Dünya
Deutsche Welle

Hayal kırıklığına uğrayan dönüyor

Aile hasreti çeken, yüzlerce kişiyle birlikte statlarda kalmaktan bıkan mülteci adayları Avusturya’dan ayrılıp ülkelerine dönüyorlar. Hayalleri yıkılan sığınmacılarla konuşan Alison Langley’in haberi.

04 Şubat 2016 14:04


Hüseyin Muhammed tekerlekli sandalyede oturan 14 yaşındaki gencin annesiyle ilgili sözlerini duyunca gözyaşlarını tutamadı. Kürt genci mükemmel Almancasıyla bir yıl önce babasıyla birlikte tedavi amacıyla Avusturya'ya geldiklerini anlatıyordu.

Avusturya'da kendilerine uzatılması mümkün olan bir yıllık geçici ikamet izni verilmiş. Annesini yanına almasına ise izin verilmemiş. Babasıyla birlikte İnsan Hakları derneğinden yardım istemeye gitmiş. Genç annesinin çök özlediğini anlatırken onu dinleyen 22 yaşındaki Muhammed de hüngür hüngür ağlıyor.

Genç, “Annem hasta, beni çök özledi, ne zaman telefonlaşsak, ağlıyor, yüksek tansiyonu var, oğlunu merak ediyor” diyor. Muhammed yeni bir hayata başlayıp annesini gururlandırmak için Avusturya'ya geldiğini söylüyor.

Ama şimdi yeni bir hayat kuramadan Irak'a geri dönüyor. Ütülü ceketini ve yıkılan hayallerini de birlikte götürüyor. Onun gibi, muallâkta bırakılmaktan bıkan, çalışma ve dil öğrenme imkânı bulamayan, normal bir hayat sürdüremeyip ailesinin hasretini çeken nice sığınmacı da onunla birlikte ülkesine dönüyor.

Dernek başkanı Gunter Ecker ocak ayında ülkeyi terk eden, çoğu Iraklı 347 kişiye yardımcı olduklarını söylüyor. 2015 yılında dönenlerin sayısı 2 bin 500 olmuş. Bu yıl bu sayının bir kat artacağını tahmin ediyor. Dernek seyahat belgelerinin ve uçak biletlerinin temin edilmesinde Uluslararası Göç Örgütü ile birlikte çalışıyor.

‘Avusturya'ya hoş geldiniz'

Avusturya İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner ülkesini mülteciler için cazip olmaktan çıkaracaklarını söylemişti. Bakanın amacı, önümüzde üç yılda en az 50 bin yabancıyı geri göndermek.

Geçen yılki ani mülteci akınına hazırlıksız yakalanan muhafazakâr içişleri bakanı mültecilere uygun kalacak yer hazırlamadığı gerekçesiyle eleştirilmekteydi. Mart ayında kurulan çadırları gören Avusturyalılar zengin bir ülkenin göçmenlere bunu mu layık gördüğünü sormaktaydılar.

Ülkeye gelen mültecileri hükümet üyeleri yerine yardım gönüllüleri karşıladı. Gönüllüler yaz boyunca mültecilere yiyecek ve giyecek yardımı yapıp onlara kalacak yer buldular. Bazı aileler ‘hoş geldiniz' diyerek onlara evlerini açtı.

Muhammed bir buçuk yıl Türkiye'de çalıştıktan sonra Avusturya'ya gelmiş. Üniversiteye gidip mühendis olmak istiyormuş. Bağdat'tan çalışıp ailesine destek olmak için ayrılmış. Arzusu gündelik işlerde çalışmak yerine kendine daha iyi bir hayat kurmakmış.

Altı ay önce Avusturya'ya gelebilmek için insan kaçakçılarına 4 bin euro ödemiş. Zahmetli bir yolculuk olmuş. Ama hep zahmete değer olduğunu düşünmüş. Yardım örgütleri tarafından kurulan ‘varış kampında' birkaç ay kaldıktan sonra kamptaki izdiham ve kötü koşullar nedeniyle Avusturya'nın Poysdorf köyüne gönderilmiş. Avusturya'dan ayrılana kadar da orada kalmış.

Kendisine iyi davrandıklarını ama çok sıkıldığını anlatıyor. Gönüllüler mülteci yurdundakilere Almanca öğretmek için haftada iki kez Poysdorf'a geliyorlarmış. Diğer zamanlarda başının çaresine bakmak zorunda kalıyorlarmış. Okul, iş ve para yokmuş. İnternet üzerinden haberleştiği annesi her defasında ağlıyormuş. Dernek bu hafta ülkesine dönmesi için ona uçak bileti ayarlamış.

Derneğe randevusuz gelen iki kişi, ‘şanslıymış' diyor. Adlarını vermek istemiyorlar. Kaldıkları yerdeki kötü şartları anlattıkları takdirde Avusturya'da kalma şansını yitirmekten endişe ediyorlar.

Viyana dışındaki bir stadyumda dört ay geçirmişler. Tek bir duş varmış. Bozulan banyo tamir edilmek yerine kapısına kilit vuruluyormuş. Yemekler kötüymüş. Dil dersi almamışlar, mahremiyet denen bir şey de yokmuş.

Mültecilere verileceği açıklanan 40 euro'luk cep harçlığını hiç görmemişler. Ne zaman sorsalar, ‘yarın gelir' cevabını almışlar. İran'daki aileleri onlara yardım etmiş. Paraları olmadığı için otobüsle şehre de inemiyorlarmış.

‘Farklı hayat'

2004 yılında kurulduğundan beri İnsan Hakları Derneği'nde çalışan Şara Mecid ofisini sabahın erken saatlerinden itibaren haklarını öğrenmek isteyen sığınmacıların doldurduğunu anlatıyor. Çoğunun sabrı tükenmiş, ülkesine dönmek istiyormuş. İki İranlı gibi diğerleri ise biraz daha dişini sıkmaya kararlıymış. Tahran'a döndüklerinde başlarının belaya girmesinden çekindikleri için Avusturya'dan ayrılamıyorlarmış.

Cevad Necefi'nin artık bir şey burnunda değil. 31 yaşındaki İranlı dönmeye kararlı. Aralık ayında insan kaçakçılarına 4 bin 750 Euro ödeyip Balkan rotası üzerinden geldiği Almanya'dan geri çevrilen Necefi neden Almanya'ya alınmadığını anlayamıyor. Yılbaşı gecesi yeni bir hayata başlamanın sevincini yaşamaya hazırlanırken onu sınırdaki bir Kızılay çadırına göndermişler.

İranlının beklemeye niyeti yokmuş. Birkaç gün sonra Salzburg'dan Almanya'ya geçmeyi bir defa daha denemiş. Gece yarısı devriyeye yakalanıp başka bir çadıra gönderilmiş. Kendisine, Avusturya'da iltica başvurusunda bulunmayıp Almanya'ya geçmekle yasaları ihlal ettiği için tutuklanabileceği anlatılmış.

Sonunda Viyana'nın yolunu tutmuş. Yanında hiçbir belge bulundurmaması yüzünden bütün haklarını da kaybetmiş. Avusturya'da başvuru yapmamış. Sokaklarda dolaşıp geceyi sıcak çorba da içebildiği, bir hayır kurumunun yatakhanesinde geçiriyor. Kokuyor. Haftalardır yıkanmamış. Tek arzusu İran'a dönebilmek. “Farklı bir hayat hayal etmiştim” diyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle