Son olarak Gülen cemaatine olan sempatisiyle bilinen Enes Kanter'le girdiği polemikle gündeme gelen NBA yıldızı Hidayet Türkoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yakınlığı nedeniyle yapılan eleştirilere yanıt vererek "Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, maçlardan sonra tebrik etmek için aradığında ne yapmamı bekliyorlar? Anlamıyorum ki, ne yani telefonumu mu açmayayım? Demirel, Çiller, Ecevit kısacası şimdiki ve önceki hükümetlerimiz başarılı sporcularımıza desteklerini hiç esirgemediler. Zaten olması gereken de bu değil midir!" diye konuştu.
Hürriyet'ten İzzet Çapa'ya konuşan Türkoğlu, "Bu makamdaki insanlar tarafından sevilip sayılmak büyük şereftir. Ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu da bir telefon açsa aynı şekilde kendisiyle de memnuniyetle görüşürüm" dedi.
İzzet Çapa'nın Türkoğlu ailesiyle yaptığı söyleşinin bir kısmı şöyle:
Sosyal medyada seni acımazsızca eleştirenlere karşı sinirlerine nasıl hakim oluyorsun?
- Yazılanlara inan ki hiç takılmıyorum. Ben sosyal medyayı sadece gençlere mesaj vermek için kullanmaya çalışıyorum. İç sesimi dinliyorum ve ona göre hareket ediyorum. Ama nedenini anlamadığım bir şekilde beni bir siyasi durumun içine çekmek istediklerinin de farkındayım. Oysa bugüne kadar bir kez olsun politik duruşumu ne söyledim ne de belli edecek bir harekette bulundum. O yüzden ben de gerçekten insanların gözünde nasıl bir siyasi görüşüm olduğunu çok merak ediyorum.
Siyasi görüşümü açıklamam
taraf olduğum anlamına gelmez
Çok merak ediyorsan ben söyleyim, Cumhurbaşkanı'yla sık sık görüşüyor olman böyle bir algı yaratmış olabilir mi?
- Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, maçlardan sonra tebrik etmek için aradığında ne yapmamı bekliyorlar? Anlamıyorum ki, ne yani telefonumu mu açmayayım? Demirel, Çiller, Ecevit kısacası şimdiki ve önceki hükümetlerimiz başarılı sporcularımıza desteklerini hiç esirgemediler. Zaten olması gereken de bu değil midir! Bu makamdaki insanlar tarafından sevilip sayılmak büyük şereftir. Ayrıca Kemal Kılıçdaroğlu da bir telefon açsa aynı şekilde kendisiyle de memnuniyetle görüşürüm.
Ben siyasetçinin rengine değil, onun spora verdiği desteğe bakarım mı diyorsun?
- Tayyip Erdoğan tarafından seviliyor olmam insanları neden bu kadar rahatsız ediyor anlamış değilim. Konuşulanlar gibi Saray'a gitmişliğim de yok. Ama çağırırlarsa da seve seve giderim. Mesela Fatih Terim Stadı'nın açılışında spor camiasının önde gelen isimleri maç yaptı. Eksik olmasınlar beni de davet ettiler. Bir sporcunun spor müsabakasına katılmasından daha doğal ne olabilir Allah aşkına? Ayrıca Fatih Hoca'yı da çok severim.
Taraf olmayan bertaraf olur durumu yaşatılıyor galiba...
- Spor hayatı aktif devam eden birinin siyasi görüşünü açıklamasını asla doğru bulmuyorum. Ama bu taraf olduğum anlamına gelmez. Ben Gezi'de polisin orantısız güç ve gaz kullanmasına da karşı olduğumu yazdım. Berkin Elvan'ın haksız yere öldürülmesinin de suç olduğunu söyledim. Haksızlığın olduğu yerde sessizliğe gömülen biri değilim ki. Bugüne kadar kimseye siyasi görüşü yüzünden tek söz etmemişimdir. Kaldı ki çevremde benimle aynı görüşü paylaşmayan bir sürü arkadaşım var. Öyle olsa bunca yıldır bu kadar iyi anlaşamazdık. Kimse kusura bakmasın ama bana değer veren insanların sevgisi ve saygısını da karşılıksız bırakacak biri değilim.
Enes Kanter polemiği
* Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gitmedin ama Huber Köşk'ündeki iftar davetine katılınca bir anda eleştiri okları da sana yöneldi.
- Olayı, Enes'in attığı tweet'e getirmek istiyorsun sanırım. O konu gereksiz uzadı. Bu arada bizim Enes'le çok sohbet etmişliğimiz, daha da ötesi yüz yüze abisi olarak ona pek çok kez öğüt de vermişliğim vardır. Aksini söylerse çok şaşırırım. Kendince Milli Takım'a alınmama gerekçesi olarak siyasi bir sebep gösterdi ama aslında işin boyutu bambaşka. Milli Takım'da yer almayacağını o açıkladı. Bu sene de "Takımda tekrar yer almak istiyorum" deyince federasyon tarafından aranmış ama ulaşılamamış.
O zaman sorun ne?
- Ben kendi bildiklerimi anlatırım, niye böyle bir yol seçtiğini bilemem. Dedim ya Türkiye'ye tatile geldiğinde Milli Takım yetkilileri görüşmek istemiş ama ulaşamamışlar. Dolayısıyla kadroya giremedi. Huber Köşkü'nde verilen Cumhurbaşkanlığı İftarı'nda çekildiğimiz fotoğrafı paylaşıp "Siyasi görüşüm yüzünden takıma alınmadım. Allah ıslah etsin" yazdı. Bu açıklama çok komikti. Enes'in Milli Takım'a alınmamasıyla uzaktan yakından alakam yok, olamaz da!
Sebebi başka yerde arayın mı diyorsun?
- Ben milli duygularla o formayı giyen biriyim. Takıma oyuncu seçerken, oyuncuların siyasi görüşlerine göre alındığını da hiç düşünmüyorum. "Milli Takım'a girmek istiyorum" dedikten sonra aramalara cevap vermiyorsan, açılan kapıyı reddediyorsan bunun sorumlusu sensin, bir başkası değil. Ben sadece Milli Takım'a sahip çıkan biriyim o kadar. Enes'e karşı asla negatif bir tavrım yok. Onun her zaman iyi olmasını, oyununu geliştirmesini istemişimdir. Her şekilde kendisiyle de yüzleşirim.
Keşke tüm bunlar yaşanmasaydı diyor musun?
- Dedim ya ben onun abisiyim. Öğüt verip, onu uyarabilirdim. Pişmanlığım ne diye sorarsan, keşke kendime hakim olup, bu öğütleri bire bir yüzüne söyleseydim. Ama ben böyleyim!
Hürriyet'te yayımlanan söyleşinin tamamını okumak için tıklayın