Star gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, Karar gazetesi yazarı ve eski AKP Milletvekili Mehmet Ocaktan'ın, "Son dönemde maalesef siyaseti de yozlaştıran hastalıklı bir gazetecilik anlayışıyla karşı karşıyayız. Bu kalemlerin kafalarında bir takım nevrotik sorunlar var mıdır bilemem ama, Türkiye adına çok tehlikeli tarifler yaptıkları muhakkak. Önce kafalarında hayali bir ülke ve hayali düşmanlar yaratıyorlar. Sonra da yarattıkları bu hayali ülkenin etrafını korku duvarlarıyla çeviriyorlar" şeklindeki sözlerine tepki gösterdi. "Birileri -ki aralarında Erdoğan’ın yıllardır koruyup kolladığı, makam mevki, itibar ve şöhret sahibi yaptığı isimler de var- son dönemde bir kampanya başlattılar: 'Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti iktidarına karşı küresel bir komplo yoktur. ‘Üst Akıl’ iddiası nevrotik sorunları olanların uydurmasıdır, ‘şer ittifakı’ndan bahsedenler hayali düşmanlar üretmektedir" ifadelerini kullanan Gülerce, "Bunu yazan eski AKP milletvekili kalem, bir de analizini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumak için yaptığını belirtmez mi. Erdoğan’ı eleştirmek, suçlamak için kıvranan ne çok adam var?" diye yazdı.
Hüseyin Gülerce'nin "Üst akıl kim?" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Birileri -ki aralarında Erdoğan’ın yıllardır koruyup kolladığı, makam mevki, itibar ve şöhret sahibi yaptığı isimler de var- son dönemde bir kampanya başlattılar: “Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti iktidarına karşı küresel bir komplo yoktur. ‘Üst Akıl’ iddiası nevrotik sorunları olanların uydurmasıdır, ‘şer ittifakı’ndan bahsedenler hayali düşmanlar üretmektedir...” Bunu yazan eski AK Parti milletvekili kalem, bir de analizini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı korumak için yaptığını belirtmez mi... Erdoğan’ı eleştirmek, suçlamak için kıvranan ne çok adam var?
Yahu hafife aldığınız bütün o yaklaşımlara, bizzat Sayın Erdoğan kendisi öncülük ediyor, her fırsatta dile getiriyor. Daha 4 gün önce ABD ziyareti dönüşünde aynen şunu söyledi: “Üst Akıl, Türkiye üzerinde oyun oynuyor. Türkiye’yi bölmek, parçalamak, güçleri yeterse yutabilmek...”
Kimileri hafife alarak, “Üst Akıl” da kim diye soruyor. Üst Akıl, milletimizin Müslümanlığından rahatsız olan güç odaklarıdır. Türkiye’nin, küresel sisteme çomak sokan varlığını, yükselişini, güçlenmesini hazmedemeyenlerdir. ABD ve AB ülkelerindeki -bilhassa Almanya, İngiltere, Fransa’daki- derin devletler ve bu ülkelerdeki güçlü Ermeni-Yahudi lobileri... İsrail, Rusya, İran... Bir de küresel sermaye...
Bu Ast Akıl’ın içindekiler zaman zaman karşı karşıya görünse de bizim Müslümanlığımız söz konusu olduğunda Yedi Düvel bir oluyor. 1. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı’yı parçalarken de İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yalta - Tahran - Potsdam’da, Amerika, Rusya ve İngiltere, ülkeleri böler ve parçalarken de Üst Akıl devredeydi. Üst Akıl’da “Haçlı zihniyeti” hep etkili oldu.
Birileri neden “Üst Akıl”ı yok saymaya çalışıyor, neden “şer ittifakı”, “dış güçler” dememizden rahatsız oluyor, ben de bunu sorguluyorum?
Bizim gerçeğimiz şu; vesayet sistemi ile darbeler eliyle: (Aşağıdaki sözler Sayın Cumhurbaşkanının önceki gün söyledikleri)
“Ülkemizde uzun süre milletimizin inancını hedef aldılar, başaramadılar. Siyaset ve toplum mühendisliği projeleriyle hapsetmeye çalıştılar, istediklerini elde edemediler. Mezhep farklılıkları üzerinden kurgulara giriştiler, sonuç alamadılar. Hepsi sonuçsuz kalınca 2013’ten itibaren yeni olayları devreye soktular.
Gezi olayları üzerinden şahsıma ve hükümete muhalif olan herkesi mobilize ederek sosyal bir kaos çıkarmayı denediler. Bu yöntem tutmayınca, daha sinsi, daha ince planlanmış bir operasyonun düğmesine basıldı. Paralel ihanet çetesi harekete geçirilerek şahsımla birlikte bu ülkenin büyük projelerini hedef alan bir saldırı başladı.
Yine durmadılar, önce tüm güçleriyle bölücü terör örgütünün güdümündeki partiye destek verip hedeflerine uygun bir siyasi aktör üretmeye çalıştılar. 7 Haziran seçimlerini bu partinin zaferi gibi gördü herkes, aslında yaşanan büyük bir hezimetti. Keskin bir sonuç hedefleniyordu. Olmayınca da en aşağılık, en insanlık dışı yöntemi devreye soktu. Yıllar sonra yeniden ülkemize can ve kan pazarı kurdular.
Temmuz ayından itibaren terör eylemleri başladığında, yıllar süren hazırlığı gördük. Bunu arkadaşlarımla da paylaştım. Gezi olayları da aslında içeride planlanmış bir olay değildi. Bu olay bir Üst Akıl’ın planlamasıydı.
Dikkat ederseniz, Gezi olayları da, paralel yapının darbe teşebbüsü de, 7 Haziran öncesi iklim de, bölücü terör örgütünün eylemlere başlaması da zahirde bağımsız görünüyor ama gerçekte hepsi aynı oyunun birbirini takip eden sahneleri.
O Üst Akıl ortaya çıktı. Son ABD seyahatimde uygulama çok daha açık ortaya çıktı. Son seyahat. Brookings Enstitüsü... Malum yapılar gelmiş. Yaklaşık 100-150 kişi falan. Fakat hayatta bir araya gelemeyecek olanlar bir arada. PKK orada, PYD orada, Asala orada, Paralel Devlet Yapılanması orada...”
Üst Akıl var, onun taşeronu PKK ve Paralel Yapı var. Gerçek bu...