Koronavirüs

Hekimlerden "aşının özel sektör eliyle getirilmesi" önerisine yanıt: Bu toplumun birliğine dinamit koymaktır

22 Ocak 2021 07:52

Sözcü gazetesi yazarları, gazeteci Uğur Dündar ve Serpil Yılmaz, aşının özel sektör eliyle getirilme ihtimalini tartışmaya açtı. Ancak hekimler aşıların acil kullanım onayı ile uygulandığını belirterek, bu önerinin gerçekleşme ihtimali olmadığını söyledi; " Tartışılması ise toplumun birliğine dinamit koymak anlamına geliyor" dedi.

Sözcü yazarı Uğur Dündar “Askıda aşı!..” başlıklı yazısında, “Bu nedenle benim önerim, aynen maske olayındaki nihai çözüm gibi, devletin ücretsiz aşı programına ek olarak, uluslararası kullanım izni almış olan aşıların ithalat ve satışının da serbest bırakılmasıdır. Serbest piyasa koşullarına göre yapılacak ithalat ve satış için, aynen maske olayında olduğu gibi azami fiyat belirlemeleri yapılabilir” görüşünü ifade etmişti.

Yılmaz da, “Özel sektör aşı ithal edebilir mi?” başlıklı yazısında “Maske dağıtımını hatırlarsak; maske ithalatçıları belirli miktarda devlete maske vererek bu hakkı elde ettiler. Aynı yöntem aşıda da olabilir mi?” sorusunu gündeme getirmişti.

Aydınlık gazetesinin haberine göre, Cumhuriyetçi Hekimler İkinci Başkanı İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hikmet Çevik, Uğur Dündar’ın gerçekleşme ihtimali olmayan ama tehlikeli bir öneride bulunduğunu söyledi. Çevik şöyle konuştu:

“Aşılar, acil kullanım onayına dayanarak yapılıyor, ruhsatları olmadığı için eczanelerde satılması mümkün değil. Hükûmetler kendileri bu sorumluluğu alıyor. Tüm dünyada bu böyle. İşin diğer bir boyutu da aşı eczanelerde ücret karşılığı satılmasa bile özel sektör eli ile getirildiğinde özel bir mal haline dönüşüyor. Parası olan bir kısım insan bunu el altından alabilir. Buna engel olamazsınız. Bu toplumun birliğine dinamit koymaktır. ABD’de bile özel sektörün aşı satışı söz konusu değil. Aşı uygulama sıralamaları katı kurallara bağlı ilerliyor. Bir sonuca ulaşma ihtimali olmayan bir önerinin tartışmaya açılması bile aşı dağıtımında adaletsizliğe yol açma ihtimaliyle toplumun birliğini dinamitler. Aşı dünyada çok kıt miktarda. Herkes çok sınırlı şekilde ulaşabiliyor. Özelleştirmeye karşı, sol görünen bir ekipten bu önerinin gelmesi de dehşet verici, içerdiği riskler nedeni ile bu konunun konuşulması bile kabul edilemez.”

"Parası olanın aşı olmasına yol açmak ulusal birliğimizi bile örseleyecek bir tutum olur"

İzmir Tabip Odası önceki başkanı ve İzmir Hekim Güçbirliği Başkanı Dr. Dr Suat Kaptaner de, Serpil Yılmaz’a şöyle seslendi:

“Her konuda özelleştirmenin nelere mal olduğunu çok net biçimde yazıyorsunuz Sağlıkta kamuyu savunmanın yaşamsal hale geldiği salgın koşullarında aşının özel sektörce ithalini savunmak ya da en azından gündeme getirmek sizin bugüne kadar izlediğiniz çizgiyle çelişmez mi? Bu durum sağlık açısından bilimsel olarak öncelikli olanların değil parası olanların aşılanmasına yol açmaz mı? DSÖ bile aşıda kamusal denetimin yaşamsal olduğunu saptamışken hem de... Batı bencillikle aşıdan para kazanmayı hedefleyebilir aşıyı depoluyor da. Bu durum yoksul ülkelerin ve de yoksulların aşı hakkını engellemiyor mu? Sizin aşıda böyle bir yola kesinlikle itiraz etmeniz gerekmez mi? Bugünkü koşullarda özel sektörce ithal edilip parası olanın aşı olmasına yol açmak ulusal birliğimizi bile örseleyecek bir tutum olur. Yönetimin bu yola en ufak bir yönelimi olursa bile şiddetle karşı çıkılması gerekmez mi?”