Van'da askerler tarafında gözaltına alındıktan sonra helikopterden atıldığı iddia edilen Osman Şiban'ın avukatı, "Osman bize ‘Bizi attılar’ diyor ancak hafızasını kaybettiği için sonrasını anlatamıyor. Olay gününü de ‘gözaltına alındık’ diye anlatıyor sonrasında kopukluk oluyor, anlatamıyor” dedi.
50 yaşındaki Osman Şiban ve 55 yaşındaki Servet Turgut, 11 Eylül’de Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerce gözaltına alındı, iki yurttaş iki gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde bulundu. Her iki yurttaşın da helikopterden atıldığı iddia edildi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Cemil Uğur’un haberine göre Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldıkları hastane raporu ile belgelendi. Raporda, Osman Şiban ve Servet Turgut’un hastane raporunda “yüksekten düşme” değerlendirmesi yer aldı. Şiban hafızasını kaybetti, Turgut’un Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tedavisi sürüyor. Ayrıca, Turgut hayati tehlikeyi de atlatmış değil.
"Osman, ara ara 'Bizi attılar' diyor"
Şiban ve Turgut’un ailelerinin avukatları bianet’ten Evrim Kepenek'e iki yurttaşın durumuna ilişkin bilgi verdi:
“Biz müvekkilimiz Osman Şiban’ın kontrol amaçlı askeri hastaneye götürüldüğünü düşünüyoruz. Savcı bize, ‘ifade vermeye uygun mu?’ ona bakılacak açıklaması yaptı. Ancak böyle bir uygulama Türkiye hukukunda yok. Bu uygulamanın hukukta karşılığı yok.
“Helikopterden atılma iddiasının Şiban ve Turgut’u hastaneye getiren kişinin ifadesi olduğunu biliyoruz. Hastaneye getiren kişi, ‘Bu kişiler helikopterden atıldı’ diyor. Bu hastane raporunda da yer alıyor.
“Ayrıca biz de Osman Şiban ile konuştuğumda bize, olay günü gözaltına alındıklarını anlatabildi ama gözaltından sonrasını anlatamıyor. Ara ara ‘Bizi attılar attılar’ diyor. Ama hafıza kaybı sorunu yaşadığı için sonrasına dair bir şey anlatamıyor. Gözaltına alındıklarını doğruluyor. Sonrasındaki süreci kesik kesik anlatabiliyor. Onun bu beyanı da hastaneye getiren kişinin beyanı ile örtüşüyor, helikopterden atıldıklarına dair şüphelerimizi güçlendiriyor.”
"Cihaza bağlı yaşıyor"
“Helikopterden atılsalardı ölürlerdi” diyen kesimlere de seslenen avukatlar, “Servet Turgut, kaburgaları kırık ve çok feci durumda hastanede yoğun bakımda cihaza bağlı yaşıyor” diye yanıt verdi. Avukatlar şunları vurguluyor:
“Şiban'la ilgili olarak Savcı bize ‘İfade almaya uygun olup olmadığı yönünde sağlık durumuna bakılacak’ dedi. Ama bir jandarma ağzından kaçırdı ve dedi ki ‘Sosyal medyada o kadar gündem oldu ki bu mesele biz kendimizden korkar olduk. O nedenle gözümüzün önünde olsun diye buraya getirdik’.
“Savcı zaten herhangi bir gözaltı kararı olmadığını söyledi. Gözaltı kararı yoksa kimseyi böyle ifade almaya uygun mu değil mi diye kaçırırcasına askeri bir hastaneye götüremezsiniz. Bunun hukukta bir karşılığı yok. Bu tamamen hukuksuz, keyfi bir uygulama.
“Osman Şiban zaten ne bize ne HDP’ye ne de polislere konuşacak durumda değil. Hafıza kaybı yaşıyor. Yine Servet Turgut da yoğun bakımda ve ölüm kalım savaşı veriyor.”
Ne olmuştu?
Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerler tarafından 11 Eylül’de gözaltına alınan ve iki gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yoğun bakım ünitesinde oldukları ortaya çıkan 50 yaşındaki Osman Şiban ve 55 yaşındaki Servet Turgut’un helikopterden atıldıkları iddia edilmişti.
Mezopotamya Ajansı'ndan Cemil Uğur, Osman Şiban’ın hasta epikriz raporuna ulaşmıştı. Raporda, Şiban’ın “Helikopterden düşme sonrası yaralanma” şikâyetiyle Van Eğitim Araştırma Hastanesi’ne getirildiği belirtiyordu.
Servet Turgut’a dair hazırlanan darp raporunda da askerler tarafından önce özel bir hastaneye ardından Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürüldüğü belirtilerek, “İsimsiz hasta yüksekten düşme sebebiyle getirildi. Entübe hasta” notuna yer verilmişti.
Van Valiliği’nin konuya ilişkin açıklamasında, "S.T. isimli şahsın, 'dur' ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığı esnada kayalık alanda düştüğü ve yaralandığı gözlemlenmiş, şahıs, mukavemet göstermesine rağmen yakalanıp usulüne uygun olarak muhafaza altına alınmıştır. O.Ş. isimli şahıs da aynı bölgede mukavemet göstermesine rağmen usulüne uygun olarak muhafaza altına alınmıştır" ifadeleri kullanılmıştı.