Hollanda İnsan Hakları Kurulu: Kadın polise başörtüsü yasağı ayrımcılık

Hollanda İnsan Hakları Kurulu, kadın polis memurlarının başörtüsü takmasının yasaklanamayacağına karar verdi. Kurul, ulusal polis teşkilatının kadın memurlara yönelik başörtüsü yasağını, "ayrımcılık" olarak değerlendirdi.

Ulusal polis teşkilatı bünyesinde 2013 yılından bu yana Rotterdam'da görev yapan 26 yaşındaki kadın memur Sarah İzat'ın, ayrımcılık gerekçesiyle Hollanda İnsan Hakları Kurulu'na yaptığı başvuru karar bağlandı.

Kurul, üniforma üzerine başörtüsü takması yasaklanan kadın memuru haklı buldu. 900'lü şikayet hatları bölümünde görev yapan ve üniforma üstüne başörtüsü yasağı nedeniyle diğer meslektaşlarının aksine sivil kıyafetle çalışan kadının, ayrımcılığa uğradığına karar verdi.

Kurula göre, polis teşkilatı üniforma üzerine başörtüsü yasağı konusunda yeterince inandırıcı gerekçe sunamadı.

Hollanda ulusal polis teşkilatı, "polis üniformasının yaşam tarzı açısından tarafsız olması" gerekçesiyle, herhangi bir dini ya da siyasi simgenin kullanılmasına izin vermiyor.

Polis teşkilatı, tarafsız görünümün, memurların güvenliği açısından da önemli olduğunu savunuyor.

Ancak İnsan Hakları Kurulu'na göre bu mantıklı bir gerekçe değil. Telefonla şikayet hattında çalışan kadın memur, halkla doğrudan temas kurmuyor. Bu da tarafsız görünümü etkilemiyor.

Kadın memur, zaman zaman video konferans yoluyla vatandaşla karşı karşıya geldiği için de, başörtüsü güvenlik açısından bir tehdit oluşturmuyor.

İnsan Hakları Kurulu'nun aldığı kararın bağlayıcılığı yok. 2011'de oluşturulan kurul danışma organı niteliğinde. Toplumda eşitlik ilkesinin ihlal edilip edilmediği konusunda tavsiyede bulunuyor.

Polis teşkilatının, "din temelinde ayrımcılık" önerisini dikkat alıp almayacağı konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı.

Sarah İzat'ın avukatı Betül Özateş, İnsan Hakları Kurulu'nun kararını olumlu bulduklarını belirterek, bunun polis teşkilatının davranışını değiştirmesi konsunda itici güç oluşturması gerektiğini söyledi.

Özateş, Volkskrant gazetesine yaptığı açıklamda, bu kararın başörtülü Müslüman kadınların kamusal alana tam katılımını sağlayacak bir değişim olduğunu savundu.