Dünya
Deutsche Welle

Hollande'a darbe üstüne darbe

Fransa'da yapılan yeni bir anket, bugün Fransızların sadece yüzde 13'ünün François Hollande'a güvendiğini gösteriyor.

09 Eylül 2014 12:03


Avrupa'da ve belki de dünyada uzun yıllardır bir siyasi lider bu ölçüde halkının güvenini yitirmemişti. Daha iki yıl önce, 2012 yılında, Nicolas Sarkozy'nin şatafatlı başkanlığından bıkan Fransız halkı, "sosyalist" etiketli aday François Hollande'ı büyük umutlar ve yüzde 51 oyla Cumhurbaşkanı seçmişti. Oysa Hollande, beş yıl sürecek başkanlığının yarı yolunda kendisine oy verenlerin çoğunluğu da dahil olmak üzere Fransız toplumunun desteğini kaybetmiş görünüyor. Bu durumun tek kazananı ise ülkenin yükselen siyasi lideri aşırı sağcı Marine Le Pen.

Haftasonu peş peşe yayımlanan iki kamuoyu anketi, aslında Fransa'da aylardır herkesin konuştuğu bir gerçeği resmen açığa vurması bakımından önemli. Bunlardan ilki Cumhurbaşkanının Fransız toplumundaki imajıyla ilgili. TNS-Sofres kuruluşunun gerçekleştirdiği anket, bugün Fransızların sadece yüzde 13'ünün François Hollande'a güvendiğini gösteriyor. Bu tip anketlerin yapıldığı 1978 yılından bu yana bir Fransız Cumhurbaşkanı için bu kadar düşük bir oran kaydedilmemişti. Ne Valerie Giscard d'Estaing, ne François Mitterrand, ne Jacques Chirac ne de Nicolas Sarkozy böyle bir durumla karşılaşmamıştı.

Anketlere göre Hollande'ın oyu yüzde 16

Fransa daha bu rakamın analizi yapma fırsatı bulmadan Hollande hakkında haftasonu bir olumsuz anket daha yayımlandı. IFOP kuruluşunun 2017 cumhurbaşkanı seçimi perspektifinde gerçekleştirdiği anket, bugün seçim olsa François Hollande'ın seçimin ilk turunda sadece yüzde 16 oy alabileceğini gösteriyor. Daha da vahimi, seçimin ikinci turunda aşırı sağcı aday Marine Le Pen ile yarışması halinde kaybedeceğini ortaya koyuyor. Aynı anket, bugün Cumhurbaşkanı seçimi yapılsa, ilk turda Marine Le Pen'in yüzde 32 oy ile ilk sırada geleceğini de gösteriyor. Le Pen'in lideri olduğu Milli Cephe (FN) bu yıl mayıs ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sandıktan birinci parti olarak çıkmıştı.

Hollande'ın imajının dibe vurmasının iki temel nedeni var. Birincisi, 2012 yılında cumhurbaşkanı seçimi kampanyası sırasında verdiği sözlerin bir çoğunu yerine getirememiş olması. Bunların başına kronik işsizlik ve ekonomik krizle mücadele geliyor. Hollande, kendi siyasi hareketi olan iktidardaki Sosyalist Parti dışında, seçilmesinde önemli rol oynayan diğer sol ve çevreci partilerin de güvenini kaybetmiş durumda. Sol partiler Hollande'ı "AB'nin zorla uygulanmasını istediği liberal politikaları kabullenmekle" suçluyor.

Özel hayatın etkisi

İkinci neden ise Hollande'ın şahsi yaşamından kaynaklanıyor. Fransa'da en üst düzey siyasiler de dahil özel yaşama saygı kutsal bir kuraldır. En azından Sarkozy dönemine kadar öyleydi. Sarkozy'nin özel yaşamının sadece Fransa değil dünyada medya aracılığıyla fenomen haline gelmesi sonrasında Hollande 2012 yılında Fransız halkına "özel yaşamını ön plana çıkarmayan örnek başkanlık" vaadinde bulunmuştu. Ancak öyle olmadı. Fransız halkı bu yıl ocak ayında Hollande'ın aktris Julie Gayet ile yaşadığı gizli aşkı, ardından da bu haberin ortaya çıkışını izleyen günlerde 8 yıldır evlilik dışı ilişkide olduğu "resmi" sevgilisi Valerie Trierweiler ile sancılı ayrılışını yine medyadan öğrendi. Trierweiler'in Hollande'dan intikam niyetine yazdığı ve geçen hafta satışa sunulduğu güne kadar sır gibi sakladığı kitap ise Hollande'ı adeta yere serdi. Kitap Hollande'ı soğuk, kimi zaman gaddar, içten pazarlıklı ve sinsi bir siyasi olarak gösteriyor. Trierweiler'in Hollande'ı "yoksulları sevmeyen" bir siyasi olarak tanımlaması ise Fransız cumhurbaşkanının "solcu" imajına vurulmuş en büyük darbe olarak gösteriliyor. Hollande cephesinden gelecek olası engellemelere karşı gizlice Almanya'da 200 bin adet basılan kitap daha ilk günden yok sattı. Fransa'da son olarak Harry Potter romanları bu ilgiyi görmüştü.

Sarkozy dönebilir

Hollande'ın imajının dibe vurması ilk bakışta muhalefetteki sağ partilerin işine geliyor elbette. Fakat Marine Le Pen'in anketlerde yükselişinden, sol partiler gibi eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin şu an ana muhalefette olan partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) de kaygılı. Zira Le Pen toplumun her kesiminden taraftar topluyor. İşsizler, dar gelirliler ve gençler sistem partilerine adeta ders vermek istermişçesine selameti Le Pen'de arıyor.

Sarkozy'nin 2012 yılında cumhurbaşkanlığını Hollande'a karşı kaybetmesinin ardından kendine yeni lider bulamayan UMP'nin içinde 2017 için ön seçim yarışı başladı. Eski Başbakan Alain Juppé ön seçimde aday olacağını açıklarken, partinin Sarkozy kanadı da eski cumhurbaşkanının dönüşü için gün sayıyor. Bir son dakika değişikliği yaşanmaması halinde Sarkozy önümüzdeki haftalarda 2017 yılında tekrar aday olma perspektifiyle siyasete geri dönüş yapacak. Fransa bir yandan Sarkozy'nin siyasete dönüş haberini beklerken, bir yandan da sağ partilerin meclisin feshedilmesi baskılarına Hollande'ın daha ne kadar dayanabileceğini merak ediyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle