T24 Dış Haberler
Japon otomobil üreticileri Honda ve Nissan, dünyanın en büyük üçüncü otomobil üreticisini oluşturmak amacıyla resmî birleşme görüşmelerine başladıklarını duyurdu. Şirketler, Tesla ve Çinli BYD gibi üreticilerle artan küresel rekabetin ortasında, elektrikli araçlar ve ileri teknolojili sürüş sistemleri geliştirebilmek için daha büyük bir ölçeğe ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Honda CEO'su Toshihiro Mibe, iş entegrasyonunun, iş birliğini genişleterek ve kaynakları paylaşarak, şirketlere “mevcut iş birliği çerçevesi altında mümkün olmayacak bir avantaj” sağlayacağını söyledi.
Her iki markanın da ayrıcalıklarını koruyacak olan anlaşmanın, Tokyo Borsası'nda işlem görecek bir holding şirketi kurmayı öngördüğü belirtildi. Yetkililere göre, birleşik grubun yaklaşık 191,4 milyar dolar gelir ve 19.2 milyar dolar üzerinde faaliyet kârı sağlama potansiyeline sahip olacağı tahmin ediliyor.
Onaylanması halinde entegrasyonun orta ila uzun vadeli bir proje olacağı ve şu anda 2030 ve sonrasına kadar gözle görülür bir ilerlemenin beklenmediği belirtilirken, Nissan'ın stratejik ortağı Mitsubishi’nin de yeni gruba katılma olasılığını değerlendirmesi ve 2025 yılının ocak ayına kadar bir karara varması bekleniyor.
Birleşme haberi Nissan hisselerini yükseltti, ancak zorlu dönem devam ediyor
Yeniden yapılandırma sürecinde olan Nissan, son 3 aylık finans raporunda, 9 bin işçi çıkaracağını ve küresel üretim kapasitesini 5’te 1 oranında azaltacağını duyurmuştu.
Birleşmeye ilişkin ilk haberin ardından Nissan hisselerinin yükselişe geçtiği gözlemlendi.
Analistler, potansiyel birleşmenin şirketteki mali performans düşüklüğünün ve Fransız Renault şirketi ile uzun süredir devam eden ortaklığının yeniden yapılandırılmasının bir sonucu olduğunu belirtti.
Honda CEO'su Mibe, birleşmenin Nissan'ın yeniden toparlanma sürecini başarıyla tamamlamasına dayandığını vurgulayarak “Nissan ve Honda kendi ayakları üzerinde durmayı başaramazsa, iş entegrasyonu görüşmeleri sonuç vermeyecektir.” dedi.
Nissan CEO'su Makoto Uchida ise gazetecilere yaptığı açıklamada, “entegrasyon tartışmalarının toparlanma sürecinden vazgeçmek anlamına gelmediğini” ve bunun gelecekteki rekabet gücünü sağlamakla ilgili olduğunu vurguladı.
