine yazılmış coşkulu bir methiye. Tek bir şiir geleneğinden beslenmediği gibi tek bir duygudan da beslenmeyen Kaminsky, acıyla, şiddetle ve baskıyla beklenmedik, heyecan verici başa çıkma yolları hayal ediyor.