Gündem

Hatay'da deprem sonrası eğitim krizi; öğrenciler konteyner ve taşımalı sistemle eğitime devam ediyor

Ortaya çıkan insan sağlığına son derece zararlı bu tozlar yıkımın etkisiyle şehir merkezine kadar ulaşıyor.

30 Eylül 2024 08:04

T24 Haber Merkezi

Hatay'da depremde hasar gören okulların yıkım ve güçlendirme çalışmaları devam ederken, öğrenciler ya taşımalı ya da konteynerlerde eğitime devam etmeye çalışıyor. Depremzedeler, eşit olmayan koşullara tepki gösteriyor.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 19 ay geçmişken, kentteki barınma ve eğitim sorunlarına henüz tam olarak çözüm bulunamadı. Öğrenciler, hâlâ deprem bölgesinde ya taşımalı ya da konteynerlerde eğitim alıyor. İskenderun Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Oruç Reis İlkokulu ve Yunus Emre İmam Hatip Ortaokulu gibi okullar, yetersiz bina imkânları nedeniyle öğrencilerini tek bir binada toplamak zorunda kaldı.

Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, yan binaların yıkım kararı alınmış okullar, uzun yaz tatili boyunca neden bakım ve onarım yapılmadığı sorusunu akıllara getirirken, Hatay Depremzede Derneği Üyesi Ece Doğru, kentteki okulların eğitime hazır olmamasına dikkat çekti ve şunları söyledi: "Okulun yanında bir konteynerde öğrenciler eğitim görüyor. Yıkımın, güçlendirmenin arasında çocuklar ders görüyor. Dursunlu’daki Gazi Ortaokulu da yıkıldı ve oradaki öğrenciler de taşımalı eğitim görüyorlar. Antakya Lisesi de yıkıldı ve yerine yenisi yapılmadı. Çocuklarda ciddi bir motivasyon kaybı var. Güçlendirmelerin çoktan tamamlanması gerekiyordu."

BirGün'ün haberine göre, Doğru, "Konteynerde kalan dört kişilik bir aile dahi çalışma ortamı oluşturmakta zorluk çekiyor. Taşımalı eğitim tam olarak sağlanmış değil, yollar mayın tarlasına dönmüş durumda. Küf kokan sınıflarda eğitim görmek ve vermek oldukça güç. Burada öğrenciler eşitsiz koşullarla mücadele içindeler." diyerek yaşanan zorlukları anlattı.

CHP'li vekilden tepki

CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, eğitimin aksadığını belirterek, "Okulun yıkımı hiçbir önlem alınmaksızın, su kullanılmadan gün ortası yurttaşlarımızın günlük hayatının devam ettiği sırada gerçekleştiriliyor. Ortaya çıkan insan sağlığına son derece zararlı bu tozlar yıkımın etkisiyle şehir merkezine kadar ulaşıyor. Şehir yeniden inşa edilirken yurttaşlarımızın sağlığının hiçe sayılmaması gerektiğini defalarca dile getirdik. Yetkililere, yıkım işlemleri esnasında önlem alınmasını, inşaat şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesi gerektiğini, doğanın ve yaşam alanlarımızın korunması gerektiğini tekrar hatırlatıyorum. Ne yazık ki Hatay’da yurttaşlarımızla beraber her günümüzü mahallelerimizi taş ve maden ocaklarının sorumsuz faaliyetlerinden; peynir ekmek gibi verilen ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararlarından korumak için mücadele ederek geçiriyoruz. Bir gün deprem konutlarındaki denetimsizlik iddialarıyla, bir başka gün çözülemeyen altyapı sorunlarıyla karşı karşıya kalıyoruz. Depremin yarattığı büyük yıkım ortada; ancak geçen 19 ayın ardından, Hatay’daki sorunların yerinde, zamanında, şehrin dokusunu gözeterek ve yurttaşlarımızı mağdur etmeden çözülmesi gerek." şeklinde konuştu.


Bol ödüllü 'Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri' filminin konusu ne?