İzmir'in Bornova ilçesinde başından vurulmuş cesedi bulunan 52 yaşındaki Hülya Şellavcı Yeğin'in cinayet şüphelisi olarak aranan 59 yaşındaki eşi Kaffar Yeğin hakkında İzmir 16. Aile Mahkemesi, sanığın tedbir kararını 4 kez ihlal etmesi nedeniyle 30 gün zorlama hapis ile cezalandırılmasına karar verdi. Kararın müvekkili ve aynı zamanda kayınvalidesi öldürüldükten 4 gün sonra çıktığını belirten Avukat Ensar Aktürk, "Öncesinde bu kararı çıkartmak için çok uğraştık. Kararı daha önceden, 11-12 Ekim'de verilmesi gerekiyordu" dedi.
Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi'nde ayakkabı nakış atölyesi bulunan Hülya Şellavcı Yeğin'e ulaşmayan yakınları, 22 Ekim'de atölyeye gitti. Burada kanlar içinde bulunan Yeğin'in, tabanca ile vurularak öldürüldüğü belirlendi. Polis, şüpheli olarak kadının boşanma davası açtığı ikinci eşi Kaffar Yeğin'i belirleyip, çalışma başlattı. Hülya Şellavcı Yeğin'in 6 ay önce evlendiği Kaffar Yeğin hakkında tehdit edildiği gerekçesiyle 4 kez suç duyurusunda bulunduğu ve uzaklaştırma kararı aldırdığı ortaya çıktı. Ayrıca Kaffar Yeğin'in daha önce Almanya'da baltayla ilk eşini öldürmeye teşebbüs ettiği iddiasıyla 7 yıl hapis cezası aldığı öğrenildi.
TIKLAYIN | Gazeteci Alican Uludağ: Hülya Şellavcı cinayetinde mahkeme 15 Aralık'a duruşma günü verdi, yani "ölmezsen talebine bakarız" dedi
"Malum tedbirler uygulanmadı"
Şüpheli eş aranırken, İzmir 16. Aile Mahkemesi'nden Yeğin için zorlama hapis kararı çıktı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi ile düzenlenen ek karara göre; sanığın tedbir kararını 4 kez ihlal etmesi nedeniyle 30 gün zorlama hapis ile cezalandırılmasına karar verildi. Karara tepki gösteren Hülya Şellavcı Yeğin'in damadı Avukat Ensar Aktürk, uzaklaştırma kararının birçok kez ihlal edildiği için zorlama hapis talebinde bulunduklarını belirterek, "Ancak mahkeme karşı tarafı dinleyip, karar vereceği gerekçesiyle talebi reddetti. 5'inci ihlalde artık karakola bile gitmedik. Bir koruması yoktu. Kendimiz korumaya çalışıyorduk. Malum tedbirler uygulanmadı" dedi.
"Maktul öldükten 4 gün sonra hapis kararı çıktı"
Kararın ne hukuka ne vicdana ne de mantığa uymadığını ifade eden Aktürk, "Kayınvalidem 21 Ekim akşamı saat 19.00 sıralarında öldürüldü. Aradan 4 gün geçti. Savcılık, dosyaya tekrar talepte bulundu. Şifahen müvekkilin öldürüldüğünü öğrendiklerini, ihlallerin olduğunu, bu nedenle tazyik hapsinin uygulanmasını, 3'üncü ve 4'üncü ihlali de dosyaya sunarak talep etti. 16. Aile Mahkemesi, trajikomik bir şekilde maktul öldükten 4 gün sonra zanlı hakkında 30 gün hapis kararı verdi. Hukuk dünyası için unutulmaz bir karar ve gün oldu" diye konuştu.
"Bu kararı çıkarmak için çok uğraştık"
Kararın kendilerini kötü hissettirdiğini vurgulayan Aktürk, "Öncesinde bu kararı çıkartmak için çok uğraştık. Ancak bu kararı aldıramadık. Şu an karar çıktı. Şimdi bu kararın kaldırılması için mücadele edeceğiz. tazyik hapsini istemiyoruz. Zaten adam yakalanırsa yıllarca hapis yatacak. Neyin tazyik hapsi? Böyle bir karar olamaz. Geç kalan adalet, adalet değildir. Kararı kontrol ettiğimde, görünce şok oldum. Kararı daha önceden, 11-12 Ekim'de verilmesi gerekiyordu. Karar o zaman çıksaydı; mahkeme görevini yapmış olacaktı. Belki bu karar çıksaydı yine de bu olay yaşanabilirdi. Ancak herkes sorumluluğunu yerine getirmiş olacaktı" dedi.
"Katil hala yakalanamadı"
Herkesten destek beklediklerini belirten Aktürk, "Katil hala yakalanamadı. İnsanlar, görselini lütfen hafızasına kaydetsin. Bu kişi aramızda dolanıyor. Lütfen herkes etrafına iyi baksın. Onu görenler, güvenlik güçlerine bildirsin. En azından bu kişi yakalansın. Maktulün ardında kalanlarsa biraz rahata ersin" diye konuştu.(DHA)
(İHA)