Ülkedeki protestolar 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından gözaltına alınmasının ardından 16 Eylül’deki ölümü sonrası başladı ve ülkenin dört bir yanına yayıldı.
Mahabad yetkilileri “terörist ve ayrılıkçı gruplar” olarak nitelediği protestocuları, Mahabad’da bulunan hükümet binalarına yönelik saldırıyı teşvik etmekle suçladı. Ayrıca siyasi ve güvenlik merkezlerinin de göstericiler tarafından işgal edilmek istendiği belirtildi.
Devlet medyası hayatını kaybeden kişilerin kimliklerini açıklamadı. Ancak muhalif yayın yapan Hengaw, bir erkeğin ve iki kadının güvenlik güçlerince vurularak öldürüldüğünü aktardı. BBC söz konusu iddiaları bağımsız olarak doğrulayamadı.
On binlece İranlı Çarşamba akşamı, büyük şehirler başta olmak üzere gösterilerin sönümlendiği diğer bazı şehirlerde de sokaklara döküldü.
Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü, 29’u çocuk olmak üzere en az 234 göstericinin protestolar esnasında güvenlik güçlerince öldürüldüğünü bildirdi. İranlı yetkililer ise gösterilerin yabancılar tarafından kışkırtıldığını savunuyor.
BBC tarafından da doğrulanan ve sosyal medyada yayılan videolarda Çarşamba gecesi büyük gösterilerin gerçekleştiği görülüyor.
Batıdaki Andimeşk ve Burucerd, Hazar Denizi yakınlarındaki Lahican gibi diğer şehirlerde de protestolar yeniden alevlendi.
Salı günü ise Amini’nin memleketi Saggız’da polis göstericilere ateş açmıştı. Bir insan hakları örgütü ve görgü tanıkları, Amini’nin ölümünün kırkıncı gününde bir araya gelen kalabalığa gerçek mermi ve biber gazıyla müdahale edildiğini aktardı. Olayda kaç kişinin yaralandığı henüz bilinmiyor.
Analiz
Lyse Doucet – BBC Muhabiri
İran İslam Cumhuriyeti geçmişte de protestolara şahit oldu. Ancak böylesi hiç olmadı.
Yetkililer hala göstericileri “yabancılar tarafından kışkırtılan isyancılar” olarak tanımlayarak karalamaya ve yok saymaya çalışıyor.
Baş örtüsü zorunluğunu reddeden kız öğrencilerin ve kamusal alanlarda baş örtüsü takmaksızın dolaşan her yaştan kadına ait olağanüstü görüntülerle bunu ortaya koymaksa zor.
Ülkede ahlak polisinin yıllarca kadınların kılık kıyafetine karıştığı o günlere dönmek de zor.
Artık bu kadınların kıyafetlerinden çok daha fazlası.
Geçmişte, büyük ayaklanmalar aylar sonra bir şekilde ya bastırıldı ya da kendiliğinden söndü. Ancak bu haftayla beraber bu dalga daha da güçleniyor gibi.
İran’ın güvenlik güçlerinin tamamı henüz ortaya çıkmış değil. Yetkililer İslam Cumhuriyeti’ni korumak adına ellerinden gelen her şeyi yapacaklar.
Ancak özellikle yeni nesil kadın ve erkekler başta olmak üzere, göstericiler de hayatlarını değiştirmek adına ne gerekiyorsa yapacak gibi.
Tahran yakınlarındaki Kerec şehrinde protestolara katılan 27 yaşındaki kadın bir protestocu, BBC Farsça Servisi’ne verdiği demeçte “Toplum öfkeli, artık onlardan [devlet yetkilileri] bıktık” dedi.
İkinci sınıf vatandaş olmaktan bıktığını söyleyen protestocu, “Artık bu insanlara hayır deme özgürlüğümün olması istiyorum. Çünkü ben bir kadınım. Erkekler de rejimin baskılarından bıktı. Kadın, yaşam ve özgürlük şiarıyla bir araya geldiğimiz bu gösteriler, ülke tarihimiz için de bir ilk” diye konuştu.