Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, bugünkü köşesinde Hürriyet gazetesi yazarı Savaş Özbey'e seslenerek, "Medyadaki en kıdemli faal gazeteci ve köşe yazarı olarak, kalemimin en büyük adayı sensin" düşüncesini dile getirdi.
Uluç, "Hürriyet'te okuyacağım şeyler, artık alenen sosyal medyaya göre çıkarılan gazetenin tümü ve köşeleri dahil hızla azalırken, Savaş Özbey'in hem de nasıl tiryakisi olduğumu yazmıştım. Hafta sonunda başlığında adımı gördüm. O köşeye başlarken, görevi verenler 'Hıncal Uluç'a benzemen lazım' demişler, Savaş'a.. O gün, bugündür ona gayret ediyormuş. 'Rol model gösterilen kişiden böyle şeyler işitmenin önemi de o yüzden büyük' diyor.. Sevgili Savaş, Sana bir şey daha diyeyim mi?.
Rol modelini geçtin.. Senin o ikilemli sorularla yaptığın tam sayfayı bulan söyleşilerin bugün Türk medyasının tamamında, internet dahil, okuduğum bir numaralı yazı" görüşünü savundu.
Uluç yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Hürriyet'in bana sorarsanız aptalca kaybettiği Ayşe Arman'dan kalan Konya Ovası Obrukları gibi devasa bomboşluğu doldurdun.. Benim hayatımda söyleşi pek yok. Şeflerim görev vermedikçe yapmadım. Yani.. Benden ilerdesin.. Aman devam. Hani Rasim kavuk devretmişti ya.. Yarın bir de "kalem devri" olursa, medyadaki en kıdemli faal gazeteci ve köşe yazarı olarak, kalemimin en büyük adayı sensin ki, daha yüz yüze bile gelmedik.Sevgili Savaş, Yeri geldiği zaman beni değil, babanı bile eleştirmekten çekinme.. Dostluk, yakınlık, sevgi ayrı şeydir, eleştiri ayrı. Sen beni, ben seni en ağır şekilde eleştirebiliriz.
Eleştirmeliyiz. Sevgi de, nefret de "ayrıcalık" getirmez. Getirmemeli.. Bugün hem de ne yazarlar, kendi yarattıkları bu çıkmazın kurbanı oluyorlar.. Sakın, ama sakın ha!."