01 Mart 2025 17:27
Güncelleme: 01 Mart 2025 18:10
Yunanistan’da 57 kişinin can vermesine yol açan, 2 yıl önce meydana gelen tren kazasına karşı tepkiler aynı şiddette sürüyor.
28 Şubat 2023’te Atina-Selanik seferini yapan yolcu treni ile karşıdan gelen yük treninin kafa kafaya çarpışması süresinde meydana gelen ve alev topuna dönüşen şiddetli patlamanın nedenleri hala anlaşılmış değil.
Bu konuda uzmanların yaptığı araştırmalarda, tren kazasında meydana gelen patlamanın yük trenindeki bir vagonun yanıcı bir madde taşıdığı sonucu çıkarıldıysa da bu yanıcı maddenin buharlaşması nedeniyle ne olduğuna dair kesin bir sonuca ulaşılamadı.
57 kişinin akrabaları, bu konuda 2 yıldan bu yana yaptırdıkları özel araştırmalarda, bu yanıcı maddenin yasa dışı yollardan yük trenine eklendiğine inanıyor ve bu konuda Yunan Devlet Yolları işletmeleri (OSE) ile Yunan hükümetini “kazaya ve 57 kişinin kah yanarak, kah oksijensiz kalarak ölümüyle sonuçlanan patlamaya yol açan nedenleri örtbas etmeye çalışmakla” suçluyor.
OSE ve hükümetin ilgili bakanlıkları, tren kazasının, Orta Yunanistan’daki Larissa istasyon şefinin “deneyimsizliği sonucunda karşı istikametten gelen trenleri yanlışlıkla aynı raylara sokmasından” kaynaklandığını; ancak patlama nedenlerinin “henüz anlaşılmadığını” açıklamakla yetiniyor.
Tren kazasından hemen sonra gözyaşları içinde istifa eden Ulaştırma Bakanı Achileas Karamanlis’in “siyasi sorumluluğu üstlenmesine” rağmen, Yunan kamuoyu “bu olayın bir istifa ile örtbas edilemeyeceğinde; rütbe ve makamları hangi düzeyde olursa olsun asıl sorumluların hesap vermesi gerektiğinde” ısrar ediyor.
OSE, uzun yıllardan bu yana teknik sorunlar yaşıyor.
OSE’nin ticari işletmesi on yıl süren ekonomik kriz döneminde bir İtalyan şirketine devredilmişti.
Bilirkişiler, üst üste yapılan uyarılara rağmen gerek elektronik cihazlarının -ve en önemlisi- demiryollarındaki trafik sinyallerinin bir türlü yenilenmediğine dikkati çeken raporlarında, gerekse “kazanın meydana geldiği Larissa kentinin Tembi bölgesinde bozulan rayların tamir edilmemesi, o bölgede karşıdan gelen trenlerin tek ray üzerine yönlendirilmesi gibi “altyapının çürümüş; arkaik bir dokuya sahip olduğu” kanaatine vardılar.
Yapılan araştırma ve soruşturmalar, patlamanın neden olduğu varsayılan vagonun “hangi yanıcı maddeyi taşıdığının” delil yetersizliğinden anlaşılmasının mümkün olmadığı halde aileler, “ancak bu durumda bile yanıcı madde taşıyan vagonun, -demiryolları ile taşınması yasa dışı olduğu halde- yük trenine eklenmesine, kimlerin ve niçin izin verildiğinin araştırılmasını talep ediyor.
Başta Başbakan Kiryakos Miçotakis'in 2 yıl önceki tren kazasından sonra, yetkililere dayanarak “patlamada büyük bir ihtimalle silikon taşıyan vagonun infilak etmiş olabileceğini” açıklaması inandırıcı bulunmamış ve “örtbas etme çabalarının bir örneği” olarak gösterilmişti.
Gerçekten de Yunan kamuoyunun baskıları sonucunda Yunan ve Avrupa Birliği ülkelerinden gelen bilirkişilerden oluşan “demiryolları kazalarını araştırma heyeti” iki gün önce yayınladıkları raporlarında “silikon maddesinin parlama/patlama özelliği taşımadığı” ve “patlayan vagonun en az 2.5 ton yanıcı madde taşımış olabileceği” sonucuna vardılar.
Bu konuda çeşitli tahminler yürütenlerin çoğu, patlayan vagonun “kaçak benzin taşıdığı” ve yüklemeden sorumlu olan kimi OSE çalışanlarının bu vagonu “rüşvet karşılığında yük trenine eklemiş olabileceği” görüşünü savunuyorlar.
Miçotakis hükümeti, tren kazasının nedenlerinin 2 yıldan bu yana hala sonuçlanmamasından dolayı, yalnız 57 kişinin aile ve yakınları tarafından değil; kısa zamanda tüm Yunan kamuoyunu tarafından sorumlu gösteriliyor.
Geçen ocak ayında yapılan dev protesto gösterisi, tren kazasının 2'nci yıl dönümü olan 28 Şubat günü ülke çapına yayıldı.
Atina’da, Selanik’te, Patras gibi büyük kentlerden başka ülkenin irili ufaklı tüm kent ve kasabalarında milyonlara varan protesto gösterileri düzenlendi.
Yurt dışında yaşayan Yunan vatandaşları da bulundukları ülkelerde Yunan konsoloslukları önünde protestolar düzenledi.
Aynı zamanda yapılan kamuoyu araştırmaları, 2023 seçimlerini yüzde 41.5 ile yeniden kazanan hükümet partisi, muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) oy oranının yüzde 28.5’e düştüğünü gösterdi.
Erken seçim talebinde bulunan ve bu konuda gelecek hafta Yunan parlamentosuna “gensoru” sunmaya karar veren muhalefet partilerinin oy oranlarında ise herhangi bir yükselme olmaması dikkat çekici.
Aynı anketlere göre ana muhalefet sosyalist PASOK yüzde 15, komünist parti KKE yüzde 9, radikal sol SYRİZA yüzde 8’lerde seyrediyor.
Bu anket sonuçlarını değerlendiren siyasi yorumcular, yakın tarihte ilk kez milyonların katıldığı protesto gösterilerinde Yunan kamuoyunun “yalnız tren kazası için duyulan öfkeyi değil; Yunan devletini ve organlarını çağdaşlaştıracağı vaadiyle iktidara gelen ancak bu konuda hiçbir reform yapmayan Miçotakis hükümetinin acizliğini de protesto ettiğine” inanıyor.
Yunanistan’da düzenlenen protesto gösterilerini her zaman olduğu gibi “fırsat” gören ve kendilerini “anarşist” olarak tanımlayan bir grup maskeli, kasklı gençler Atina ve Selanik’teki protesto gösterilerinin içine sızdı.
Ailelerin kaybettikleri fertlerle ilgili yaptıkları konuşmaları dinledikten sonra harekete geçen anarşist gruplar, polis kuvvetlerine molotof bombaları ile saldırdı. Kaldırım ve otel girişlerindeki mermer merdivenlerin de söküldüğü polis kuvvetlerine karşı yapılan saldırılarda, polis göz yaşartıcı gazlar kullandı.
Sonuç olarak çatışmalarda çoğu hafif 34 gösterici ile 29 polis hastanelere sevk edildi; 74 anarşist tutuklandı ve 220 ‘si gözaltına alındı.
DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları:
|
Günün öne çıkan haberleriTIKLAYIN | PKK ateşkes ilan etti; Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını istedi TIKLAYIN | Gene Hackman ve eşinin esrarengiz ölümü: Ön otopsi sonucu çıktı |
© Tüm hakları saklıdır.