T24 Çevre
Bakü'de sona eren COP29 İklim Zirvesi'nin ardından, iklim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları Türkiye'nin kömürden çıkış tarihi vermemesini ve nükleer enerjiye yönelmesini eleştiren ortak bir açıklama yaptı.
İklim konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları, Bakü'de düzenlenen COP29 İklim Zirvesi'ni değerlendirerek Türkiye'nin enerji politikalarını eleştirdi. Yapılan ortak açıklamada, Türkiye'nin kömürden çıkış tarihi belirlememesi ve nükleer enerji kapasitesini artırmayı hedeflemesiyle enerjide pahalı, kirli ve dışa bağımlılığı artıran bir yola girdiği ifade edildi.
Sivil toplum kuruluşlarına göre, zirvenin en dikkat çekici anlarından biri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un bir soruya yanıt olarak "zaman içinde fosil yakıtlardan çıkışın olacağına" dair açıklaması oldu; ancak Bakan herhangi bir tarih vermedi.
Türkiye, zirvede "2053 Uzun Vadeli İklim Değişikliği Strateji Belgesi"ni açıkladı. Bu belgede, birincil enerjide yenilenebilir enerji payının yüzde 50'ye çıkarılması hedefleniyor. Ancak kömür başta olmak üzere fosil yakıtlardan çıkışa dair bir tarih bulunmuyor. Bununla birlikte, Türkiye Bakü'de "Nükleer Enerjiyi Üç Katına Çıkarma Deklarasyonu"na imza atarak 2050'ye kadar nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdünde bulundu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Fosil yakıtlardan çıkmadan "net sıfır" mümkün değil
"Uzun vadeli iklim stratejileri, net sıfır hedeflerine ulaşmak için bütüncül ve tutarlı politikaların geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. 2053 net sıfır hedefi, atmosfere salınan karbon ile tutulabilen karbonun eşitlenmesi anlamına geliyor. Ancak bu hedefe ulaşmak için ciddi emisyon azaltımı şart.
Bu doğrultuda, fosil yakıtların tüketiminin sonlandırılmasına dair somut bir perspektif ortaya konması gerekiyor. Fosil yakıtlar gibi temel sorun kaynaklarını ortadan kaldırmadan, net sıfır hedefine ulaşmak mümkün değil.
Türkiye'nin güçlü iklim hedeflerine ulaşması için öncelikle Afşin-Elbistan A Kömürlü Termik Santrali'ne yapılması planlanan ek ünite projesinden vazgeçmesi ve kademeli olarak kömürden çıkış tarihi belirlemesi gerekiyor. Rüzgâr ve güneş enerjisinde hedefler ne kadar iddialı olursa olsun, fosil yakıtlara dayalı mevcut enerji tüketiminin yerini almadığı sürece etkili bir iklim politikası oluşturulamıyor.
Nükleer enerjiye yönelik stratejiler endişe yaratıyor
Atık sorunu çözülmemiş, tehlikeli ve pahalı nükleer enerji, ülkeyi daha da dışa bağımlı hale getirirken, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, enerji tasarrufu ve iklim değişikliğine uyum gibi yatırımlara harcanması gereken kaynakların boşa gitmesine neden olacak.
Türkiye'nin iklim krizinin etkilerini azaltmadaki rolünü yerine getirmesi ve geleceğini güvence altına alması için acilen ve iddialı bir kömürden çıkış tarihi belirlemesi, pahalı ve tehlikeli nükleer enerji bağımlılığını sona erdirmesi ve yenilenebilir enerji potansiyelini hızla hayata geçirmesi gerekiyor.
Türkiye hangi fırsatları kaçırdı?
Yenilenebilir enerji kapasite kurulumlarını hızlandırmak için Akdeniz bölgesinde uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesini hedefleyen TeraMed, 2030 yılına kadar Akdeniz bölgesinde 1 terawatt yenilenebilir enerji kapasitesi kurulmasını hedefliyor. Türkiye, TeraMed'e katılmadı.
Ayrıca, 25 ülke ve Avrupa Birliği, “Yeni Kömüre Hayır” Eylem Çağrısı ile tüm ülkelerden COP30'a kadar enerji sistemlerinin yeni kömür kullanımını içermemesini talep etti. Bu çağrı, kömürden çıkışı hedefleyen Kömür Sonrası Enerji İttifakı (Powering Past Coal Alliance) ile iş birliği içinde geliştirildi. Türkiye bu çağrıya da katılmadı."
İmzacı Kurumlar
350 Türkiye
Avrupa İklim Eylem Ağı
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Ege Orman Vakfı
Fosil Yakıtların Ötesi
Greenpeace Türkiye
Mekanda Adalet Derneği
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
TEMA Vakfı
Temiz Hava Hakkı Platformu
Türetim Ekonomisi Derneği
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
YUVA
Yuvam Dünya Derneği
Yeşil Düşünce Derneği