Kültür-Sanat

İki ırkçı saldırı, 'Üç Kapı': Almanya'da ses getiren sergi, Depo'da açıldı

Geniş kapsamlı araştırmaların yer aldığı sergide hazırlanan program, bir dizi panel ve inisiyatif aracılığıyla ırkçılık üzerine düşünmeyi, farkındalığı artırmayı amaçlıyor

28 Eylül 2024 12:00

Almanya’daki ırkçı şiddet olaylarını ve yapısal ırkçılığı inceleyerek farkındalık yaratmayı amaçlayan Üç Kapı sergisi 27 Eylül'de, Depo İstanbul'da açıldı. Forensic Architecture, 19 Şubat Hanau İnisiyatifi ve Oury Jalloh Anısına İnisiyatifi’nin ortak araştırmalarından hareketle düzenlenen sergi, 28 Aralık'a kadar görülebilecek. 

Detaylı teknik analizlere dayanan Üç Kapı sergisi, her biri bir kapıyla sembolize edilen, Almanya'da yaşanan iki ırkçı saldırıda polisin ihmalini araştırıyor.

Goethe-Institut İstanbul, Anadolu Kültür, Stiftung Mercator, Heinrich Böll Stiftung İstanbul ve Tarabya Kültür Akademisi ortaklığındaki proje, farklı şiddet ve cezasızlık örneklerini adli mimarlık, sanat ve edebiyat aracılığıyla inceleyerek, bu olguların birlikte nasıl işlediğini ortaya koymaya yönelik performanslar sergiliyor.

Sergideki araştırmalar bugünün Almanyası’nda, azınlıklaştırılmış ve ırkçılığa maruz kalmış topluluklar için tehdit oluşturan, ırkçı failler, devletin yetersizlikleri ve yapısal ırkçılık gibi daha geniş bir bağlama ışık tutuyor.

Kapılarla ne anlatılıyor?

Devlete, kamuya ya da bireylere ait farklı alanları birbirinden ayıran ve birbirine bağlayan kapıların sadece fiziksel nesneler değil, aynı zamanda toplumsal sözleşmeler olduğu vurgulanıyor.

"Açık olmaları gerekirken kilitli, kırılıp açılmaları gerekirken kapalı tutulan" bu üç kapı, serginin merkezinde yer alan toplumsal düzenin başarısızlıklarını temsil ediyor.

İlk kapı, 19 Şubat 2020’de altı kişinin öldürüldüğü Hanau-Kesselstadt’taki Arena Bar’ın acil çıkış kapısını temsil ediyor. Hayatta kalanlar, kilitli olduğunu bildikleri için barın acil çıkışından kaçmaya çalışmadıklarını söylüyor; yapılan araştırma, kapı açık olsaydı daha fazla insanın hayatta kalabileceği kanıtlanmış oluyor. Görgü tanıkları, acil çıkış kapısının, müşterilerin sık sık yapılan baskınlardan kaçmalarını engellemek için, yerel makamlar ile bar sahibi arasındaki bir anlaşmaya bağlı olarak sık sık kilitlendiğini iddia ediyorlar. 

İkinci kapı, failin saldırıdan sonra döndüğü evinin ön kapısını ifade ediyor. Polis, saldırının ardından geçen beş saat içinde saldırganın evine girmeyi başaramıyor. Soruşturma, polisin failleri takip ederken yaşadığı bir dizi başarısızlığa dair şaşırtıcı kanıtlar ortaya koyuyor.

Üçüncü kapı, Sierra Leone’den gelen sığınmacı Oury Jalloh’un Dessau’da 2005 yılında yanarak öldüğü gözaltı merkezindeki hücreye ait. Hücre kapısında oluşan duman izleri üzerinde yapılan analizler, kapının yangın süresince ya da büyük kısmında açık olduğunu gösteriyor. Bu da Oury’nin kendisini gözaltına alan polis memurları tarafından öldürüldüğünü düşündürüyor.

"Irkçı terörü, farklı şekillerde topluma göstermeye çalışıyoruz"

19 Şubat Hanau İnisiyatifi'nden Newroz Duman, saldırıların ardından yapılan bağımsız araştırmalar sürecine ve Almanya'da nasıl yankı uyandırdıklarına yönelik, şunları kaydetti:  

"Almanya'da katliamlar sonucu yaptığımız araştırmalar sonucu Forensic Architecture ile iletişime geçtik ve onların iki araştırma yapmasını istedik. Savcılık, yapması gereken araştırmaları yapmadı. Biz ailelerle inisiyatif olarak Forensic Architecture ile o araştırmayı yaptık. 20 Şubat'tan beri yaptığımız araştırmalar, yürüyüşler, açıklamalar sonucu ortaya böyle bir sergi çıktı. Birinci günden bugüne kadar olan biten her şey mevcut sergide. Almanya'da epey ses getirdi, İstanbul'daki bu açılış, altıncı açılışımız. 

Biz 19 Şubat'ta olan ırkçı terörü, farklı şekillerde topluma göstermeye çalışıyoruz. Toplum üzerinden siyasetçilere, polise baskı kurmaya çalışıyoruz ki yaptıkları hataları, ihmalleri kabullensinler... 

"Özür dilediler ancak ihmallerin sorumlularından bahsetmediler" 

4,5 sene sonra, eyaletin yeni seçilmiş İçişleri Bakanı ve şehir komiseri, ailelerden 'hatalar olduğunu kabul ediyoruz' diyerek özür diledi. Ancak ihmallerin sorumlularını söylemediler. İnisiyatif olarak her şeyi ortaya çıkardık. Parlamentodaki komisyonda bile hataları kabul ediyorlar. 

Şu an bu konuyla ilgili olan bir dava yok, yürütülen iki soruşturma var. Olaylarda sorumluluğu olan polisler erken emekli edildi. Adaletin sağlanmasını talep ediyoruz ve sorumluların yargılanmasını talep ediyoruz." 

Üç Kapı sergisinin programı

28 Eylül 2024, 14:30: Proje ortağı kurumlardan temsilciler, Forensis ekibi ve 19 Şubat İnisiyatifi ve Ferhat Unvar Eğitim İnisiyatifi katılımıyla gerçekleşecek açılış paneli.

12 Ekim 2024, 14:30: Başak Ertür ve Banu Karaca tarafından, Ayşe Güleç ve Natascha Sadr Haghighian işbirliğiyle düzenlenen NSU Kompleksi’nin estetik yansımaları üzerine yuvarlak masa toplantısı.

9 Kasım 2024, 14:30: Avukat Murat Deha Boduroğlu, sanatçı Banu Cennetoğlu, avukat Gülyeter Aktepe ve aktivist Fatma Gül Altındağ ile Türkiye’deki Festus Okey ve Dina (Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga) davaları üzerine panel.

14 Aralık 2024, 14:30: Forensic Architecture’ın kurucusu Eyal Weizman ile çalışma yöntemleri üzerine söyleşi.

 

 

Fornsic Architecture, Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili de rapor hazırlamıştı

Londra merkezli uluslararası araştırma şirketi Forensic Architecture, Diyarbakır Barosu'nun talebi üzerine Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili detaylı bir rapor hazırlamış ve Elçi'nin ölümüne dair detayları aydınlatmada önemli bir rol oynamıştı.

Baro'nun sunduğu kanıtlar, tanık ifadeleri, olay yerindeki kamera görüntüleri, ses analizleri ve mekanın üç boyutlu dijital modeli üzerinden yapılan incelemeler sonucunda Elçi'yi öldüren kurşunun bölgedeki üç polis memurundan birisinin silahından çıkmış olabileceği sonucunda varılmıştı.