Dünya
Deutsche Welle

İdlibli sivillerin acısı

Suriye'de silahlı muhaliflerin son kalesi olan İdlib, Suriye ordusu ile Rusya'nın yoğun bombardımanı altında bulunuyor. On binlerce kişi Türkiye'ye doğru kaçış yolunda. İnsani felaket tehlikesi çok büyük

25 Aralık 2019 19:29

"Merhaba Dünya gezegeni, biziz, İdlib'in çocukları. Şu anda Rusya tarafından öldürülüyoruz." Bu dokunaklı çağrının sahibi, mesajını Twitter üzerinden dünyaya gönderen Suriyeli genç kadın Merna Alhasan. İdlib'de yaşayan Alhasan, haftalardır Twitter üzerinden bu şehirde yaşananları dünyaya aktarıyor. "İdlib bölgesindeki insanlar kaçıyor. Bazıları neleri var, neleri yoksa hepsini bırakıp sadece gitmek istiyor" diyor Alhasan bir videosunda. Akıllı telefonu ile kaydettiği ve dünyanın pek göremediği İdlib görüntülerini yayınlıyor genç video-gazeteci. İdlib'i terk etmek isteyen, tepesine kadar yüklü araçların dip dibe kuzeye doğru ilerleme çabası. Esad'a ve Rusya'ya karşı protesto gösterisinde bulunan insanlar…

Yoğun operasyon

Suriye'de rejim, Rusya'nın da desteği ile geçtiğimiz hafta İdlib'e yönelik operasyonlarına yeniden başladı. Suriye'de Esad rejimine karşı direnen silahlı muhaliflerin son kalesi konumundaki İdlib, aralarında radikal cihatçıların da bulunduğu grupların kontrolünde bulunuyor. Özellikle Maaret el Numan kasabası ve civarı son operasyonlarda en çok hedef alınan bölgelerin başında geliyor. Bu bölgenin stratejik önemi büyük; Şam'ı Halep'e ve Halep'i Türkiye'ye bağlayan M5 karayolu buradan geçiyor. Bugünlerde İdlib'den Türkiye istikametine doğru kaçmaya çalışanların kullandığı ana güzergah da bu yol. Medico International adlı yardım örgütünden Till Küster'in DW'ye aktardığına göre, kuzey yönünde kaçmaya çalışan insanlar, yolculukları sırasında da saldırılarla karşılaşıyor. Bir yandan bombardımanlara maruz kalıyorlar, bir yandan da Esad yanlısı milislerin makineli tüfekli saldırılarına.

Siviller de saldırıların hedefi

Beşar Esad'a göre operasyonlar "belirleyici nihai savaş" niteliği taşıyor. Sivil ya da aşırılık yanlısı bir milis fark etmiyor. Suriye ordusuna bağlı birlikler hastaneleri, ilk yardım kuruluşlarını, pazarları bombalıyor. Operasyonların başladığı günden bu yana, bir haftada yaklaşık 70 bin kişi evlerini bırakarak bölgeden kaçtı. Birleşmiş Milletler verilerine göre sadece geçtiğimiz Cuma günü evini terk ederek kaçanların sayısı 20 bin oldu. İdlib'de çatışmaların ortasına kalanların sayısı ise üç milyon civarında. Onların da büyük bir bölümünü, daha önce iç savaş nedeniyle Suriye'nin başka bölgelerinden kaçıp gelen sığınmacılardan oluşuyor.

Veto yardımları engelliyor

Milyonlarca Suriyeli halihazırda acil insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeleri Çin ve Rusya veto haklarını kullanarak, Suriye'de faaliyette olan Birleşmiş Milletler yardım programlarının genişletilmesi engellemesi bölgeye insani yardım ulaştırılmasını zorlaştırdı. Almanya, Belçika ve Kuveyt, hazırladıkları tasarı ile şu an yürürlükte olan yardım programlarının bir yıl daha uzatılmasını talep etmişti. Tasarı, ülkeye yardımların sokulduğu dört sınır kapısına bir yenisin eklenmesini öngörüyordu. Ancak Rusya, insani durumun iyileştiğini savunarak, söz konusu sınır kapılarının sayısını ikiye düşürmek ve yardımların süresini altı ay ile kısıtlamak istiyor.

Yarı yolda bırakılmak

Türkiye ile Rusya'nın arabuluculuğu sayesinde, geçtiğimiz yıl Eylül ayında bölgede ateşkes sağlanmıştı. Ancak Suriye ordusu geçtiğimiz Nisan ayında İdlib'e yönelik operasyonlarına yeniden başladı ve içinde bulunduğumuz Aralık ayında da bu operasyonların şiddetini artırdı.

Merna Alhasan çektiği videolarda, Suriyeli insanları birbirlerine yardım etmeye çağrıyor. "Dışarıdan yardım bekleyemeyiz. Dünya bugüne kadar çağrılarımıza kulak asmadı" diyor genç kadın. Till Küster'e göre böyle düşünen tek Suriyeli Alhasan değil; "İnsanlar, Avrupa'nın kendilerine yardıma koşmayacağını ve emniyetlerini sağlamayacağını anlıyor" diyor Küster. Onlar kendilerini yarı yolda bırakılmış hissederken Esad ve Rusya bölgede istediklerini yapıyor. 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle