6-18 Kasım tarihleri arasında Mısır’da düzenlenecek 27. Taraflar Konferansı (COP27) öncesinde iklim konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları, Türkiye’nin 2030’a kadar en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı yapması gerektiğini açıkladı.
Sivil toplum kuruluşları, 6-18 Kasım 2022’de Mısır’da gerçekleştirilecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 27. Taraflar Konferansının (COP27) en önemli gündem maddelerinden birinin ülkelerin emisyon azaltım hedeflerini güncellemesi olduğunu hatırlattı. Paris Anlaşması’na resmen taraf olan Türkiye’nin de sera gazı emisyonu azaltım hedefini güncellemesinin beklendiğini vurguladı.
Yapılan açıklamaya göre, Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefine ulaşabilmesi için 2030’da (2020 seviyesine oranla) en az yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedeflemesi gerekiyor. Bu, Türkiye’nin emisyonlarını 2020 yılındaki 523,9 MtCO2e (milyon ton karbondioksit eşdeğeri) seviyesinden 340 MtCO2e’ye indirmesi anlamına geliyor.
""izlenecek patikalar hedefle tutarlı değil"
WWF-Türkiye İklim ve Enerji Koordinatörü Tanyeli Sabuncu “Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan raporlar mevcut ülke hedeflerinin Paris Anlaşması’nda hedeflenen 1,5 derece eşiğiyle uyumlu olmadığını gösteriyor. Halbuki 1,5 derece eşiğini geçmemek için küresel ölçekte emisyonların 2050 yılında net sıfıra ulaşması, 2030 yılında ise (2019 seviyesine oranla) yüzde 43 oranında azaltılması gerekiyor. Türkiye dahil çok sayıda ülkenin net sıfır emisyon hedefi bulunuyor. Ancak bu hedefe ulaşmak için izlenecek patikalar hedefle tutarlı değil” dedi.
"Türkiye dahil tüm ülkeler, hedeflerini daha iddalı hale getirmeleri gerekiyor"
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (IDPAD) Yönetim Kurulu Üyesi Gülşah Deniz Atalar da, 2030 yılına yönelik mevcut hedeflerin eksiksiz olarak yerine getirildiği durumda bile dünyayı 2,5 derecelik bir ısınmanın beklediğine işaret etti ve şöyle devam etti:
“Türkiye dahil tüm ülkelerin, net sıfır hedefine ulaşabilmek için hedeflerini iyileştirmeleri, daha iddalı hale getirmeleri gerekiyor. Türkiye yüzde 35 azaltım gibi gerçekçi bir mutlak azaltım hedefi vererek önemli bir adım atacaktır.”
"Türkiye bu alandaki fırsatları yakalamakta geç kalmamalı"
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFIA) Direktörü Bengisu Özenç deTürkiye’nin COP27’de açıklayacağı iddialı bir emisyon azaltım hedefinin faydalarına değindi:
“Türkiye’nin bu yıl vereceği güçlü iklim hedefi her şeyden önce Türkiye’nin 2053 net-sıfır hedefi konusundaki iddiasını korumasını ve küresel iklim diplomasisi içerisinde kendine daha güçlü bir yer edinmesini sağlayacaktır. Ayrıca, iddialı iklim hedefleriyle birlikte hızlanacak enerji dönüşümü yoluyla Türkiye’nin dış ticaret açığında önemli bir yeri olan enerji kaynakları ithalatının azaltılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve böylelikle enflasyonla mücadelede de mesafe kat edilmesi mümkün. Enerji kriziyle mücadele eden merkez ekonomilerin bu yönde adım attığını, enerji dönüşümünü enflasyonla mücadelenin de merkezine aldığını görüyoruz. Türkiye bu alandaki fırsatları yakalamakta geç kalmamalı.”
Sivil toplum kuruluşlarının önerileri
Türkiye’nin 2030’da yüzde 35 mutlak emisyon azaltımı hedefine ulaşabilmesinin gerçekçi ve mümkün olduğunu belirten sivil toplum kuruluşları, bunun için önerilerini sıraladılar:
- 2030 yılı itibariyle kömürden elektrik üretimine son verilmesi,
- Elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payının yüzde 75’e çıkarılması,
- Elektrikli araçların payının binek araçlarda en az yüzde 20’ye, yolcu ve yük taşıma araçlarında en az yüzde 10’a çıkarılması,
- Demiryolu yatırımlarının artırılarak binek araçlarda yüzde 5, karayolu toplu ulaşım ve yük taşımada yüzde 10 raylı sisteme geçiş sağlanması,
- Sanayide, hizmet sektöründe ve tarım uygulamalarında enerji verimliliği, elektrifikasyon ve doğrudan yenilenebilir enerji kullanımının artırılması,
- Binalarda ise kömür ve sıvı fosil yakıt kullanımının sonlandırılması, büyük ölçüde elektrikle ısınmaya geçilmesi.
Açıklamayı Yapan Kuruluşlar: Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye), Ege Orman Vakfı, Ekosfer Derneği, Greenpeace Akdeniz, İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği (İDPAD), İklim İçin 350 Derneği, Sağlık ve Çevre Birliği HEAL, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), Yeşil Düşünce Derneği, YUVA, Yuvam Dünya, Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal), Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), İklim Öncüleri, İklim için Türkiye
TIKLAYIN - COP27 İklim Zirvesi: Türkiye, 2053'te net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için neler yapmalı?
Türkiye’nin mevcut hedefi nedir?
Türkiye, 2015 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Sekreteryası’na sunduğu Ulusal Katkı Niyet Beyanı’nda (INDC) 2030’a kadar mevcut politikalar senaryosuna kıyasla en az yüzde 21 emisyon azaltım hedefi vermişti. Bu hesaplama, mutlak azaltım değil artıştan azaltım hedefi ile yapıldı ve şu anlama geliyor: Türkiye, güncel emisyonları 430 MtCO2 iken, 2030 yılına kadar hiçbir aksiyon almazsa emisyonlarının 1.175 MtCO2e’ye çıkacağını hesapladığını, iklim eylemleri ile bunu 929 MtCO2e’de sınırlamayı hedeflediğini açıkladı. Bu hedef, her ne kadar “azaltım hedefi” olarak adlandırılsa da, sayılardan da görüleceği üzere azaltım hedefi doğrultusunda bile emisyonların 2030’a kadar iki katına çıkması anlamına geliyor.
Paris İklim Anlaşması Nedir?
Paris İklim Anlaşması, iklim krizinin önüne geçmek amacıyla tüm devletlerin ortak hareket etmeleri gerektiğini kabul ettikleri, Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası bir anlaşmadır.
2 Aralık 2015'te Paris'te düzenlenen COP21'de 197 hükümet tarafından tarafından kabul edilmiş ve 4 Kasım 2016'da yürürlüğe girmiştir. Bugün itibariyle Anlaşmanın 193 tarafı vardır (192 ülke ve Avrupa Birliği).
Anlaşma, iklim krizinin önüne geçmek için küresel sıcaklık artışını 2 derece ile sınırlandırmayı, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı amaçlar.
Türkiye, 6 Ekim 2021’de Paris Anlaşması’nı onayladı ve bir sonraki BM İklim Zirvesi COP27’ye kadar mevcut Ulusal Katkı Beyanı’nı güncelleyeceğini açıkladı.
Türkiye delegasyonu COP26 kapanış konuşmasında COP26’daki tüm kararların Türkiye’nin ulusal ve uluslararası taahhütleri ile uyum için birincil yönlendirici olacağını söyledi. COP26’da kararlardan biri; ülkelerin 2022 sonuna kadar daha iddialı iklim hedefleri ile gelmesi.
|