Sığınma ve göç sorunu: Hollanda’nın barınma ve işsizlik sorunu nedeniyle her yıl artan göçü kaldıramayacak durumda olduğunu savunan bütün sağ partilerin öncelikli gündemi, Hollanda’ya sığınmacı akınının sınırlandırılması. Bu söylem, seçmenlerde de önemli ölçüde karşılık buluyor.
Hayat pahalılığı: Özellikle koronavirüs salgını sonrası kendini hissettiren pahalılık ve yüksek enflasyon nedeniyle yoksulluk sınırında yaşayan Hollandalı sayısı 1 milyona yaklaştı. Doğalgaz yardımı ve çeşitli ek önlemlerle bu sayı azaltılsa da, hayat pahalılığı hala ciddi bir sorun.
Konut sorunu: Yeterli sayıda konut üretilmemesi nedeniyle sosyal konutlar için bekleme süresi bazı büyük kentlerde 8-10 yıla çıkıyor. Öğrenciler için yeterli sayıda konut bulunmadığı için, hükümet, yabancı öğrenci gelişini sınırlamak istiyor.
Sağlık ve bakım: Sağlık sigortalarındaki artış ve sağlık harcamaları için kişisel katkı payının artması toplumda rahatsızlığa yol açıyor. Sol partiler, kişisel katkı payının kaldırılıp, daha ucuza kaliteli bir sağlık ve bakım hizmeti verilmesini savunuyor.
Kamuoyu yoklamalarına göre, seçimlerden sonra son yılların en sağcı meclisi oluşacak. Anketler, sağ partilerin, 150 üyeli mecliste yaklaşık 95 sandalye elde edeceğini öngörüyor.
İlkokul öğrencileri ise tercihini İşçi Partisi - Yeşil Sol Parti ittifakından yana kullandı.
Türkiye kökenli adayların durumu ne?
Seçimlerde 150 üyeli temsilciler meclisine girebilmek için VVD lideri Yeşilgöz’ün de aralarında olduğu 40 Türkiye kökenli aday yarışıyor.
VVD liste başı Yeşilgöz, PvdA-GL ittifakı 10. sıra adayı Songül Mutluer ve Denk Partisi 2. sıra adayı Doğukan Ergin’in seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Diğer Türkiye kökenli adayların şansını ise tercih oyları belirleyecek.
Türkiye kökenli adaylar VVD, sosyal demokrat ittifak, Demokratlar 66 (D66), Sosyalist Parti, NSC, AB yanlısı Volt Partisi, Hayvan Hakları Partisi (PvdD) ile Denk Partisi listelerinden seçime katılıyor.
Anketler ışığında olası koalisyon senaryoları neler?
Sandıktan yine çok parçalı bir koalisyon seçeneği çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Sağ kesime göre en akla yatkın seçenek, Yeşilgöz, Wilders, Omtzigt ve yerel seçimlerin en büyük kazananı olan Çiftçi Vatandaş Hareketi Partisi’nin (BBB) oluşturacağı güçlü bir sağ hükümet.
Bu 4 parti, salt çoğunluk için 76 oyun gerektiği mecliste 90’dan fazla sandalye elde ediyor. Aynı zamanda sağ koalisyon, senato çoğunluğuna da sahip oluyor.
Ancak Pieter Omtzigt’in, Wilders ile aynı hükümette yer almak istememesi, Dilan Yeşilgöz’ün de, seçime 2 gün kala Wilders’e mesafe koyması ve Wilders’in başında olduğu bir hükümette yer almayacağını açıklaması, bu seçeneğin gerçekleşme olasılığını azaltıyor.
Wilders’in seçimi birinci sırada tamamlaması durumunda, çoğunluğu oluşturan diğer partilerin kendisiyle hükümet kurmayacaklarını açıklaması nedeniyle, seçmenleri “stratejik oy” kullanmaya yöneltebileceği belirtiliyor.
Diğer hükümet seçeneği ise sosyal demokrat ittifak, Yeşilgöz, Omtzigt ve BBB’nin yer aldığı dörtlü koalisyon. 36 yaşındaki Çevre ve İklim Bakanı Rob Jetten liderliğindeki liberal sosyal demokrat D66’nın da bu koalisyonda yer alması ihtimali yadsınmıyor.
Bu seçeneğin önündeki engel ise, sığınma ve göç sorunu. VVD lideri Yeşilgöz, sığınma ve göç sorunu çözülmezse, hükümette yer almayacaklarını açıkladı.
Sosyal demokratlar, Yeşilgöz’ün bakanlığı tarafından hazırlanan katı göç ve sığınma planına karşı çıkıyor.
Omtzigt ve BBB ise, Yeşilgöz’ün partisi gibi, Hollanda’ya sığınmacı akını ile öğrenci ve işçi göçünün sınırlandırılması gerektiğini savunuyor.
Bu gece sandıktan çıkacak sonuçlar doğrultusunda koalisyon senaryoları yeniden şekillenecek.