Politika

HDK Eş Sözcüsü Beştaş'tan, CHP'li belediye meclis üyelerinin gözaltına alınmasına tepki: Kent uzlaşısı insanların oy vermek istediğidir, cezalandırılamaz

12 Şubat 2025 18:38

Güncelleme: 12 Şubat 2025 18:45

T24 Haber Merkezi

DEM Parti Erzurum Milletvekili ve HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Çatı Yapılanması ile iltisaklı olması iddiasıyla gözaltına alınan 10 belediye meclis üyesine ilişkin, "Kent uzlaşısı gibi bir meselede suçlu çıkarmak hakikaten hiç kimsenin aklına gelmez. Kent uzlaşısı, insanların kime oy vermek istediğidir, oy verme işlemi cezalandırılıyor. Yani diyor ki iktidar, ‘sen niye şuna oy vermedin de buraya verdin?’ diye cezalandırılıyor. O zaman şöyle bir yasa çıkaralım. Herkes Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermek zorundadır, oy vermezseniz siz suçlusunuz."dedi. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığ, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Çatı Yapılanması'nda yer aldıkları şüphesiyle 10 belediye meclis üyesinin gözaltına alındığını duyurmuştu. HDK Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum Milletvekil Meral Danış Beştaş, İstanbul'da gözaltına alınan 10 belediye meclis üyesine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlediği basın toplantısında tepki gösterdi.

İstanbul'da CHP'li belediyelere terör soruşturması; iki belediye başkan yardımcısı dahil 10 kişi gözaltında

HDK Eş Sözcüsü Beştaş, HDK'nin faaliyetlerinden bahsederek suç teşkil eden bir eylemi olmadığının da altını çizdi. Beştaş şunları söyledi:

"Dün İstanbul'da bir gözaltı operasyonu oldu. Bu kent uzlaşısı diye yansıtıldı ve o kent uzlaşısı suç gibi lanse edildi. 10 tane belediye meclis üyesi gözaltına alındı ve başsavcılığın açıklamasında HDK ile ilişkili oldukları gibi bir iddia var. Bir kere her şeyden önce HDK, Türkiye'de ezilenlerin, emekçilerin, halkların, inanç topluluklarının ortak mücadelesini örgütlemek için 15-16 Ekim 2011 tarihinde kuruldu. Yeni bir yapı değil. Çok sesli, çok kimlikli ve çoğulcu bir platform. Biz bir platformuz. Kürt siyasi hareketi başta olmak üzere sosyalist hareketlerin, emek örgütlerinin, kadın gençlik LGBTİ+ hareketlerinin, ekoloji mücadelesi yürütenlerin, farklı inanç topluluklarının, hak temelli örgütlenmelerin bir araya gelip inşa ettiği bir platform HDK ve bu konuda 40’a aşkın bileşenimiz var.

HDP bir kongre partisi mesela şu anda da DEM Parti bir kongre partisi kongre tarafından kurulan bir parti. HDK ne yapmak istiyor? Türkiye'de bir demokrasi mücadelesi veriyor, çok genel tabirle söylüyorum. Farklı birleşenleri birleştiren en önemli unsur ise müşterek mücadele anlayışı, yan yana birlikte mücadele etme anlayışı, her kesimin kendi kimliğiyle, diliyle, özgünlüğüyle yer aldığı ancak sömürüye, baskıya, ekolojik talana, patriyarkaya, milliyetçiliğe, ırkçılığa ve militarizme karşı ortak bir mücadele verdiği bir örgütlenme modeli üzerinde yükseliyor."

"Herkes AKP'ye oy vermek zorundadır, oy vermezseniz suçlusunuz"

İktidarın kent uzlaşısını hedef aldığına değinen Beştaş sözlerine şöyle devam etti:

"Ben 4. aydır eşsözcülüğe seçildikten sonra en son geçen hafta sonu 8-9 Şubat'ta Uluslararası bir konferans tertipledik İstanbul'da ve orada dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılarla, konuşmacılarla barış deneyimlerini dinledik. Mesela İstanbul Barosu, Fırat Epözdemir İstanbul Barosu'nun yönetim kurulu üyesi. Fırat Epözdemir niye tutuklandı? Tek ayakta kalan kurum savunma ve avukatlar ya, hak savunusu anlamında yargı için söylüyorum. İstanbul Barosu'nu hedef alırken HDK'yi de kattı. Delegeler listesinde sizin de adınız var diye bir şey yaptı. HDK delegesiymiş, ‘hadi tutukladık seni’... Oysa  İstanbul Barosu'nu hedefliyor, orada bir gerekçe yaratıyor. Terör yaftası yapıştırdığınızda her yeri, herkesi, her şeyi kriminalize edebilirsiniz. Bunu mecliste yüzlerce kere tartıştık. Terörize etmek için bir çaba var. Şimdi de belediyeler söz konusu oldu.

Kent uzlaşısı gibi bir meselede suçlu çıkarmak hakikaten hiç kimsenin aklına gelmez. Yani ne demek istiyorum? Kent uzlaşısı, insanların kime oy vermek istediğidir, oy verme işlemi cezalandırılıyor. Yani diyor ki iktidar, ‘sen niye şuna oy vermedin de buraya verdin?’ diye cezalandırılıyor. Bir vatandaş, bir yurttaş, halk oy verdiği için bir partiye ya da bir uzlaşıya ya da bir platforma Nasıl cezalandırılabilir? Bunun neresi suç? O zaman şöyle bir yasa çıkaralım. Herkes Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermek zorundadır, oy vermezseniz siz suçlusunuz. O zaman ne yapalım? Hiçbir seçim yapmaya gerek yok. Seçimlerin anlamı kalmaz. Yurttaşların kendi mahallesinde, ilçesinde, ilinde ortaklaşıp bir adaya oy vermesi nasıl suç olabilir? Kendisini orada var etmek istiyor. Böyle bir suç türü var mı? Hangi kanun insanların demokratik taleplerini suç olarak nitelendirebilir. Türk ceza yasasında böylesi bir suç yok. Altını çizerek söylüyorum. Savcı ve yargıçların hayal güçleri devreye giriyor. Bunun da nedeni topluma uygulanan topyekün bir baskıdır. Ne yerel yönetimler, ne kent uzlaşısı, ne halkların barış umudunu yeşerten HDK suçlu değildir. Suçlu olan halkların kendi uzlaşı temenni ve taleplerini baskılama girişimleridir." 

Ne oldu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, PKK/KCK'nın yönetiminde olduğu belirlenen "Kent uzlaşısı" kapsamında "örgüt mensuplarının büyükşehir belediyelerine sızdırılması talimatı doğrultusunda belediyelere yerleştirildikleri" iddiasıyla 10 kişi gözaltına alındı.

Gözaltındaki Kartal Belediye Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı Livan Gür ile Üsküdar Belediye Meclis Üyesi B.K, Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi E.G, Fatih Belediye Meclis Üyesi G.A, Tuzla Belediye Meclis Üyesi H.Ö, Adalar Belediye Meclis Üyesi N.A, Şişli Belediye Meclis Üyesi S.G, Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi T.Ş. ve Beyoğlu Belediyesi ile irtibatlı olduğu belirlenen İ.P, Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince İl Emniyet Müdürlüğünün Vatan Yerleşkesi'ne getirildi. (AA)

"Kent uzlaşısı adı altında örgüt faaliyetleri yürüttükleri anlaşıldı"

Belediyelere yapılan operasyonun detaylarını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şu açıklamayla duyurdu:

"Cumhuriyet Başsavcılığımızca İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüyle birlikte yürütülmekte olan soruşturma kapsamında;

DEM Parti tarafından, yerel seçim stratejisi olarak belirlenen ve Aralık 2023 tarihinde yayımlanan tutum belgesinde; “Kent Uzlaşısı” adı altında çerçevesi çizilen strateji kapsamında, Türkiye’nin batı illerinde farklı kesimlerle diyalog/ittifak zemini arayışına girildiği, bu çerçevede “Kent uzlaşısı” formülü kapsamında gerçekleştirilen görüşmeler/müzakereler ile anlaşma sağlanan İl/İlçelerde aday göstermeme, kendi adayını farklı partiler bünyesinde aday gösterme, belediye meclislerinde kontenjan elde etme vb. cihetine gidildiği,

Konuya ilişkin PKK/KCK yönetimince yapılan ve açık kaynaklara yansıyan açıklamalara bakıldığında;

-KCK Eş Başkanı Bese Hozat kod Hülya ORAN örgüt paralelinde yayın yapan Medya Haber Televizyonu’nda 05/11/2024 tarihinde yaptığı konuşmasında; “Kürtlerle Türklerin birliği, ortak mücadelesi, ittifakının isminin Kent Uzlaşısı olduğunu, Kent Uzlaşısı’nın Türklerle Kürtlerin ortak birlik duruşu/uzlaşması olduğunu” belirtildiği,

-PKK/KCK Yürütme Konseyi Üyesi Cuma kod Cemil BAYIK tarafından kaleme alınan ve örgüt paralelinde yayım yapan Serxwebun Dergisi’nde 31/03/2024 seçimleri öncesinde yer verilen yazısında;

“Kent uzlaşısı olarak ifade edilen stratejinin yerinde bir karar olduğu, bu yöntemle Kürt halkının (sözde) Kürdistan’da ve yoğun olarak bulunduğu Türkiye şehirlerinde kendi adaylarını çıkarıp başarılı kılarken, diğer Türkiye kentlerinde demokrat, özgürlükçü, Kürt sorununa demokratik yaklaşan, Kürt halkını dost gören ve Kürt halkının davasını haklı bulup dayanışma tutumu olan adayların kazanmasını sağlayarak siyasi ağırlığını daha da arttırabileceği, bunun özgürlük mücadelesinin gelişmesi ve Kürt sorununun demokratik siyasi çözümü için atılmış önemli bir adım olacağı” şeklinde beyanlara yer verildiği,

-PKK/KCK Yürütme Konseyi üyesi Hüseyin Avareş kod Mustafa KARASU’nun 04/04/2024’te örgüte müzahir ANF Haber Ajansında yayınlanan röportajında; “DEM Partinin bu seçimde Türkiye’de genel bir ittifak ve uzlaşı içinde olmadığı, ancak Türkiye’nin çok stratejik alanlarında ‘kent uzlaşısı’ politikası ile tüm demokratik güçlerle birlikte iktidara kaybettirme politikası izlediği ve söz konusu durumun bir partiye değil, demokrasi güçlerine kazandırma tutumu olarak görülmesi gerektiği, muhalefetin de bu şekilde anlamasının faydalı olacağı” hususlarını ifade ettiği,

Sonuç olarak yukarıda yer alan hususlar, terör örgütüne yönelik başta HDK Yapılanması olmak üzere, yürütülen soruşturmalar kapsamında elde olunan bilgi ve belgelerle birlikte bir arada değerlendirildiğinde;

Kent uzlaşısı formülünün teorisinin terör örgütü yönetimince yapıldığı, demokratik özerklik sisteminde bazı alanlarda uygulanacak bir formül olduğu, doğu illerinde yerel yönetimlerin kazanılarak özerklik sisteminin kurulması, batı illerinde ise Kürt nüfusunu özerklik sistemine benzer bir sistemle yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde oluşturulduğu ve adına da “Kent Uzlaşısı” denildiği, Kent Uzlaşısı formülü ile batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin, belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında, belediye meclislerinde belli sayılarda kota elde edilmesi sonucu belediye meclis kararlarında söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının ve siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı, Özerlik Sistemi ve Kent Uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğu, özellikle örgütlenme konusunda çalışmalar yürüten örgüt bünyesindeki oluşumların (DBP, HDK) örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu anlaşılmıştır.

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) hakkında ise Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından hazırlanan raporlara göre; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 02/12/2019 tarih ve 2018/4589 Esas- 2019/7385 Karar sayılı kararıyla PKK/KCK terör örgütünün unsuru olarak ayrıca terör örgütü olarak

kabul edilen Demokratik Toplum Kongresi (DTK)’nin devamı niteliğinde olduğu, HDK’nın legal görünümlü bir cephe yapılanması ve TBMM’ye alternatif bir meclis olduğu, bileşenlerinin HBDH cephesindeki terör örgütlerinin legal uzantılı yapılanmaları olduğu, meclislerinin KCK sözleşmesiyle özdeşlik gösterdiği, PKK/KCK terör örgütünün talimatları doğrultusunda legal görünümlü protesto yürüyüşü, basın açıklaması, miting vb. Eylem/ etkinlikleri düzenleyerek toplumsal alanı örgütlediği, 6-7-8 Ekim Kobani olayları, Demokratik Özerklik ilanları ve Çukur- Barikat olaylarında toplumsal alanı örgütleyerek toplumdaki kitlelere kanalize olup Demokratik Özerklik stratejisini kabul ettirmeye çalıştığı, terör örgütlerinin kırsal alanlarına eleman gönderdiği, hiyerarşik olarak PKK/KCK terör örgütünün sözde Türkiye Yürütmesi olan KCK/TDÖ parça örgütlenmesi altında siyasi alan yapılanmasının çatı yapısı olarak yer aldığı tespit edilmiştir.

Cumhuriyet Başsavcılığımızca terör örgütünün HDK Çatı Yapılanmasının İstanbul ilinde faaliyet gösteren mensuplarına ilişkin yürütülen ana soruşturma evrakı incelendiğinde ele geçirilen örgütsel arşive göre terör örgütünün paralel meclis yapılanmasında HDK mensubu (örgütsel tabirle sözde Emek Meclisi üyesi, İlçe Meclisi Üyesi, Kadın Meclisi Üyesi, Genel Meclis Üyesi, Kültür Sanat Komisyonu Üyesi, Delege Üyesi vb sıfatlarla) olduğu tespit edilen;

1-Şüpheli C.Y.’nin Kartal Belediye Başkan Yardımcısı,

2-Şüpheli L.G.’nin Ataşehir Belediye Başkan Yardımcısı,

3-Şüpheli B.K.’nın Üsküdar Belediye Meclis Üyesi,

4-Şüpheli E.G.’nin Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi,

5-Şüpheli G.A.’nın Fatih Belediye Meclis Üyesi,

6-Şüpheli H.Ö.’nün Tuzla Belediye Meclis Üyesi,

7-Şüpheli N.A.’nın Adalar Belediye Meclis Üyesi,

8-Şüpheli S.G.’nin Şişli Belediye Meclis Üyesi,

9-Şüpheli T.Ş.’nin Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi olarak,

31/03/2024 yerel seçimler sonrasında terör örgütünce verilen talimatla “Kent Uzlaşısı” faaliyeti kapsamında seçilmeleri sağlanarak görev yapmaya başladıkları ve halen görevli oldukları, yukarıda da izah edildiği üzere özerlik sistemi ve kent uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğu, özellikle örgütlenme konusunda çalışmalar yürüten örgüt bünyesindeki oluşumların (DBP, HDK) örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu hususu da nazara alındığında adı geçen şüphelilerin terör örgütünün Kent Uzlaşısı faaliyeti kapsamında faaliyet yürüten örgüt mensuplarından oldukları anlaşılmış olup;

Yukarıda geçen şüpheliler ile yine HDK mensubu olduğu tespit edilen Şüpheli İ.P.’nin (Beyoğlu Belediyesiyle bağlantılı sivil şahıs) olmak üzere toplam (10) şüphelinin yakalanarak gözaltına alınması, örgütsel doküman ve sair suç delillerin ele geçirilebilmesi için arama ve el koyma işlemleri amacıyla 11/02/2025 saat 06.00 itibariyle eş zamanlı operasyon icrası kapsamında şüphelilerin tamamı yakalanarak gözaltına alınmış olup TEM Şube Müdürlüğü ekiplerince şüphelilerin ikameti, işyerleri ve şüphelilerden C.Y. ve L.G.’nin görev yaptıkları Belediye Başkanlıklarındaki mahsus odalarında arama işlemleri devam etmektedir.

Gelişmelerden bilahare bilgi verilecektir.

Terör örgütünün metropol illerde etkinliğini arttırma amacını haiz Kent Uzlaşısı faaliyetinin tüm unsur ve mensuplarıyla deşifre edilmesi için soruşturmalarımız derinleştirilerek devam edecektir.”


 

 


Öykü Karayel, Burak Deniz ve Osman Sonant, Umami filmini anlattı

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir