Anayasa hukukçusu, T24 yazarı Doç. Dr. Tolga Şirin’in Türkiye'deki ifade özgürlüğü sorununa odaklandığı "Türkiye’de Düşüncenin Tutsaklığı" kitabının ikinci cildi olan "İfade Özgürlüğünün Yeşili" yayımlandı. Tekin Yayınları’ndan çıkan eserin ilk cildi, “İfade Özgürlüğünün Grisi” ismiyle yayımlanmıştı.
İnsan hakları ve anayasa hukuku alanındaki çalışmalarıyla bilinen hukukçu Şirin, ilk ciltte okurlarına, “fikirlerin serbest piyasası”nın önemli olduğuna vurgu yapsa da konunun ekonomi-politikadan ve sınıfsal ilişkilerden bağımsız kavranmaması gerektiğini hatırlatıyordu. Eşitsizliğin özgürlüğe engel olduğuna vurgu yapan yazar, meseleye “sol”dan bir pencere açmaya çalışıyordu. Teori ağırlıklı ilk cilt, aralık ayında yayımlanmıştı.
Eserin uygulama yönü ağırlıklı ikinci cildi ise geçen hafta yayımlandı. 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye hakkında verilen tüm ifade özgürlüğü ihlal kararlarını ele alan ve bu yönüyle bir tür yakın tarih çalışmasını andıran bu ciltte Şirin, "karmaşık hukuksal sorunları" duru bir dille, çeşitli resimler ve grafikler de kullanarak anlatıyor.
İkinci cilt, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kararlarının sunduğu bütünlüklü resmi okurlarıyla buluşturuyor. Ayrıca bu geçmişe, yeri geldiğinde AİHM’i de eleştirerek ayna tutan yazar, AKP dönemine özgü ifade özgürlüğü sorunlarını özel bir başlık altında ele alıyor. Çalışma, hukukçu olmayanlara da hitap ediyor.
Eserin tanıtım yazısı şöyle:
“Türkiye'de ifade özgürlüğü sorunu her geçen gün daha da derinden hissediliyor. Türkiye'de Düşüncenin Tutsaklığı kitabının ‘İfade Özgürlüğünün Grisi’ alt başlığıyla yayımlanan ilk cildinden sonra, ‘İfade Özgürlüğünün Yeşili’ adlı ikinci ciltte, anayasa hukukçusu Tolga Şirin, İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin Türkiye bağlamında verdiği ifade özgürlüğü kararlarını merceğe alıyor. Bu kapsamlı çalışmada Tolga Şirin, Türkiye'nin yakın siyasal tarihine de ayna tutuyor. Yazar, Türkiye'de ‘Kürt sorunu’ bağlamında belli kavramlar setine dayanan bir ‘düşünce suçu’ kategorisinin varlığını tartışmaya açarken, kurumlara yönelik ifadelerle bireylere yönelik ifadelerin bir tutulamayacağını ileri süren bir tez de ortaya koyuyor.
Düşüncenin tutsaklığına dair güncel ve somut meseleleri, tutuklu gazeteciler, Barış İçin Akademisyenler ve sanal dünyadaki baskılar gibi çok sayıda güncel sorun başlığını masaya yatırarak anlatan Şirin; ilk ciltte olduğu gibi ikinci ciltte de sorunun hukuki değil politik olduğu çıkarımıyla gerçekçi bir perspektif sunuyor. Bunu yaparken soğuk hukuk dilinden sıyrılıyor ve herkese hitap eden kıvrak bir üslup kullanıyor."