Avustralya Başbakanı'nın açıkladığı plan, iklim değişikliğine karşı yeterince güçlü adımlar içermediği gerekçesiyle ülke içinden ve dışından eleştirilerle karşılandı.
Atmosferdeki mevcut sera gazı miktarının artmamasını öngören bu hedef, fosil yakıt kullanımının azaltılması yoluyla karbondioksit gibi gazların emisyonunun azaltılması ve daha fazla ağaç dikme ve karbon tutan teknoloji kullanımını içeriyor.
Dünyanın en büyük kömür ve gaz üreticileri arasında yer alan Avustralya, nüfus başına düşen karbon miktarı bakımından en kirli ülkelerden biri.
Teknolojik yatırımlar
Morrison, önümüzdeki 20 yıl içerisinde "düşük emisyonlu teknolojilere" 15 milyar dolar yatırım yapılacağını açıkladı.
Bu plan, karbonun toprakta tutulması, güneş enerjisi maliyetinin düşürülmesi ve yeşil sanayilerin geliştirilmesini içeriyor.
Ancak kısa vadede daha fazla gaz kullanımı öngörüldüğü gibi, fosil yakıtın sınırlanmasına yönelik herhangi bir plan da bulunmuyor.
Morrison, makalesinde "Madencilik gibi ağır sanayimizin açık kalmasını, rekabet gücüne sahip olmasını ve uyum sağlamasını, küresel talep olduğu sürece var olmasını istiyoruz" diye yazdı.
Avustralya, 2005'teki karbon emisyonu miktarını 2030'a kadar yüzde 26 azaltmayı hedefliyor. Hükümet, bu oranın yüzde 30-35'e ulaşacağını öngörüyor.
Hükümeti eleştirenler ise, orman yangınları, sel ve kuraklık gibi etkilerini birincil elden yaşamasına rağmen, iklim değişikliğine karşı eyleme geçme konusunda çok yavaş davrandığını belirtiyor.
BBC Avustralya Muhabiri Shaimaa Khalil, Morrison'ın açıklamasının diğer ülkelere yeni bir şey sunmadığını, ancak Avustralya'nın adım atma konusunda ne kadar geç davrandığını gösterdiğini belirtiyor.
Bu açıklamanın, Glasgow'daki COP26 zirvesinden birkaç gün önce yapılması için aylar süren siyasi müzakereler gerekti.
Hükümetin küçük ortağı Ulusal Parti'ye bazı tavizler verilmesi, Avustralya'da iklim değişikliğine karşı harekete geçmenin ne kadar karmaşık ve siyasi bakımdan bölünmelere yol açan bir konu olduğunu gösteriyor.