Müzisyen İlhan Şeşen, "Türkiye'de özgürlük var mı?' diye sorsanız, 'Evet, var' derim. Birtakım yasalar var, bu yasalar çerçevesinde yaşıyorum ve kendimi özgür hissediyorum” düşüncesini dile getirdi.
Şeşen, Sabah gazetesinden Tuğba Kalçık’ın sorularını yanıtladı.
-Daha önce "Sadece eleştirilmemeli, iyi olan şeyler de söylenmeli" dediğiniz için bazı kesimler tarafından çok eleştirilmiştiniz. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Ben politika ile hiç ilgilenmiyorum. Ama neye inanıyorsam da onu dile getiririm, bundan dolayı da beni eleştirmeleri çok saçma. İyileri söylemeyeceğiz de hep kötüleri mi söyleyeceğiz? Gençliğimden beri devlet hastanelerinin durumunu biliyorum, sağlık alanı düzeldi. Bunu söylemeyecek miyim? Çok iyi biliyorum, geçmişte devlet hastanesinde az sıra beklemiyordum, kuyruk vardı. Şimdi daha rahat. Tabii devlet hastaneleri için söylüyorum bunu. Ulaşım da daha iyi hale geldi. Ülkede eleştirdiğim, onaylamadığım şeyler de var ama iyi olanı da söylemek gerek. 'Şimdi Türkiye'de özgürlük var mı?' diye sorsanız, ben 'Evet, var' derim. Türkiye'de birtakım yasalar var. Ben de bu yasalar çerçevesinde yaşıyorum ve bunun içinde özgürüm, kendimi de öyle hissediyorum. Daha fazla da bir şey istemiyorum zaten.
-Yeni Atatürk Kültür Merkezi açıldı. Nasıl buldunuz?
Gidemedim ama açılışını TV'den izledim. Gerçekten çok güzel olmuş. AKM yıkıldığı zaman çok üzülmüştüm. Bu konuda eleştirilerim de olmuştu. Ama harika bir bina yapılmış. Bunu da söylemek gerekiyor. AKM'nin isminin de değişmemesi çok önemli. İsmi değişseydi isyan ederdim.
-Pandemide zor günler geçirdiğinizi ve böyle giderse sokak şarkıcılığına başlayabileceğinizi söylemiştiniz...
O açıklamayı yarı şaka yarı ciddi yapmıştım. Benim de bu sürece ne kadar dayanacağım belli değil anlamında söylemiştim. Geçmişteki birikimimi yemek zorunda kaldım. Şimdi konserler başladı ama bu şartlarda yarım yamalak oluyor. Zor dönemlerden geçtik. Eskiden plakçılar çarşısında yaygın bir söylem vardı 'Sanatçıyı aç bırakacaksın ki üretsin' diye. Bu yanlış ama şu da bir gerçek ki şarkılar sıkıntılardan doğuyor. Ben hüzünlü olmadığımda şarkı yapamam.
*Siz İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okudunuz, tam da 68 öğrenci olaylarının yaşandığı dönemde...
Evet, tam göbeğindeydim. O yıllarda ben ne sağ ne de sol kolumu kaldırarak hiçbir grupla yürümedim ve slogan atmadım. Ama ölümden döndüğüm zamanlar oldu. Mesela, on dakika önce geçtiğim yolda bomba patlamıştı. Şunu da söyleyeyim, bu ülkeye bütün kötülükleri darbeler yaptı. 27 Mayıs darbesi dahil hepsini gördüm. Babam Menderesçiydi. Onun radyo başında ağladığını gördüm. Menderes iyi ve uygar bir adamdı ama astılar. Biz eskiden askerden de polisten de korkardık, artık korkmuyoruz. Askerler de, polisler de geçmişe göre birçok konuda kendini iyileştirdi.
-Aşı oldunuz mu?
Evet, aşımı oldum. Türkiye'de aşı sürecinin iyi yönetildiğini düşünüyorum. Pandemi sürecinin Bilim Kurulu ile yürütülmesini de önemli buluyorum. Sağlık Bakanı da sık sık bizi bilgilendirdi."