Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ndeki HDP heyeti, Türkiye'nin izleme sürecine alınması kararını değerlendirdi.
HDP'den Filiz Kerestecioğlu, Hişyar Özsoy ve Ertuğrul Kürkçü imzalı yapılan açıklamada, OHAL ve insan hakları ihlallerine dikkat çekildi. Açıklamada, "Bu sonuç, bütünüyle AKP hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süregelen baskıcı, ayrımcı ve inkârcı politikalarının uluslararası alanda uğradığı meşruiyet kaybının sonucudur" denildi.
HDP tarafından yapılan yazılı açıklamada ayrıca, "Türkiye’yi Avrupa’nın demokratik kurum ve zeminlerinden uzaklaştırmaya yönelmesinin, bugün alınabilecek en yanlış karar olacağı düşüncesindedir. Böyle bir karar, hükümetin yanlış politikalarının yol açtığı zararın tüm topluma ödetilmesi anlamına gelecektir" ifadelerine yer verildi.
HDP'nin kararla ilgili açıklaması şöyle:
AKP Hükümeti, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanındaki gerilemeler karşısında demokratik ve toplumsal muhalefetin eleştirilerine, Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin sayısız rapor ve uyarılarına rağmen hiçbir olumlu adım atmadığı için, Türkiye 25 Nisan 2017 oturumunda AKPM tarafından tam izleme sürecine geri alınmıştır. Bu bağlamda AKPM, Türkiye’nin karara bağlanan raporda yer alan hususlarda kaydedeceği ilerlemeye bağlı olarak izleme sürecinin devam edip etmeyeceğini 2018’de değerlendirecektir.
Bu sonuç, bütünüyle AKP Hükümeti’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın süregelen baskıcı, ayrımcı ve inkârcı politikalarının uluslararası alanda uğradığı meşruiyet kaybının sonucudur. AKPM’de Türkiye raporunun görüşülmesi sırasında AKP’nin kadim dostları dahi Türkiye’de süregiden hukuksuzluk ve ihlalleri savunmaktan kaçınmışlardır. Kararda yer alan bütün eleştiri ve uyarılar, Türkiye’deki demokratik ve toplumsal muhalefetin eleştirilerinin uluslararası alanda kabul gördüğünün kanıtı olarak görülmelidir. Bu karar ne yazık ki, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Avrupa Birliği ve diğer Avrupa kurumları ile olan ilişkilerini de olumsuz etkileyecektir.
AKPM’nin kararında; 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL ve KHK rejiminin insan hakları ihlalleri, kamu görevlileri ve bilim insanlarına yönelik tasfiyeler; Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımızın tutuklanmaları; medya kuruluşlarına yönelik yasaklar ve tutuklu gazetecilerin durumu ile 16 Nisan referandumu sürecinde işlenmiş olan vahim insan hakları ve siyasi hak ihlalleri temel gerekçeler olarak yer almıştır.
Türkiye 1996-2004 arası dönemde siyasi denetime tabi tutulmuş, 2004 yılında hayata geçirdiği reformlar sonucunda izleme sürecinden çıkarılıp izleme sonrası diyalog sürecine alınmıştı. AKPM’nin bugünkü kararı ile Avrupa Konseyi tarihinde ilk kez bir ülke izleme sonrası diyalog sürecinden tekrar izleme sürecine geri alınmıştır. Bu durum Türkiye’de yaşanan ihlallerin vahametinin bir göstergesidir.
AKPM’deki HDP heyeti özellikle son iki dönem boyunca AKPM gündemini TBMM’ye taşıyarak uyarı ve eleştirilerini hükümet ve parlamentoyla paylaşmak ve gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olmak konusunda elinden geleni yapmıştır. Hükümet bu uyarılara kulak tıkamanın bedelini ödemektedir.
HDP, hükümetin Türkiye’yi Avrupa’nın demokratik kurum ve zeminlerinden uzaklaştırmaya yönelmesinin, bugün alınabilecek en yanlış karar olacağı düşüncesindedir. Böyle bir karar, hükümetin yanlış politikalarının yol açtığı zararın tüm topluma ödetilmesi anlamına gelecektir.
AKP Hükümeti’ne düşen, baskı, savaş ve korku politikalarını bir tarafa bırakıp insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü yolunda hızlı adımlar atarak Türkiye’yi içine düşürdüğü uluslararası yalnızlık atmosferinden çıkarmaktır. Türkiye halkları ne bu sonucu, ne de bu hükümet politikalarını hak etmektedir. Hükümet Olağanüstü Hal politikalarını bırakıp, acilen barış sürecini yeniden canlandırmalı ve rapordaki öneriler doğrultusunda demokratik reformları gerçekleştirmelidir.