Gündem

İmamoğlu, 'Akın Gürlek' davasında Silivri'de hâkim karşısında: "İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır" iradesine karşı kazandığım için tutukluyum, beni terörle yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım

Dava, 16 Haziran'a ertelendi

11 Nisan 2025 10:34

Güncelleme: 11 Nisan 2025 20:57

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e söylediği sözleri nedeniyle bugün Silivri'de hâkim karşısına çıktı. Salonda yer alan izleyici bölümü tamamen doldu. İmamoğlu, yaklaşık 45 dakika süren savunmasına, “‘Adalet mülkün temelidir esası üzerine bir toplum olma gayreti içerisindeyiz” sözleri ile başladı. 15,5 milyon kişinin ön seçimde kendisine oy vermesi ve cumhurbaşkanı adayı olması nedeniyle tutuklu olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Millet büyüktür ve bu milletin büyüklüğünden de hiç kimse zerre kadar şüphe etmesin” dedi. Hakkında yürütülen terörle soruşturmasındaki savunmasında da sesini yükselten İmamoğlu, kürsüye vurarak, "Beni terörle yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım ben bu memleketin vatan evladıyım bana bakan Türk Bayrağını görür bana bakan Mustafa Kemal Atatürk’ü görür, terörle beni yan yana getiren haddini bilecek. Beni terörle ilişkilendirmek isteyenleri şiddetle kınıyorum" dedi. İmamoğlu ayrıca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır" sözüne atıf yaptı ve "İstanbul'u üç kez kazandığı için tutuklu olduğunu" söyledi. 

Özellikle belediye başkanlığı boyunca hizmetleri nedeniyle hedef haline geldiğini ve tutuklu olmasının nedenlerinden biri olduğunu belirten İmamoğlu, “Kanala, yalana, talana aynı zamanda ranta ve birçok millet aleyhine olan her hususa karşı durduğum için ben bugün buradayım dedi.

Müşteki avukatı Abdullah Adır, Akın Gürlek’in davaya katılması yönündeki taleplerini mahkemeye iletti. Katılma talebi üzerine konuşan Av. Abdullah Adır, "Şimdi tabii ki sayın müvekkilimizle bütün terör örgütlerinin derdi var. DHKP-C'nin derdi var, FETÖ'nün derdi var. Bir sürü siyasinin derdi var çünkü terör mahkemelerinde görev almış ciddi manada görev yapmış bir şahıstır, bir görevlidir ifadelerini kullandı. CHP Milletvekili Mahmut Tanal da Av. Adır’a “Terörle mücadele etmiş, terör hâkimi” sözlerine “Terör mahkemesi diye bir mahkeme yok” ifadeleriyle tepki gösterdi.

Gürlek’in davaya katılması talebi üzerine İmamoğlu’nun avukatlarından Fikret İlkiz, “Bir ceza davası açıldığına göre siz suçtan herhangi bir şekilde zarar görmüş değilsiniz. O zaman adı mağdur diye yazılan bu iddianameyle sizin hakkınızın da en azından kendi hakkınızın da nasıl savunulması gerektiği konusunda bir ceza davası açıyorsanız siz devlet değilsiniz. Bu nedenle katılma talebinin reddi gerekir ifadeleriyle Gürlek’in katılması talebinin reddedilmesi gerektiğini belirtti.  

Mahkeme başkanı, ara karar için verilen 5 dakikalık ara öncesinde; Akın Gürlek’in "tehdit ve hakaret" suçlamalarından dosyaya katılmasını kabul etti. Gürlek’in 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme' suçlamasından zarar görmediği gerekçesiyle, bu suç yönünden katılma talebinin reddine karar verildi.

Ara boyunca gazetecilerle konuşan İmamoğlu, cezaevinde 3-4 tane televizyon kanalını izlediğini aktardı. Altını çizerek Nutuk okuduğunu söyleyen İmamoğlu Muhammet Esed’in Kuran mealini de okuduğunu söyledi. İmamoğlu cezaevindeki başucu kitaplarından birisinin Nazım Hikmet’in bütün şiirleri olduğunu söyledi. Nezarette tutulduğu ilk günler yemek verilmediği için kilo verdiğini söyleyen İmamoğlu cezaevindeki koşulların yemek açısından iyi olduğunu söyledi.

Bir sonraki duruşma tarihinin 16 Haziran olarak duyurulmasının ardından İmamoğlu mahkeme salonunu terk etmek üzere ayağa kalktı. Dilek İmamoğlu ile göz göze gelen İmamoğlu, ailesine el salladı. Salondan ayrılırken göz yaşlarını tutamayan İmamoğlu; destekçileri, milletvekilleri ve gazetecilerin uğurlamasıyla salondan ayrıldı.

Duruşmada yaşananlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan 'yolsuzluk' operasyonu kapsamında 23 Mart'tan beri Silivri'de tutuklu bulunan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle yargılandığı davada bugün Silivri’de hâkim karşısına çıktı.

Duruşmaya iki gün kala ki gün kala Çağlayan'dan İmamoğlu'nun tutuklu olduğu Silivri'deki duruşma salonuna alınan davanın ilk duruşmasına çok sayıda CHP milletvekili ve belediye başkanları da katıldı.

“‘Devletin dini adalettir’ anlayışına, inancına sahip bir toplumuz”

İmamoğlu, savunmasına mahkeme başkanının arkasında yazan “Adalet mülkün temelidir” yazısına vurgu yaparak başladı. Kendisini Türk yargısına emanet ettiğini söyleyen İmamoğlu şöyle konuştu:

“Biz milletçe tam da arkanızda yazan ‘Adalet mülkün temelidir esası üzerine bir toplum olma gayreti içerisindeyiz. Demokrasiye, cumhuriyete, eşitliğe, hak ve hürriyetlerin korunması noktasında sonsuz gayret gösteren ve mücadele veren bir anlayışla hareket ediyoruz. Bu kapsamda yürütülen süreçlerle ilgili elbette kaygı duyuyorum. Kaygı duyduğum kadar da üzülüyorum.

Siz de bir karar verdiniz ama gerçekten vicdani açıdan da bu salonların ne yazık ki üzülerek ifade edeyim ki hiç de hoş olmayan tarihimize hiç de güzel adalet adına iz bırakmadığı günleri bize yaşatmıştır. Tabii az önce dediğim gibi yüce Türk milleti adına yüce Türk yargısının doğru kararlar ve iyi kararlar, iyi kanaatler oluşturması noktasındaki beklentimi ifade etmiştim çünkü biz ‘Devletin dini adalettir’ anlayışına, inancına sahip bir toplumuz.

"İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır iradesine karşı kazandığım için tutukluyum"

Aynı zamanda ‘İnsanını yaşat ki devlet yaşasın diye halk ve devlet aklının yürüdüğü binlerce yıldır bu geleneğin temsilcileri olma gayreti içerisinde insanlarız. Bu gayret ve bu temenni burada duruşumuzun ve burada varoluşumuzun bence temelini oluşturmaktadır.

"Bugün burada bulunurken bende yıllar öncesinde bu kampüs içerisinde Ergenekon kumpas davasını takip etmiştim. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır iradesine karşı kazandığım için bugün tutukluyum.

“Millet aleyhine olan her hususa karşı durduğum için ben bugün buradayım”

15.5 milyon kişinin CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirlediği ön seçiminde kendisinde oy vermesi nedeniyle tutuklandığını söyleyen İmamoğlu, belediye başkanlığı boyunca yürüttüğü faaliyetler ve sağladığı hizmetler nedeniyle de “hedefte” olduğunu şöyle açıkladı:

“Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum andan itibaren şehri yönetirken kanala, yalana, talana aynı zamanda ranta ve birçok millet aleyhine olan her hususa karşı durduğum için ben bugün buradayım ve bunu hiçbir zaman vazgeçmeden savunduğum için buradayım. Aynı zamanda bebek, çocuk, kreş, yurt, burs, gençlik, üniversite gençliği, işsiz gençlik, gençlere iş bulmak, kadın, anne, anne kart hizmeti sağladığım için buradayım.

Düşünsenize milyonlarca annenin cebine kart koyup sıfır dört yaş arası çocuğuyla İstanbul'u ücretsiz dolaşmasına vesile olmuş bir belediye başkanı. Ne büyük bir onur. Ve iyilik bulaşıcıdır diyerek bu iyiliğin Türkiye’ye yayılmasına vesileyim. Düşünsenize milyonlarca insanın bugün zor koşullarda kırk liraya üç öğün yemek yediği bir İstanbul’da var eden ve bunun bu iyiliğin de bütün Türkiye'yi yayılmasına vesile olan bir kişi. Onun için ben bugün Silivri'deyim ve Silivri'de bulunarak bu kampüsün içerisindeki bu salonda ve kötü anılarıyla beraber Türkiye'nin Yüce Türk Yargısı'nın ne yazık ki sıkıntılıhallerinin yaşandığı bu salonda bu duruşmada sizin huzurunuzda ifade vermekteyim.

“Üç beş kahramanın ortaya çıktığında millet arkasına dizilmiştir”

Tutukluluğunun çok sürmeyeceğini düşündüğünü söyleyen İmamoğlu, Kurtuluş Savaşı dönemlerine atıfta bulundu. “Üç beş kahramanın ortaya çıktığında millet arkasına dizilmiştir. Onun için bu ülkede bu topraklarda öyle bir avuç insanın istediği değil, milletin dediği olur.” diyen İmamoğlu, tutukluluğu yönündeki itirazlarını dile getirdiği konuşmasını “Millet büyüktür ve bu milletin büyüklüğünden de hiç kimse zerre kadar şüphe etmesin. Ben hiç etmiyorum. Edenlerin aklına şaşarım” ifadeleriyle tamamladı.

“Hukuksuzluğa kim tabi ise onun yanında olacağım”

İmamoğlu, gözaltına alınmasıyla başlayan ve tutuklanmasıyla ivme kazanarak devam eden öğrencilerin eylemlerinde tutuklanan kişiler için şöyle konuştu:

“Ben içeride bulunan tutuklu üniversite öğrencilerine evlat gözüyle baktığım için insanlara yapılan zulmü kınıyorum ve yanlış buluyorum. Yapmayın bunu gençlere. Kalanlar da serbest bırakılsın. Gerçekten geleceğimize ayıptır, günahtır. Hiçbir gence bu yapılmaz. Hiçbir gencin ifade özgürlüğü ya da kendini ifade etme hürriyeti üzerinden bu uygulama yapılamaz. Onun için bu feryadı her zaman yaptım yapmaya da devam edeceğim. Haksızlığa kim uğruyorsa onun yanında olacağım. Hukuksuzluğa kim tabi ise onun yanında olacağım.

“Beni terörle yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım”

“Terörle mücadelede yer almış kişiyi hedef gösterme” üzerine suçlamalar karşısında ses tonunu yükselten İmamoğlu, önündeki kürsüye 2 kere vurarak “Beni terörle yan yana getirecek kişinin alnını karışlarım” dedi. İddiaları reddeden İmamoğlu “Bana bakan neyi görür biliyor musun? Bana bakan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni görür. Bana bakan Türk Bayrağı'nı görür. Bana bakan Mustafa Kemal Atatürk'ü görür” ifadelerini kullandı.

Av. Adır: Ortada bir tehdit yok ama aba altından sopa göstermek gibi bir durum var

Akın Gürlek’in avukatı Abdullah Adır, Gürlek’in dosyaya katılma talebini sundu. İmamoğlu’nun Gürlek’i tehdit etmediğini belirten Adır şöyle konuştu:

“Ortada bir tehdit yok ama aba altından sopa göstermek gibi bir durum var burada. 22 yıldır iktidar bu hükümet şu anda ülkeyi yönetiyor. Yani bu bir siyasi bir meseleye getirildi, sonuç itibariyle bu bilinmiyor muydu?”

Av. Adır: Bu ifade özgürlüğünü kısıltma sebeplerinden bir tanesi

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni alıntılayan Av. Adır, sözleşmenin 10. Maddesini hatırlatarak şöyle konuştu:

Görev ve sorumluluklarda yükleyen, bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlemesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve taraflarının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formalitelerden, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir diyor. Bu ifade özgürlüğünü kısıltma sebeplerinden bir tanesi.

Burada da adalet eleştirilebiliriz, adalet kötü diyebiliriz, ülkede adalet kalmamış diyebiliriz. İnsanlar işte burada neden bu şekilde yapıyor diyebiliriz, hepsini söyleyebiliriz. Ama bir başsavcıyı hedef almak, bir başsavcının ailesini hedef almanın hukukta yeri yoktur.

Siyasette de yeri yoktur. Bu Türk Ceza Kanunu'nda, az önce de belirttiğim gibi, bu tarz hususlar bir belediye başkanı bu işlemeyeceği anlamına gelmiyor.

“Ben 1300 defa soruşturulmuş birisiyim yani ben yargılamam diye bir şey ifade etmedim”

Katılma talebine yanıtı sorulan İmamoğlu, Av. Adır’ın kendisi hakkındaki söylemlerine yanıt vermek istedi. İlk etapta izin vermeyen mahkeme başkanı İmamoğlu’nun diretmesi üzerine konuşmasına izin verdi. Av. Adır’a İmamoğlu şöyle yanıt verdi:

Sonuçta mahkemede ilk defa bulunuyorum ama ben burada ben yargılanamam diye bir şey mi söyledim? Ben 1300 defa soruşturulmuş birisiyim yani ben yargılamam diye bir şey ifade etmedim.. Millet adına, millete hizmet etmeye niyet etmiş bir insan hesap verir.  Hatta ilk önce hesap vermesi gerekenlerden birisiyim. Bu ülkede ilk önce kim hesap vermeli? Bana göre Cumhurbaşkanı, bakanlar, Büyükşehir Belediye Başkanları, belediye başkanları, milletvekilleri. Millet adına, millete hizmet etmeye niyet etmiş bir insan hesap verir. Ben, benden önceki 25 senelik sürecin en az 10 katını 6 senede hesap vermiş birisiyim. Bu anlamda onur duyarım hesap vermekten. Hesap vermenin yöntemi, yolu var.

Yanıtının ardından İmamoğlu, “Daha önce hiç böyle yargılanmadığım için katılma talebinin ne olduğunu bilmiyorum sayın hakim” dedi ve sözü avukatlarına bıraktı.

Katılma talebinin reddinin gerektiğini belirten İmamoğlu’nun avukatlarından Fikret İlkiz şöyle konuştu:

“Bu kamu hukuku ve resen açılmış bir soruşturma olduğuna göre resen hareket eden insanlar bakımından benim de hakkım korunmaktadır. Bunu ifade ediyor. O zaman bunun üzerine siyaset yapamazsınız. Ya da bunun üzerine siyaseten hukuki bir açıklama yapmaya kalkıyorsanız bu hukuki açıklamada devlet olmadığınıza göre hükümet olmadığınıza göre ve sizin haklarınızla dahil takip edildiğine göre bununla ilgili bir ceza davası açıldığına göre siz suçtan herhangi bir şekilde zarar görmüş değilsiniz. O zaman adı mağdur diye yazılan bu iddianameyle sizin hakkınızın da en azından kendi hakkınızın da nasıl savunulması gerektiği konusunda bir ceza davası açıyorsanız siz devlet değilsiniz. Bu nedenle katılma talebinin reddi gerekir.

Mahkeme heyeti ise mağdur tarafın "tehdit" ve "hakaret" suçundan katılma talebinin kabulüne, "terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek" suçundan reddine karar verdi. Heyet, sanık avukatlarının Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde duruşmaların yapılması talebini de kabul etmedi. Dava dosyasının mütalaasını hazırlaması için duruşma savcısına gönderilmesine karar veren heyet, duruşmayı 16 Haziran'a erteledi.

"Nezarette tutulduğum ilk günler yemek verilmediği için kilo verdim" 

Verilen 5 dakikalık karar arasında gazetecilere konuşan İmamoğlu, cezaevinde 3-4 tane televizyon kanalını izlediğini aktardı. Altını çizerek Nutuk okuduğunu söyleyen İmamoğlu Muhammet Esad’ın Kuran mealini de okuduğunu söyledi. İmamoğlu cezaevindeki başucu kitaplarından birisinin Nazım Hikmet’in bütün şiirleri olduğunu söyledi. Nezarette tutulduğu ilk günler yemek verilmediği için kilo verdiğini söyleyen İmamoğlu cezaevindeki koşulların yemek açısından iyi olduğunu söyledi.

 

Özgür Özel “Ekrem Bey içerideyse, en yüksek oyu alan adayımız o olur” dedi, koşulu açıkladı

Silivri'de olağanüstü önlemler alındı

Duruşma öncesinde Marmara Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Araç girişleri kontrollü şekilde sağlanırken, duruşma salonunun karşısında basın mensuplarının beklediği alana girişe izin verilmedi.

İmamoğlu, Gürlek için ne demişti?

Ekrem İmamoğlu hakknıda katıldığı bir panelde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili "Senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına kimse dayanmasın" sözleri nedeniyle soruşturma başlatılmıştı.

İmamoğlu, konuşmasında tehdit olmadığının altını çizerek; "Hele hele kimseyi ailesi ve evlatları üzerinden tehdit etmedim, etmem. Kullandığım her kelime bu ülkede herkesin çocukları ve geleceği için tarafsız bir hukuk talebiydi. Sözümün arkasındayım. Her zaman, herkes için adalet. Burdan tehdit iddiası çıkaran Başsavcıyı, Allah’a ve milletin vicdanına havale ediyorum" ifadelerini kullanmıştı.

İmamoğlu hakkında,“terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” ve “tehdit” suçlamalarıyla 7 yıl 4 aya kadar hapis ve siyasi yasak istemiyle dava açılmıştı.

İmamoğlu, Akın Gürlek ile ilgili savcılık ifadesinde şunları söylemişti:

"Bence yargıyı, siyasi çıkarlar için araç hale getirenler günü gelecek, hukuk önünde gerçek bir muhasebeye tabi tutulacaktır. Bu bizim sözümüzdür. Bu yine belirttiğim gibi, halkın adalet talebinin karşılığıdır. Yargıyı araçsallaştıran siyasilerin er meydanına çıkıp mertçe yarışmak yerine, böyle yollara başvurmaktan vazgeçmesini istiyorum. Herkes kendini milletin ferasetine teslim etsin. Çünkü millet büyüktür!"


Arabanızı park ederken iki kere düşüneceksiniz