Röportaj - Yakup Önal
1989 yılından bu yana yaptığı araştırmalarla Marmara Denizi'nde kirlenmeye dikkat çeken Hidrobiyolog Levent Artüz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Kanada'dan satın alınan cihazlarla denizin 30 metre derinliğine oksijen verilmesine ilişkin olarak, "Bunun ciddi bir anlamda faydası olacağını düşünmüyorum" diye konuştu. Artüz,
Marmara Denizi'ni bir süreden bu yana tehdit eden deniz salyası (müsilaj) konusunda uyarılarda bulunan Hidrobiyolog Levent Artüz, Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi balıkçı barınağında, balıkçılarla bir araya geldi.
Levent Artüz, T24’e yaptığı açıklamada, "Fizik kuralları var, gazların, sıvıların içinde eriyebilirliği ile ilgili belirli fizik kuralları var. Eriyici akımının sıcaklığına bağlı olarak. Bir kere bunu aşmanın suni yoldan imkanı yok. Oksijen vererek. İkincisi de verilecek oksijen tamamen oksilasyonda kullanılacağı için çok ciddi anlamda faydası olmayacaktır.
"Sihirli değnekle müsilajı ortadan kaldırsanız bile geriye kirli su kitlesi kalır"
Bir de verilecek oksijen miktarı ile su kütlesine bakıldığı zaman olması gereken oksijen çözülmüş oksijen miktarı hesaplandığı zaman bunun ciddi anlamda faydası olacağını düşünmüyorum. Çok lokal olarak borunun etrafında birkaç metrekare alan içerisinde etkisi olabilir ama problem burada müsilaj değil. Problem Marmara Denizi’nin kirliliği. Bir sihirli değnekle müsilajı ortadan kaldırsanız bile geriye kalan su kütlesi kirli.
Bu müsilajı oluşturan etkenleri ortadan kaldırmak lazım. Yani, Marmara Denizi'ni hiçbir surette alıcı ortam olarak kullanmamak gerekiyor. Biz şu an itibariyle kaçmakta olan suya, Ergene deşarjı ile bir kova su daha ekliyoruz ki çok tehlikeli bir noktadayız. Büyük bir ihtimalle, Ergene derin deşarjı 2 ay daha devam ettiği takdirde; yani dünyanın en kirli akarsuyu 50 kilometre yol katederek Tekirdağ civarından Marmara Denizi'ne basılması ile Karadeniz'i de kaybederiz." dedi.
Hidrobiyolog Levent Artüz
"Marmara Denizi kurtarılamaz, evrilerek başka bir deniz olur"
Hidrobiyog Levent Artüz, Marmara Denizi'nde yeşil, kırmızı, turuncu ve son olarak beyaz renkteki müsilajdaki gibi renklerle uyarıların geçmiş zaman dilimlerinde verildiğini belirterek, kirliliğin devam ettiğinde deniz dibindeki canlıların alg patlaması sonucu farklı renklerle ortaya çıkabileceğini şu sözlerle ifade etti; "Mesela sarı renk olabilir. Dünyada örnekleri var. Kuzey Ege’de köpüklenme var. Köpüklenme 3-4 insan boyunda gerçekleşti. Siyah renk değişimleri olabilir. Çok koyu kahverengi olabilir. Denizdeki alg patlaması sonucu ortaya çıkacak renkler insan müdahelesi sonucu olabilir. Kirlenme ve aşırı avcılık gibi.
Marmara Denizi'ne alıcıların önlenmesi mümkündür. Ama, Marmara Denizi kurtarılamaz. Ancak şu olabilir, Marmara Denizi evrilerek başka bir deniz olur. Marmara Denizi bize zarar vermeyecek bir deniz haline getirebilinir. Müsilaj türü kirliliğin olmadığı su kalitesinin yükseldiği, Akdeniz’den bir iki tür canlının geldiği kabul edilebilir düzeyde bir deniz olur. Ama hiçbir zaman Marmara Denizi olmaz."