Kassel'da yayımlanan Hessische Niedersächsische Allgemeine'deki yorumda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa ülkelerine yönelik olarak söylediği "Böyle davranmaya devam ederseniz yarın dünyanın hiçbir yerinde hiçbir Avrupalı güvenle sokağa adım atamaz” şeklinde sözleri ele alınıyor.
"Bu şiddetin dili, bu şekilde sadece taraftarlarını nefret ettikleri Batı'ya yönelik terör saldırıları düzenlemeye çağıran IŞİD konuşuyor. Aynı gün içinde bu tür bir saldırganın Londra'da eylem düzenleyeceğini ve masum insanları öldüreceğini Erdoğan bilemezdi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın böyle bir eylemi bilmesi halinde bile bayağı tehditlerinden vazgeçmeyeceği düşüncesi endişe yaratıyor. Zira Erdoğan her türlü ölçü ve terbiye sınırlarını aştı, gerçek yüzünü gösteriyor, bu da gaddar bir despotun yüzü.”
Münchner Merkur gazetesindeki yorumda ise Londra'da aracın yayaların üzerine sürülmesiyle düzenlenen terör saldırısı ele alınıyor.
"Hayır, insan bu görüntülere alışmak istemiyor. Yine bir fanatik, çok basit yöntemlerle büyük zarar verdi, yanlış zamanda yanlış yerde olan çok sayıda insanın hayatını mahvetti. El Kaide çok daha planlı paralel saldırılar düzenlerken (11 Eylül 2001, 2004 Madrid gibi), IŞİD milisleri tek başına hareket eden, basit yöntemler kullanan teröristleri kullanıyor. Bu stratejiye karşı geliştirilebilecek yöntem ise sınırlı. Batı’nın açık devletleri bu tür saldırılara karşı savunmasız kalıyor, bu nedenle de toplum olarak bu tür saldırılarla başa çıkmak için bir konsept geliştirmemiz gerekiyor. Ne yazık ki. Saldırının faili yerine kurbanlarına odaklanmak da bunlar arasında bulunuyor.”
Regensburg’da yayımlanan Mittelbayerische Zeitung'da ise Londra'daki terör saldırısına ilişkin şu satırlar yer alıyor.
"Bir an için yas tutuldu. Ama sonra İngilizlerin verdiği tepki her şeye rağmen ‘devam etmek' oldu. Korku duyulması istenmiyor. Zira şu biliniyor: Yıldırmazsa, terör kazanamaz. Açık bir toplumun terörizme karşı vereceği en iyi yanıt bu olur. Açık olmaya devam ediliyor. Hoşgörülü, demokratik ve farklı görüşlere açık bir toplum olarak kalınıyor.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung'da ise Londra'daki saldırıdan yola çıkarak IŞİD'in hedefleri irdeleniyor:
"Saldırılar hep terör milislerine karşı uluslararası koalisyonda yer alan ülkeleri hedef alıyor. Ama bu ülkelerden hiçbiri bu saldırılar nedeniyle askeri çabalarını sorgulamadı. Tam tersine Fransa… IŞİD'e karşı misyonunun kapsamını genişletti. Cihatçıların bir diğer hedefi ise Müslümanlarla diğer inanç mensupları arasında ayrılık yaratmak… ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim zaferini bu açıdan yorumlamak mümkün. Başka etkenlerin de önemli rol oynamasına rağmen sağ popülist partilerin yükselişi IŞİD'in yararına oluyor. Ama buna rağmen sonuçta Batılı toplumlarda yaygın bir İslam düşmanlığının bulunmadığı söylenebilir. Ve her zaman her yerdeki saldırı tehdidine karşı insanların sadece çok azı günlük hayatlarını sınırlandırıyor.”
© Deutsche Welle Türkçe
JD/BK