Holokost Kurbanlarını Anma Günü: Auschwitz'ten kurtulan ve sonradan Nazileri affeden Eva Kor'un hikâyesi
Nazi toplama kampında korkunç deneylerde kullanılan ve işkence gören ikiz kardeşlerin olağanüstü hikâyesi
27 Ocak 2022 05:54
Eva Kor'un hikayesi, birçok Holokost mağdurunun hikayesine benzer şekilde başlıyor. Eva, Yahudi olduğu için tutuklanıyor. Eva, BBC'ye hikayesini anlatıyor.
"1944 yılında bir gün ailem ve ben tutuklandık. Susuz, yemeksiz, sığırların taşındığı bir trene bindirildik.
"Bizi Polonya'ya, Auschwitz toplama kapına götürüyorlardı."
Auschwitz'e yeni gelenler ilk olarak kategorilendiriliyordu. Zayıf olanlar direkt gaz odasına gönderiliyor, güçlüler ise çalıştırılıyordu. Ancak bir kategori daha vardı, o da Dr. Josef Mengele ve asistanlarının işine yarayabilecek olanlar grubuydu.
Eva, annesi ve kız kardeşi ile tren istasyonuna vardığında platformdaki bir güvenlik personeli onun hemen özel olduğunu anladı.
"Benim ve kız kardeşim Miriam'ın anneme can havliyle tutunduğunu gördü."
"Ve bizi zorla annemin kollarından aldı.
"Anneme uzunca baktığımı hatırlıyorum. Bir daha göremeyeceğimi o zaman bilmiyordum."
Eva ve 10 yaşındaki Miriam, ikiz kardeş oldukları için hayatta kaldı. Dr. Mengele onları deneylerinde kullanmak istiyordu.
İlk gece çok korkutucuydu...
"Pislik içindeki yerde üç kızın cesedi vardı. Kızlar çıplaktı, gözleri de sonuna kadar açık...Korkunçtu."
"Daha önce hiç ölü insan görmemiştim."
"O kızları görmek beni çok kötü etkiledi.
"O anda kendime Miriam ve benim bir şekilde o kamptan sağ çıkacağımıza, o kızlar gibi olmayacağımıza ve kurtulacağımıza söz verdim."
Mengele, 1943 yılında Auschwitz'te çalışmaya başladı ve daha öncesinde Frankfurt'taki Kalıtsal Biyoloji ve Irk Hijyeni Enstitüsü'nde ikizler üzerinde çalışan bir araştırmacının asistanlığını yapıyordu
Auschwitz'te Mengele'nin çalışmalarına devam etmesini sağlayacak sınırsız sayıda ikiz vardı, üstelik ölmelerinde de bir sakınca yoktu.
Auschwitz'te 1943 yılından itibaren doktor olarak çalışan Mengele, 'bilim' olarak nitelendirdiği korkunç çalışmaları sırasında binden fazla ikize ve başka mahkumlara işkence uyguladı.
Eva, "Bizi saatlerce çıplak bırakır, vücudumuzun her yerini ölçerlerdi. Çok aşağılayıcıydı" diye hatırlıyor:
"Bizi haftada üç kez kan laboratuvarına götürüp kollarımızı bağlayıp kan alırlardı. Benim sol kolumdan o kadar çok kan alırlardı ki bazen bayılırdım. Bir insanın ölmeden ne kadar kan kaybedebileceğini anlamak istiyorlardı.
"Aynı sırada sağ koluma da iğne yaparlardı. O iğneler dayanılmayacak kadar kötüydü."
Eva, bir gün iğne yapıldıktan sonra çok kötü hastalandı.
Mengele, "Yazık, daha çok genç, en fazla iki hafta yaşar" dedi. Eva haklı olduğunu bildiğini, ama ölmeyi reddettiğini anlatıyor.
"Eğer ben ölseydim Miriam'a da ölümcül iğne yapılacaktı ve ikimizin de vücudu kesilip otopsi yapılacaktı.
"İki hafta boyunca ölümün eşiğindeydim. Neredeyse tamamen bilinçsizdim, tek hatırladığım şey yürüyemediğim ve yerlerde süründüğüm.
"Ama kendime sürekli 'hayatta kalmalıyım, hayatta kalmalıyım' deyip durdum."
Eva ve kız kardeşi hayatta kalmayı başardı ve 1945 yılında serbest bırakıldı.
"9 ay sonra evimize döndük, ama ailemizden başka hiç kimsenin hayatta olmadığını öğrendik. Sadece üç tane buruşuk fotoğraf bulabildik... ailemden geriye kalan tek şey o üç fotoğraftı."
Eva bir süre sonra evlendi ve Amerika'ya yerleşip kendisine yeni bir aile kurdu. Ancak kız kardeşinin sağlığı, Nazi kampında yaşananlardan sonra gitgide kötüleşti.
"1987'de onu kurtarmak için böbreklerimden bir tanesini bağışladım ama 1993 yılında öldü. O gidince perişan haldeydim.
"Ailemizde hayatta kalan tek kişi oydu.
"Çok kızgındım."
Yıllar geçtikçe Eva travmatik geçmişinin yaralarını sarmak için uğraştı.
Eva, Hans Münch isimli Nazi bir doktor ile irtibat kurmaya karar verdi ve 1993 yılında onunla tanışmak için Almanya'ya gitti.
"Çok gergindim ama Dr. Münch 82 yaşındaydı ve beni saygılı, kibar ve düşünceli bir şekilde karşıladı. Bir Nazi'nin bana saygılı davranmasına çok şaşırmıştım.
"Hans Münch, Auschwitz'te aslında bakteriyolog olarak çalışmıştı ancak yaptığı bir iş daha vardı, o da gaz odalarında ölenlerin ölüm sertifikalarını imzalamaktı. İsimlerini yazmazdı, sadece kaç kişinin öldüğünü kaydederdi.
"Hans, o dönemi 'Hayatımın geri kalanı boyunca beni hiç bırakmayan bir kabus' diye anlattı.
"Hans'tan benimle Auschwitz'e gelip bu söylediklerini orada da tekrarlamasını istedim. O da tamam dedi."
Dr. Münch, Eva ile beraber Auschwitz'teki gaz odalarını ziyaret etti, onların gerçekten var olduklarına dair bir belge imzaladı. Eva ona teşekkür etti.
"Bir Nazi'ye teşekkür etmenin çok acayip olduğunun farkındaydım... Auschwitz'ten kurtulan ben, bir Nazi'ye teşekkür ediyordum! İnsanlar delirdiğimi düşünecekti.
"Ona teşekkür etmenin doğru yolunu uzun süre düşündüm. 10 ay sonra aklıma çok basit bir fikir geldi: Auschwitz'ten kurtulan biri olarak onu affettiğimi söylediğim bir mektup yazmak.
"Bunun anlamı olacağını biliyordum, ama benim hayatımı ne kadar çok değiştireceğini bilmiyordum. Mektubu yazarken affedebilme gücüne sahip olduğumu anladım.
"Kimsenin bu gücü bana veremeyeceği gibi, kimsenin alamayacağını da fark ettim.
"Kendimi biraz daha zorladım, ve bana cehennemi yaşatan Mengele'yi bile affedebileceğime karar verdim."
Mengele, ABD askerleri tarafından tutuklanmıştı. Ancak sonradan isminin savaş suçlularının bulunduğu listede olduğunu bilmeyen bir birim tarafından serbest bırakılmıştı.
Mengele bir süre Almanya'nın Bavyera eyaletinde çiftçilik yaptıktan sonra 1949 yılında Arjantin'e kaçtı.
1959 yılında Batı Almanya yetkilileri, Mengele hakkında tutuklama emri çıkardı. Ancak Mengele, 20 yıl boyunca Güney Amerika'da yaşamaya devam etti.
1979 yılında ise Brezilya'da bir inme yaşadıktan sonra boğularak hayatını kaybetti ve Sao Paulo'da Wolfgang Gerhard ismiyle gömüldü.
Eva'nın onu affetmesi için hayatta olması gerekmiyordu.
"Kolay değildi, ama üzerimden çok büyük bir yük kalktı. Sonunda kendimi özgür hissettim."
"Bir mağdur olarak hayatımın geri kalanı boyunca mutsuz, öfkeli ve çaresiz olacağıma kim karar verdi ki? Bunu reddettim."
"Geçmişte olanları değiştiremezsin ama geçmişe karşı tepkilerini ve tutumunu değiştirebilirsin.
"Kardeşim ve ben laboratuvar hayvanları gibi kullanıldık. Ailemizin tamamı öldürüldü. Ama bende hala affetme gücü var. Bu güç hepimizde var."
Eva Kor, 2019 yılında her yıl ziyaret ettiği Polonya'da yaşamını yitirdi. 85 yaşındaydı.
Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir