Gündem
BBC Türkçe

İdlib operasyonuyla ilgili merak edilenler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'nin kuzeyindeki İdlib Eyaleti'ne yönelik olarak bir askeri harekâtın başladığını açıkladı. İdlib'in siyasi önemi, operasyonun nedeni ve şu anda hangi aşamada olunduğuyla ilgili merak edilenleri beş soruda derledi

29 Nisan 2018 20:30

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'nin kuzeyindeki İdlib Eyaleti'ne yönelik olarak bir askeri harekâtın başladığını açıkladı.

Suriye kriziyle ilgili yürütülen Astana görüşmelerinin sonuncusunda, İdlib'in çatışmasızlık bölgelerine dâhil edilmesi konusunda anlaşmaya varılmıştı.

İdlib'in siyasi önemi ve eyalete yönelik operasyonla ilgili merak edilenleri beş soruda derledik.

İdlib, Suriye'nin kuzeyinde ve Türkiye sınırında yer alan bir eyalet.

İsyancı gruplar açısından kritik önemdeki Bab El Hava Sınır Kapısı da İdlib Eyaleti sınırlarında bulunuyor.

Eyalet, yine kuzeyde Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) denetimindeki Afrin sınırına dayanıyor.

Kuzeydoğusunda Halep'in bulunduğu İdlib'in batısında ve güneyinde ise Suriye hükümetinin kalelerinden Lazkiye ve Hama yer alıyor.

Lazkiye Eyaleti'ne yönelik saldırılar İdlib üzerinden düzenleniyor.

İdlib şu anda Suriye'de, bütünüyle hükümet güçlerinin kontrolünün dışında yer alan tek eyalet.

2015 yılında, farklı isyancı güçlerin kurduğu, bünyesinde Nusra Cephesi ve Ahrar'uş Şam'ı da barındıran çatı örgütü Fetih Ordusu, eyaleti ele geçirmişti.

İlerleyen dönemde, ateşkeslerle Halep, Şam, Hama ve Humus eyaletlerinden ayrılan isyancı grupların birçok üyesi de İdlib'e geçiş yaptı.

İdlib, ülke çapında hükümet karşıtı silahlı güçler açısından bir kale olarak görülüyor.

2015'ten sonra İdlib, farklı gruplar tarafından ortak olarak yönetilmeye başlandı.

Bu gruplar arasında en etkin olanları ise Nusra Cephesi ve Ahrar'uş Şam oldu.

İki grup arasındaki gerilim zamanla çatışmalara dönüşmeye başladı.

2016'da adını Şam'ın Fethi Cephesi olarak değiştiren ve El Kaide'den ayrıldığını duyuran Nusra Cephesi, son süreçte başka cihatçı gruplarla birlikte Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) adında bir çatı örgütü kurdu.

Geçtiğimiz aylarda HTŞ ile Ahrar'uş Şam arasında yoğun çatışmalar yaşandı.

Çatışmaların farklı nedenleri olduğu düşünülüyor.

İki örgüt de cihatçı çizgide olsa da aralarında yönetim anlayışı, savaş tarzı ve müzakerelere bakış açısından farklılıklar bulunuyordu.

Eyaletin kontrolünde asıl etkin gücün kimin olacağı konusu önemli gerilim başlıklarındandı.

Bunun dışında Astana sürecine bakış da aradaki gerilimi derinleştirmiş durumdaydı.

Bunlara ilaveten, her ne kadar Ahrar'uş Şam, Astana sürecine katılmamış olsa da, örgütün Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) çatısı altındaki gruplarla işbirliği, Türkiye ile iyi ilişkileri ve son dönemde kendisini uluslararası alanda kabul ettirmeye yönelik gayretleri onu Nusra Cephesi'nden ayırıyordu.

Çatışmalar sonunda Ahrar'uş Şam İdlib merkezinden çekildi.

Astana mutabakatı kapsamında Nusra Cephesi, IŞİD'le birlikte askeri olarak hedefe alınmaya devam edilecek örgütler arasında yer alıyor.

Türkiye, Rusya ve İran, Kazakistan'ın başkenti Astana'da Suriye ile ilgili yaptığı görüşmelerde daha önce, Dera ve Kuneytra, Rastan ve Talbise ile Doğu Guta'daki çatışmasızlık anlaşması konusunda mutabakata varmışlardı.

Son nokta olan İdlib'teki çatışmasızlık bölgesi için görüşmeler bir süredir devam ediyordu.

Eylül ayındaki son görüşmede ise üç ülke, İdlib bölgesinde oluşturulacak olan dördüncü çatışmasızlık bölgesini beraber koruma konusunda anlaştı.

Anlaşmadan sonra Türk Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, söz konusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır" ifadesi kullanıldı.

Rus yetkililer ise Rusya, Türkiye ve İran'ın İdlib bölgesine 500'er gözlemci göndereceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Reuters haber ajansına verdiği röportajda, Suriye'deki çatışmasızlık bölgeleri kapsamında, ülkenin kuzeybatısındaki İdlib eyaletine asker gönderileceğini açıkladı.

Erdoğan röportajda, "Çatışmasızlık bölgeleri anlaşması umut vaadeden bir fikirdi… Rusya İdlib'in dışında, Türkiye de İdlib'in içinde güvenliği koruyacak" dedi.

Operasyonla ilgili ilk resmi açıklama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan geldi.

Erdoğan, "Fırat Kalkanı Harekâtı'yla kendimize bölgemizde açtığımız alanı şimdi İdlib'in güvenliğini sağlamaya yönelik yeni bir adımla daha ileriye taşımanın gayreti içindeyiz. İşte bugün örneğin İdlib'de ciddi bir harekat var ve bu devam edecek" dedi.

Konuşmasından sonra gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, "Türk askeri İdlib'de mi?" sorusuna, "Şu anda Özgür Suriye Ordusu yürütüyor, henüz askerimiz orada değil" cevabınıı verdi.

Erdoğan, "Fırat Kalkanı Harekâtı'nda olduğu gibi bir yöntem mi kullanılacak?" sorusunu ise, "Boksa girildiği zaman yumruğun sayısı sayılmaz" şeklinde cevapladı.

Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı Hamza Bölüğü de, İdlib'e askeri operasyon başlattıklarını duyurdu.

Hamza Bölüğü, Fırat Kalkanı Operasyonu'na katılan gruplar arasında yer alıyor.

Haber ajansları, Türk ordusunun Cuma gecesi sınıra yoğun bir sevkiyat yaptığını da bildirdi.

Rusya'nın İdlib ve çevresine yönelik hava saldırıları sürüyor.

Moskova, hafta içinde düzenlediği bir hava operasyonuyla Nusra Cephesi'nin 12 komutanını öldürdüğünü, örgütün lideri Culani'nin ise ağır yaralandığını açıkladı.

Savunma Bakanlığı sözcüsü Igor Konashenkov, operasyonun Rus askeri polisine yönelik 18 Eylül tarihli bir saldırıya yanıt olarak gerçekleştiğini açıkladı.

Konashenkov, Nusra Cephesi'nin lideri Ebu Muhammed el Culani'nin saldırıda kolunun koptuğunu ve durumunun kritik olduğunu da aktardı.

Öte yandan muhaliflere yakın bazı medya kuruluşları ve yine muhalif çizgideki Londra merkezli Suriye İnsan Hakları İçin Gözlemevi, bu saldırılarda sivillerin de öldüğünü belirtiyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir