Hollanda ve Avustralya, Malezya Havayolları'na ait MH17 sefer sayılı yolcu uçağının 2014 yılında Ukrayna hava sahasından geçerken bir füze ile düşürüldüğü olaydan Rusya'yı kısmi olarak sorumlu tuttuklarını açıkladı. 298 kişinin hayatını kaybettiği olayda hayatını kaybeden yolculardan 193'ü Hollanda, 28'i ise Avustralya vatandaşıydı.
Her iki ülkenin dışişleri bakanları ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, faciaya neden olan Buk tipi füze ile Rus ordusu arasında doğrudan bir bağlantı bulunduğunu ileri sürdü.
Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok, Rusya'dan yasal sorumluluğunu kabul etmesini, hakikatin belirlenmesi ve MH17 kurbanları adına adaletin sağlanması için de işbirliği yapmasını talep etti.
Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenen basın toplantısında Blok, Moskova'dan daha kayda değer bir işbirliği örneği göstermesini isterken, bunun olmaması hâlinde meseleyi uluslararası bir mahkemeye taşıyabileceklerinin sinyalini verdi.
Avustralya Dışişleri Bakanı Julie Bishop da uluslararası topluma, kendilerine destek olma çağrısında bulundu. Son bulguların uluslararası güvenliğe bir tehdit oluşturduğuna işaret eden Bishop, "Eğer bir savaş bölgesinden geçen ve sivilleri taşıyan bir uçak, bölgeye konuşlandırılmış silahlarla düşürülebiliyorsa, uluslararası güvenlik tehdit altında demektir. Tüm ülkeleri Rusya Federasyonu'nun bu davranışının kabul edilemez olduğunu söylemeye davet ediyoruz" ifadesini kullandı.
Ortak açıklama, Perşembe günü uluslararası araştırma komisyonunun uçağı düşüren füzenin Rusya'ya ait bir birlikten atıldığını tespit ettiklerini duyurması sonrası Hollanda Bakanlar Kurulu'nun düzenlediği toplantının ardından yapıldı.
AB ve NATO'dan destek
Hollanda ve Avustralya dışişleri bakanlarının ortak basın toplantısından sonra Avrupa Birliği ve NATO da konuyla ilgili yazılı açıklamalarda bulundu.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin yazılı açıklamasında "AB, Rusya Federasyonu'nu sorumluluğunu kabul etmeye ve hesap verme çabaları için tamamıyla işbirliği içinde davranmaya davet ediyor" ifadesi kullanıldı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de ittifakın tepkisini "Rusya'yı, sorumluluğu üstlenmeye ve hesap verme çabaları konusunda işbirliği yapmaya çağırıyorum" sözleriyle dile getirdi.
Rusya suçlamaları kabul etmiyor
Bugünkü açıklamalara ve suçlamalara Moskova yanıt vermekte gecikmedi. Rusya'nın devlet haber ajansı TASS'a konuşan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, MH17 sefer sayılı yolcu uçağının düşürülmesiyle ilgili yapılan soruşturmada yeterli kanıt olmaksızın ülkesinin suçlandığını ifade etti.
Ortaya konulan delillerin tıpkı İngiltere'de zehirlenen eski çifte ajan Sergey Skripal ve kızının yaşadığı olaydaki gibi, yetersiz olduğunu savunan Lavrov, bir devletin suçlama yapmadan önce inkâr edilemeyecek kanıtlar sunması gerektiğini söyleyerek Hollanda'ya yanıt verdi.
Lavrov ayrıca Hollanda Dışişleri Bakanı Blok'un suçlamalarını "kendi siyasi hedeflerine ulaşma" girişimi olarak değerlendirdi.
Rusya Savunma Bakanlığı da Lavrov'un sözlerine benzer ifadeler kullanarak, füzelerin "büyük ihtimalle" Ukrayna ordusuna ait olduğunu belirtti. Yazılı bir açıklama yapan bakanlık, uçağı düşüren füzenin motorunun 1986 yılında üretildiğini seri numarası ile tespit ettiklerine işaret ederek, Ukrayna'nın o dönemde Sovyetler Birliği'nin bir parçası olduğuna dikkat çekti.
Tartışma yaratan soruşturma
MH17 faciasıyla ilgili kurulan uluslararası araştırma komisyonu, Hollanda'da Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında uçağı düşüren füzenin Rusya'ya ait bir birlik tarafından atıldığı sonucuna vardıklarını açıklamıştı.
Soruşturmayı yürüten müfettişler, uçağı düşüren Buk tipi füzenin Rusya'nın Ukrayna sınırına 100 km uzaklıktaki Kursk kenti yakınlarında konuşlu olan 53'üncü uçaksavar tugayı tarafından ateşlendiğini öne sürmüş, füzenin ateşlendiği konvoydaki tüm araçların Rusya ordusuna ait olduğunu belirtmişti.
Ancak komisyon, 53'üncü tugay mensuplarının doğrudan füzeyi ateşleyip ateşlemediklerini henüz bilmediklerinin altını çizmişti.
AP,AFP,rtr,dpa/ÇÖ,CÖ
© Deutsche Welle Türkçe
