Gündem

İliç'te 2021'de kapasite artışı için başvuran şirket, bilirkişi raporunu beklemeden çalışmaya devam etmiş

11 Haziran 2024 18:54

TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu'nda, Gümüşhane Üniversitesi'nden uzmanlar sunum yaptı. Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Selçuk Alemdağ, şirketin 7 Ekim 2021 tarihinde ikinci kapasite artışına verilen 'ÇED olumlu' kararının mahkemeye taşınması üzerine faciadan önce aralık ayı içinde 15 kişilik uzman ekiple yığın liç alanında gözlem yaptıklarını belirterek “Üç gün önce değerlendirmemizi mahkemeye sunduk" dedi. Alemdağ, ÇED'e görüşlerinin "olumsuz" olduğunu, mahkeme sürecinin devam ettiğini belirtti. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise "Bilirkişi heyeti raporunun çıkması beklenmeden altın arama faaliyetlerine devam edilmiş" dedi.

TBMM İliç Maden Kazasını Araştırma Komisyonu, AKP Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında bugün toplandı. Komisyonda, Gümüşhane Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Selçuk Alemdağ ve Prof. Dr. Ferkan Sipahi, Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Nafiz Maden, Maden Mühendisliği Bölümü’nden Dr. İbrahim Çavuşoğlu sunum yaptı.

Komisyon Başkanı Uslu, son madencinin de liç yığının altında çıkarıldığını belirterek, madencilerin isimlerini saydı. Uslu, "Komisyon olarak hedefimiz benzer kazaların olmaması için atılan hukuki ve idari adımların atılmasını sağlamak. Bu süreç içerisinde insan ve çevre sağlığını önemsiyoruz. Amacımız İliç Komisyonu olarak bu sürecin sonunda rapor hazırlamak. Hem yasama hem yürütme organına raporla destek sağlamak istiyoruz. Bayramdan sonraki süreçte de meslek odaları, sendikaları dinleyeceğiz" dedi.

Madencilik sektöründe atık barajı projelerinde çalıştığını belirten Prof. Dr. Selçuk Alemdağ, "Çöpler maden sahasında meydana gelen maden kazasının kütle hareketleri, yeraltı suyu kirliliği, depremsellik ve madencilik faaliyetleri açısından değerlendirilmesi" konulu raporun sunumunu yaptı.

"Yeraltı ve yerüstü sularına sızma..."

Alemdağ, sunumda liç alanının jeoloji haritasını göstererek, liçteki hareketlenmeler nedeniyle yığın liçinin altındaki membranda deformasyonların ortadan kalkacağının altını çizerek, yüzey ve yeraltı sularında sızma olabileceğini belirtti.

Alemdağ’ın yaptığı sunumda "Gerek açık ocak işletme sahalarında işletilen cevherin oksidasyonu sonucu meydana gelen asit maden drenajı gerekse yığın liç alanında meydana gelen olası sızmalar sonucu yüzey ve yeraltı sularındaki kirlenme Karasu Nehri'ne kadar inme olasılığı yüksek" ifadesi dikkat çekti.

"15 kişilik heyetle değerlendirme yaptık, üç gün önce mahkemeye sunduk"

7 Ekim 2021 ikinci kapasite artışında ÇED olumlu kararının mahkemeye taşınması üzerine faciadan önce aralık ayı içerisinde görevlendirildikleri yığın liç alanında gözlem yaptıklarını belirten Alemdağ, "Mahkeme atık barajında kapasite artışına gitmek istiyorlardı. Yeni liç alanı oluşturacak oldukları alanda ‘ÇED gerekli değildir’ onun minvalinde Aralık 2023 tarihinde 15 kişilik heyetle değerlendirme yaptık ve üç gün önce değerlendirmemizi mahkemeye sunduk. Orada mahkeme heyeti kapasite artışını yeraltı suyunun etkilenip etkilenmeyeceği bütün soruları bize yöneltmişlerdi" dedi.

"ÇED'e görüşümüz ‘olumsuzdu'”

CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin araya girerek "Kapasite artışına ilişkin görüşünü sorması üzerine" Alemdağ, "Bizim değerlendirmemiz olumsuz bağlamdaydı. Ben kendi adıma olumsuz diyeyim, diğer arkadaşlarım adına bir şey diyemem mahkemeye karşı sorumluyuz" dedi.

"Bilirkişi raporu beklenmeden altın arama faaliyetlerine devam edilmiş"

Yavuzyılmaz, uzmanların hazırladığı ÇED raporunun üç gün önce mahkemeye sunulmasına dikkat çekerek, "Bilirkişi heyeti raporunun çıkması beklenmeden altın arama faaliyetlerine devam ediliyor" diye eleştirdi.

"Yüzey ve yeraltı sularının kirlenme olasılığı yüksek"

Alemdağ’ın sunumunda, "yeraltı ve yerüstü suların kirlenmesine" dikkat çekilerek şu değerlendirmeye yer verildi:

"Yüzey ve yeraltı sularının akış yönleri değerlendirildiğinde, Karasu Nehri'nin beslenme havzası sınırlarında kaldığı ve olası bir sızıntı veya kütle hareketi sonucunda yüzey ve yeraltı sularının kirlenme olasılığı yüksektir. 13.02.2023 tarihinde yığın liçi sahasında birikmiş olan kimyasallar ile kirletilmiş pasa malzemesinin, meydana gelen kütle hareketi sonucunda Sabırlı Deresi’ne akması ve bu malzemenin yağış sularına maruz kalması durumunda mevcut derenin akış gösterdiği litolojik birimin geçirimli olması sebebiyle, meydana gelecek sızmanın yeraltı suyuna karışacağı düşüncesindeyim."

"Çamur akması şeklinde bir kütle hareketi meydana gelmiştir" 

Bölgenin deprem fayı üzerinde olduğu, küçük depremlerin yığın liçin hareketlenmesinde sebep olacağı ve liçin yakınında yapılan patlatmaların hareketlenmeyi etkileyeceğine dikkat çeken Alemdar, "Yığın liçi için belirlenen tasarı, şev geometrisi oluşturulurken belirlenen parametre seçimlerinin en kötü koşullar dikkate alarak belirlenmesi gibi sebeplerin birleşmesi sonucu çamur akması şeklinde bir kütle hareketi meydana gelmiştir" diye konuştu.

Sunumunda liçte yarıkların oluştuğu fotoğrafları sunumunda gösteren Alemdağ, mevcut yığının doygunluk derecesinde olması nedeniyle malzemenin "çamur" halinde aktığına dikkat çekerek, "Çamur akması bu tür malzemelerde aşırı doygunlukla meydana gelir" dedi.

"Gerek bakanlık, mühendislik nezdinde denetimlerde bir eksiklik var"

Hareket etmemiş yığın malzemesinin In-SAR veya yersel lazer tarayıcı sistemler ile sürekli aktif izlenmesi gerektiğini ifade eden Alemdağ, "Biz belli ki ülke olarak denetimleri eksik yapan... Gerek bakanlık, gerek mühendislik nezdinde denetimlerde bir eksiklik var yani. Bunu şahsa bırakmadan uydudan lazer tarayıcı yöntemiyle, bütün maden sahalarının in-SAR yöntemiyle denetlenmesi lazım" dedi.

Anagold'dan açıklama

Medyada çıkan haberler üzerine Anagold'un yaptığı açıklama şu şekilde:

"Çöpler Maden İşletmemizde 13 Şubat tarihinde meydana gelen toprak kayması hakkında sitenizde yer alan haberde gerçeği yansıtmayan asılsız iddialar üzerine kamuoyunu doğru bilgilendirmek için açıklama gereği duyulmuştur.
Kıdemli Jeoteknik Mühendisinin, 13 Şubat 2024 sabah saatlerinde meydana gelen çatlakların mahiyetini, alandaki serim ve irrigasyon verilerini dikkate alarak değerlendirebilmesi beklenmektedir. Jeoteknik mühendisleri için maden sahalarını tanımak ve yerinde gözlem yapmak en önemli izleme araçlarıdır. Bu gözlemler, şirketimizde bulunan ve aşağıda belirtilen izleme ekipmanlarıyla da desteklenmektedir:
1 jeoradar
127 prizma
14 tiltmetre
6 piezometre
15 çatlakölçer
InSAR (uydu) (dışarıdan alınan hizmet)

Kıdemli Jeoteknik Mühendisi, 2003 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden mezun olmuş ve 11 yıldır şirketimizde görev yapmaktaydı. Kendisi, maden sahasını ve yığın liç alanını iyi tanıyan, bu alandaki izleme araçlarını etkin bir şekilde kullanabilen ülke genelindeki sayılı mühendisler arasındadır.

Şirketimizde insan hatalarını minimize etmek amacıyla, her departmanın ihtiyaçları doğrultusunda aksiyon müdahale planları düzenlenmiştir. Yığın liç alanı için özel olarak hazırlanmış Yığın Liçi Yapısal Bütünlük Kademeli Aksiyon Müdahale Planı (TARP) bulunmaktadır. Bu planda, izleme araçlarından elde edilen veriler kullanılarak, hangi aşamada hangi görevin kim tarafından yerine getirileceği açıkça belirtilmiştir. Planın başlatılması ve izleme araçlarının yorumlanması, Kıdemli Jeoteknik Mühendisinin sorumluluğundadır. Ayrıca, erişim yollarının hangi kısımdan kapatılacağı da bu mühendisin sorumlulukları arasındadır.

Geçmişte gereken durumlarda TARP’ın devreye sokulması ve Kıdemli Jeoteknik Mühendisinin ekibiyle birlikte yol kapatma işlemlerini gerçekleştirdiği gözlemlenmiştir. Ancak 13 Şubat tarihinde yaşanan olayda, ilgili mühendis, çatlakları oturma olarak değerlendirmiş ve aksiyon planını başlatmamıştır. Bunun yerine, çatlakların çimento ile kapatılması talimatını yazılı olarak vermiştir. Bu talimat üzerine, operasyon birimleri şüphe duyarak teyit yazısı talep etmişlerdir. Ancak, Kıdemli Jeoteknik Mühendisi bu talebe cevap vermemiştir.

Olay günü Kıdemli Jeoteknik Mühendisi tarafından, 20mm ve 50mm hız dikkate alınmayıp TARP uyarınca kırmızı alarm ilan edilmemiş, yol kapama gerçekleştirilmemiştir. Sahada oturmaların olduğu belirtilmiş, çatlakların çimento ile kapatılması talimatı verilmiş, ancak yığın liç alanına erken uyarı sistemi kurulmamıştır. Çalışmaların durdurulması talimatı olaydan 1 saat önce verilmiştir.
Sahamızda iş durdurma yetkisi, tehlikeyi gören herkesin sahip olduğu bir yetkidir. Bunun en önemli örneği 13 Şubat’ta yaşanan olaydır. Kıdemli Jeoteknik Mühendisi, yukarıda açıklanan TARP’a ilişkin süreci başlatmamış olmasına rağmen, Oksit Operasyon Ekibi çatlakların görüldüğü andan itibaren sahadaki faaliyetleri durdurmuş ve sahayı tahliye etmiştir. Yine çatlakların görüldüğü alana giden erişim yolları bu ekip tarafından kesilmiştir. Ancak çatlakların yorumlanması, yukarıda açıklandığı üzere bu konuda uzmanlaşmış ve elinde kullanabileceği çok sayıda izleme aracı olan birime aittir. Bu birimin başındaki Kıdemli Jeoteknik Mühendisi tarafından, olay günü tamamen hatalı bir yönlendirme yapıldığı görülmektedir. Kıdemli Jeoteknik Mühendisinin çatlakların çimento ile kapatılması talimatı, ilgili alana iş makinesi ve ekiplerin girmesini gerektirir. Olay sırasında yığın liç alanında bulunan 3 çalışanımız bu talimat geldikten sonra saha kontrolleri yapan çalışanlarımızdır. Ayrıca Kıdemli Jeoteknik Mühendisi aynı bölgede çalışanların beklediği konteynır önünden 2 defa geçerek saha incelemeleri yapmıştır. Oksit Operasyon Departmanı tarafından yolun kesildiği ve konteynırın bulunduğu alanda araçtan inerek başka bir araçla görüştüğüne yönelik araç kamera kayıtları vardır. Görüldüğü üzere kendisinin, görev ve yetkisi altında olmasına rağmen, yol kapamaya ve konteynırın boşaltılmasına dair bir talimatı bulunmamaktadır.
Açıklananlara ek olarak Kıdemli Jeoteknik Mühendisi, ilgili e-postasında belirttiği şekilde yığın liç alanında fazla yükleme söz konusu değildir. Tam tersine dizaynın ve ÇED’in altında bir yükleme söz konusudur."

 

Erzincan İliç'teki Çöpler Altın Madeni’nde toprak kayması 

Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold şirketine ait Çöpler Altın Madeni'nin bulunduğu geniş bir alanda, 13 Şubat saat 14.28'te toprak kayması meydana geldi. Yaklaşık 10 milyon metreküp toprak, 200 metrelik yamaçtan hızla aşağı doğru aktı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, söz konusu toprağın 800 metre hareket ettiğini belirtti. En az 9 işçi bu kayan toprağın altında kaldı. İhbarı üzerine bölgeye Erzincan Jandarma, AFAD ve sağlık ekipleri yönlendirildi. Fırat Nehri’ne doğru kayan devasa toprak yığınının, siyanür ve sülfürik asit ile yıkanmış malzemelerden oluştuğuna yönelik açıklamalar yapıldı. 

Şirketin, tüm itirazlara rağmen Murat Kurum’un Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu dönemde kapasite artırımına gittiği ve maden hakkında “ÇED raporuna gerek yok” kararı verildiği ortaya çıktı.  

 

TIKLAYIN - Erzincan'da Çöpler Altın Madeni’nde toprak kayması: "Arka tarafta da kayma var; her vardiyada 400 işçi çalışıyor"

TIKLAYIN - İliç'te göçüğe giden yol: Siyanür sızdırdı, ruhsatı iptal edilmedi; vergi borçları silindi, parasını katladı

TIKLAYIN - İliç maden faciasında ifadeler ortaya çıktı: Göçük altında kalan işçilerin bulunduğu konteynerin olduğu yere "güvenli alan" denilmiş

TIKLAYIN - Anagold Madencilik’in Türkiye Müdürü: Çatlak fotoğrafları olaydan iki saat önce gönderilmiş, ancak üç gün sonra gördüm; projelerin denetlenip denetlenmediğini bilmiyorum!

TIKLAYIN - Çöpler Madeni'ndeki "kapasite artırımı izni" Murat Kurum'un bakanlığı döneminde verilmiş!

TIKLAYIN - Yerlikaya: Cevherin konumlandırıldığı yığın liç alanında kayan kütlenin hacmi 10 milyon metreküp, 9 işçimiz bu kütlenin altında kaldı

TIKLAYIN - TTB'den Çöpler Altın Madeni hakkında açıklama: Siyanür sızıntısı ile gündeme gelen madenin ruhsatı iptal edilmediği gibi, kâr hırsıyla kapasitesinin artırılması faciaya davetiye çıkardı

TIKLAYIN - TMMOB Metalurji ve Malzeme Mühendisleri Odası Başkanı Türkkolu: "Göçük altında kalan madenciler, resmi rakamın 5 katı"

TIKLAYIN - 'Siyanür sızıntısını' Meclis'te taşıyan Yeneroğlu aşama aşama anlattı: İliç felaketi nasıl bağıra bağıra geldi?