İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı yasa taslağında içkili yerler ile ilgili belediyelerin yetkileri valiliklere devredilirken bu tür yerleri açabilmek için kolluk kuvvetlerinden izin alma şartı getiriliyor.
AKP’nin, dokuz ayrı kanunda 20 değişiklik yapan ve yeni hükümler de içeren torba yasa teklifini TBMM’nin bayram tatilinden sonra çalışmalarına başlamasıyla gündeme getirmesi bekleniyor. Yerel yönetimlerin umuma açık işyerleriyle ilgili yetkilerinin büyük ölçüde korunduğu ancak uygulamadaki sorunları gidermek amacıyla hazırlandığı ileri sürülen taslakta yer alan yeni hükümler özetle şöyle:
-İçkili yerlerin açılması sürecinde belediye/özel idare tarafından iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilebilmesi için kolluğun olumlu görüşünün alınması zorunlu hale getiriliyor. İçkili yer bölgesinin tespiti ile açılış kapanış saatleri vali yardımcıları ve kaymakamlar başkanlığında ilgili tarafların katılımı ile oluşturulan bir komisyon tarafından belirlenecek.
-Mevzuata aykırılığın bildiriminden itibaren 30 gün içerisinde ilgili yerel yönetim tarafından yaptırım uygulanmaması halinde Vali/Kaymakam tarafından yaptırım uygulanacak. Ruhsat almadan açılan yerler kolluk tarafından re’sen kapatılacak.
-Faaliyetten men edildiği halde mühür sökerek açılan iş yerlerine yönelik para cezaları arttırılacak. Mevzuat hükümlerine aykırı olarak ruhsatsız işletilen işyerleri ruhsat alıncaya kadar mahalli mülki amir tarafından süresiz olarak faaliyetten men edilecek. Ruhsatlı olan işyerleri ise dördüncü defa aykırı fiilleri işlediğinin tespiti halinde mahallin mülki amiri tarafından süresiz faaliyetten men edilecek.
İçkili alanlara "sorun alanı" tanımı
BirGün'den Nurcan Gökdermir'in haberine göre, teklifin genel gerekçesinde, içkili yerlere ilişkin “sorun alanı” tanımı yapılarak amacın çözüm getirmek olduğu savunuldu. İçkili yerlerin tüm yerleşim alanını kapsayacak şekilde belirlenmesi ile geç saatlere kadar çalışmalarının yörenin huzurunu bozduğu ileri sürüldü. Denetim ve yaptırım ile ilgili eksiklikler yaşandığı, kolluk birimlerince yapılan tespitlerin yaptırıma dönüştürülemediği, mevzuata aykırı ruhsatlandırma işlemleri yapıldığı da genel gerekçede ifade edildi.