Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde intihar eden oğlu Emre Yıldır'a (23), küçük yaştan itibaren cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 26 yıl hapis cezasına çarptırılan Vedat Tarhan'ın (71) Yargıtay kararı ile tahliye olmasına tepki gösteren Oya Yıldır, "Bu haberle yeniden öldük, artık yaşamak istemiyorum. Oğlum öldü, kurtuldu" dedi.
Çorlu ilçesinde 9 yaşından itibaren, 9 yıl boyunca akrabası Vedat Tarhan'ın cinsel istismarına uğrayan Emre Yıldır, 29 Nisan 2019'da 15'inci kattaki evlerinin penceresinden atlayarak, yaşamına son verdi. İntihar etmeden 1 ay önce ailesine 2002-2003 yıllarında evlerinde kalan Vedat Tarhan'ın 2011 yılına kadar kendisine cinsel istismarda bulunduğunu açıklayan Emre Yıldır'ın, sanık ile yüz yüze gerçekleştirdiği görüşmeye ait ses kaydıyla Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu, ancak dilekçenin intihardan sonra işleme koyulduğu ortaya çıktı.
26 yıl hapis cezasına çarptırıldı
Emre Yıldır'ın intiharından sonra gözaltına alınan ve 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' iddiasıyla tutuklanan Vedat Tarhan, davanın görülen ilk duruşmasında tahliye edildi. Savcının itirazının ardından hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarılan Vedat Tarhan, 19 Ağustos 2019'da Çanakkale'de yakalanıp, tutuklandı. Tarhan, Edirne 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 16 Kasım 2020'de görülen 10'uncu duruşmada, 'çocuğun nitelikli istismarı' suçundan herhangi bir indirime gidilmeden, 26 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Gizli ses kaydı delil oldu
Mahkeme, davaya ilişkin gerekçeli kararını da açıklayarak, Tarhan'ın 26 yıl hapis cezası almasını sağlayan en kritik delil konumundaki gizli ses kaydını 'hukuka uygun ve hükme esas delil' olarak kabul etti. 20 dakikaya yakın süren kayıtta Tarhan, Emre Yıldır'a yönelik eylemlerini kabul etti. Kararda, "Mağdurun uğradığı cinsel istismar eylemleri nedeniyle beden ve ruh sağlığı bozuldu. Ruhsal olarak çöküntü yaşaması nedeniyle sanığın eylemlerine karşı koyması, hayatın olağan akışına da uygun değil. Sanığın, mağdura yönelik zincirleme şekilde 'nitelikli cinsel istismar' suçunu işlediği yönünde mahkememizde tam bir vicdani kanıya varılmıştır" denildi.
Yargıtay tahliye kararı verdi
Tarhan'ın avukatının itirazı ile dava dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 25'inci Ceza Dairesi’nce ele alındı. İncelemeyi geçen yıl mart ayında tamamlayan 25'inci Ceza Dairesi, yerel mahkeme kararının yerinde olduğunu hükmetti. Bu karar da Yargıtay'a taşındı. Dosya, Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi'nin önüne geldi. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa Yıldız, 10 Ağustos 2021'de 9'uncu Ceza Dairesi'ne gönderdiği yazıda, sanık avukatlarının temyiz talebinin reddi, istinaf mahkemesi kararının da onanması yönünde görüş bildirdi. Ancak dosyaya bakan 9'uncu Ceza Dairesi, istinaf mahkemesinin kararını bozarak, Tarhan'ın tahliye edilmesine karar verdi. Tahliye yazısı ile birlikte Tarhan, bulunduğu Çanakkale E Tipi Kapalı Cezaevi'nden 8 Mart 2022'de tahliye edildi.
"Bu haberle yeniden öldük"
Emre Yıldır'ın annesi Oya Yıldır, Vedat Tarhan'ın tahliye haberi ile büyük üzüntü yaşadığını söyledi. Oğlunun tişörtüne sarılarak uzun süre gözyaşı döken Yıldır, "Bu haberle yeniden öldük, artık yaşamak istemiyorum. Oğlum öldü, kurtuldu. Ben de onun gibi ölmek istiyorum, başka bir şey istemiyorum, çaresizim. Oğluma diyordum; avukatlar, hakimler, savcılar var, bizi korurlar. Hep onu teselli ediyordum. Ama olmadı demek ki, bilmiyorum. Tekrar söylüyorum; adalete güveniyorum. Ne olur gereğini yapsınlar, bu adamı içeri atsınlar ve en ağır cezayı versinler. Başka bir şey istemiyorum, acımız hiç bitmedi. Bu gidişle bitmeyecek. Her gün gelip oğlumun yatağında onu okşuyorum, seviyorum. Mezarına gidiyorum, onunla konuşmaya çalışıyorum. Ama bu haberi ona nasıl vereceğim, bilmiyorum. Her gün burada bornozları var; onları kokluyorum, 'Canım oğlum' diyorum. Ama onu nasıl rahat ettireceğimi bilmiyorum. Çaresizim, canım oğlum, gülüşüne kurban olduğum. Güler yüzümüzü soldurdular" dedi.
"Her gün ölüp ölüp diriliyoruz"
Emre Yıldır'ın ablası Derya Gür de tahliyeyi Vedat Tarhan'ı yolda görüp, kendilerine haber veren kişilerden öğrendiklerini belirterek, "Benzetmiş olabilirler, olamaz dedik. Çünkü resmi olarak da herhangi bir tebliğimiz, herhangi bir haberimiz yoktu. Avukatımızla beraber bunun takibini gerçekleştirdik. Maalesef ki, çok acı ki avukatımız kişinin tahliye olduğu bilgisini verdi. Avukatımız resmi olarak bir bildiri gelmediğini de iletti. Adamın nasıl dışarıya çıktığını anlayamadık. 'Tahliye kararı' denilen bir belge varmış. Dosya kapanmamış olmasına rağmen tahliye kararıyla bu kişi, elini kolunu sallaya sallaya dışarıda geziyor. Çok kötüyüz, her gün ölüp ölüp diriliyoruz" diye konuştu.
"Birçok kişiye ses ve güç olduk"
Yargıtay'a giderek tahliye kararını elden aldıklarını ifade eden Gür, "Prosedürün bu şekilde işlediği, dosyanın kapanmadığını, kararın neden bozulduğuna dair bize herhangi bilgi veremeyeceklerini söylediler. Tabii ki dünya tersine de dönse, ortada bir gerçek var. Karar ne çıkarsa, çıksın. Emre'nin yakılan, yıkılan, yok edilen bir hayatı var. Bu gerçekleri kimse değiştiremeyeceği, kardeşimi kimse geri getiremeyeceği, yaşadıkları silinmeyeceği gibi bizim acımız da hiçbir zaman sönmeyecek. O yüzden her zamanki gibi adaletin aşamaları neyse avukatımızla, beraber bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz. Bize destek olan herkese tekrardan teşekkür ediyoruz. Bu dava, bizim davamız değil. Bizim acımız evet var ama bu tür olaylarla birçok kişiye ses ve güç olduk. Hep beraber yürüyoruz. Bundan sonra da hem adalet hem de birlik anlamında bu yolda sonuna kadar yürüyeceğiz" diye konuştu.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz"
Abla Nazlı Kulaksızoğlu ise kardeşi Emre'nin en büyük isteğinin adalet olduğunu anlatarak, "Adalet önünde hesap vermesiydi. Ama o kişi; bütün sevdikleriyle, eşiyle, dostuyla, çoluğuyla, çocuğuyla güle oynaya hepsi birbirinin suratına bakıyor. Fakat biz kimsenin suratına bakamıyoruz. Emre'yi göremiyoruz. Bizi en çok zaten mahveden bu. 26 yıl hapis verildiğinde, bir nebze içimiz rahatlamıştı. 'Adalet hiç olmazsa tecelli etti. Emre artık rahat uyuyacak' dedik ve istinaf bizim dosyamızı onayladı. Yargıtay'dan da böyle bir kararın çıkmasını beklerken, gelen haberle yıkıldık" ifadelerini kullandı.
Vedat Tarhan'ın hangi gerekçelerle tahliye edildiğini merak ettiğini dile getiren Nazlı Kulaksızoğlu, şunları söyledi:
"Hiç olmazsa neyin ne olduğunu bilelim. Çünkü bu belirsizlik bizi daha çok mahvediyor. Tabii ki itiraz edeceğiz, peşini asla bırakmayacağız. Tekrar dava açılacak, itiraz haklarımız var. En üst mahkemelere gideceğiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz. Bu davadan yılmayacağız. 'Ben ne kadar yapmadım' dese de deliller var, ses kaydı var. Bizim ifadelerimiz var. Emre'nin yazışmaları var. Bu adamın, bu suçu işlediği zaten ortada. Daha ne bekleniyor? Anlamış değilim artık, adalet istiyoruz."
"Tekrar adalet mücadelemize başlayacağız"
Emre Yıldır'ın ablası Nur Aslı Kaynar da Vedat Tarhan'ın tahliye edilmesinin kendilerine çok üzdüğünü söyleyerek, "Yıllarca akrabası tarafından cinsel istismara uğrayan Emre Yıldır, Edirne'deki Ağır Ceza Mahkemesi'nden 26 yıl indirimsiz hapis cezası çıkması; beni ve ailemin birazcık içini soğutmuştu ve sevinmiştik. Emre için güneşin doğduğunu düşündük. Dosyamız istinaf mahkemesine taşındı. İstinaf mahkemesi de dosyayı onadı. Ancak birkaç gün önce Yargıtay'ın, Vedat Tarhan'ı tahliye ettiğini öğrendik. Bu konu beni ve ailemi çok yıpratmakta ve çok üzmektedir. Biliyorum; adalet tekrardan tecelli edecek. Ben ve ailem üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Emre için güneşin doğması için tekrardan adalet mücadelemize başlayacağız" dedi. (DHA)