T24 Haber Merkezi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSKİ Beyoğlu Çevre Projesi Temel Atma Töreni'ne katıldı. Törende konuşan İmamoğlu, "Hani ‘Bir şey oldu’ dedi ya bir arkadaşımız 2019’da. ‘Bir şeyler oldu ama bir şeyler olmadı’ falan… Bir şey oldu. İşte böyle yaparlarsa bir şeyler oluyor, tam 1 milyon fark yiyorsun" dedi.
İmamoğlu, öğleden sonraki mesaisinin çoğunu Beyoğlu ilçesine ayırdı. Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ve İBB bürokratları ile birlikte Baruthane Millet Kütüphanesi, Terra Santa Manastırı, eski Fransız Yetimhanesi ile Kasımpaşa matbaa binasında incelemelerde bulunan İmamoğlu, yerel seçimler öncesinde Beyoğlu Kaymakamlığı’na ve belediyeye tahsis edilen eski kışla binasını da ziyaret etti. İmamoğlu ve Güney, ziyaretlerin ardından Cezayirli Hasan Paşa Parkı’nda düzenlenen “İSKİ Beyoğlu İlçesi Atık Su, Yağmur Suyu ve İçme Suyu Yatırımları Temel Atma Töreni”ne katıldı. İmamoğlu, şunları söyledi:
“Belediyeciliğin daha güçlü bir kavramla insanlarımız tarafından hissedilmesi adına ihmal edilmiş konular da ilave olmak üzere birçok konuya İstanbul’da ilk kez değinen, ilk kez odaklanan bir yönetim olduk. Kronikleşen altyapıyla ilgili problemler, ne yazık ki bizlerin İstanbul’umuza, dünyanın en güzel şehrine hiç yakışmayan görüntüler. Marmara Denizi’ne, Karadeniz’e, Boğaz’a akan atık sular ve bunların görüntüleri ana arterler, meydanlar, caddeler, sokaklar ve ne yazık ki su basan evler, iş yerleri… Bütün bu sorunların çözümü konusunda İSKİ, tarihinin ve inanın birçok zorluk çıkarılmasına rağmen, olması gereken bir kısım gelir imkanlarından geri tutulmamıza rağmen ve daha önce kamunun başka kaynaklarının aktarıldığı yerde, hiç kamudan destek almamasına rağmen 5 yılda 62 milyar liralık altyapı yatırımı yaparak tarih yazdı. İSKİ kurumumuzun tam da bu sorunları Beyoğlu’nda da gidermeyle ilgili temel atma törenindeyiz. Ne mutlu bize, ne mutlu İSKİ kurumuna, Genel Müdürü’ne ve bütün çalışma arkadaşlarına. Bu temel atma törenimiz de Beyoğlu'na hayırlı ve uğurlu olsun.”
“5 yılda 143 noktadaki sel tehditlerini ortadan kaldırdık”
İmamoğlu, 5 yılda, 143 noktada sel ve su baskınıyla ilgili tehditleri ortadan kaldırdıklarına dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunlar nokta derken defterdeki nokta değil. Bunun içerisinde Eminönü Meydanı da var, Üsküdar Meydanı da var, Kadıköy Meydanı da var, Bakırköy sahili de var, Kartal’ın meydanı, sahili de var, Pendik’in meydanı ve sahili de var. Yani İstanbul’u boydan boya bu yönüyle büyük bir ihmal edilmiş dönemden kurtararak keyifle, gururla bu yatırımları yaptık. Altyapıda gerçekten rekor düzeyde, az önce söylediğim 62 milyar lirayı, bütün zorluklara rağmen yaparken aslında en büyük kaynağımız bu şehrin kaynaklarını, israftan arındırarak insanlarımıza güzel hizmetler sunmayı, kendimize çok önemli, ulvi bir ideal kabul ettik. Onun için başardık. Tabii bütçeyi bu özenli kullanırken, günübirlik hareket etmezken, millet için harcarken hep şöyle yaptık. ‘Şimdi böyle yapalım, sonrasına sonra bakarız’ demedik. Tam aksine İstanbul’umuzun geleceğini de tasarladık.
“Rekor kırmaya devam edeceğiz”
Şehrimizin altyapısını ve üst yapısını dünyaya örnek bir biçimde düzenlerken diğer yandan da sağladığımız güçlü desteklerle vatandaşlarımızın zor anında yanında olmayı asla ıskalamadan insanlarımıza güzel hizmetler sunuyoruz. Bazen yapılan işler böyle unutulur, hayatın standardı hâline gelir. Yüz binlerce annemizin cebinde Anne Kartı olmasından onur ve gurur duyan bir belediye başkanıyım. Artık her yıl 100 bin gencimize üniversite bursu veren bir kurum olmaktan onur ve gurur duyuyorum. 300 bin öğrenciye ‘Sen de oku’ diye okul desteği sunmanın onurunu ve gururunu duyuyorum. Sıfırdan 300 tane kreşe çıkabilmenin gururunu yaşıyorum. Bütün bu konularda rekor kırmaya devam edeceğiz.”
"Dirsek gösterip bazen kötü sözler söylemelerine rağmen itibar etmedik, dikkate almadık, hizmetimize devam ettik"
Tören öncesinde Güney ile yaptıkları inceleme gezilerini hatırlatan İmamoğlu, özetle şöyle konuştu:
“Yıllardır siyasi yol arkadaşlığımızda, şimdi hayatını adadığı Beyoğlu ilçesine güzel hizmetler sunma konusunda bütün hararetiyle ve duygusuyla hareket eden İnan Başkanımıza hem teşekkür ediyorum hem de yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum. İnan Başkanımız, bugün özenle seçtiği sokakları, tarihi alanları, ihya edilmesi gereken, yenilenmesi gereken birçok sahayı bize gezdirdi. Biz de kendisine bu anlamda daha da halkına hizmet etme konusunda iyi bir dönemi yaşaması için elimizden gelen bütün gayreti ortaya koyacağımızın sözünü verdik ama bir farkımız var. Burada ‘Söz verdik’ derken aklınıza şu gelmesin. Yani Ekrem İmamoğlu, aynı siyasi partiden olan bir arkadaşını, kardeşini koruyacak, ona ayırmacılık kayırmacılık yapacak. Öyle bir şey yok bizim defterimizde. Özenimizi göstereceğiz ama bizim hizmetimiz, her ilçeye eşittir. 31 Mart 2024’ten önce Beyoğlu’nun yanında nasıl durmuşsak… Ki bazen dirsek gösterip bazen kötü sözler söylemelerine rağmen itibar etmedik, dikkate almadık, hizmetimize devam ettik, nezaketimizi de son ana kadar gösterdik. Her zaman ‘Buyur gel birlikte açılış yapalım, birlikte temel atalım’ dedik.
“Partizan akıldan Allah korusun”
Çünkü ne yapıyoruz? Milletin parasını millete harcıyoruz. Öyle değil mi? Ha Ekrem, ha bir başkası. Ha benim partim, ha bir başkasının partisi. Bu partizan akıl var ya bu partizan akıl; bütün evlatların, bütün çocukların, bu ülkenin bütün insanlarının en büyük düşmanıdır. Bunu unutmayın. Partizan akıl... Allah korusun ondan. Neye benzetirim biliyor musunuz bir yöneticinin partizanlık yapmasını? Bir annenin, bir babanın evlatlarını birbirinden ayırmasına. Bir anne, bir baba evlat ayırabilir mi? Böyle bir şey var mı? İnsan, evladını ayırabilir mi? Allah öyle bir duygu veriyor ki size, iki evladı birbirinden ayıramıyorsun. Değil 2; 3-5 de olsa ayıramıyorsunuz.
Millet nasıl bir şeydir, biliyor musunuz? Milletin hiçbir evladını birbirinden ayırt etmemektir devletine iyi hizmet etmenin net olarak tarifi. İsmi ister partili olsun, ister inanç olsun, ister etnik köken olsun, ister giyimi kuşamı olsun; fark etmez. Bazen bir vatandaş, gözüyle bana hafif kırık bakıyor. Diyorum ki; belli ki aynı siyasi görüşten değil, bana biraz kızmış olabilir. İçim parçalanıyor, niye bana öyle bakıyor diye. Ben insanıma ayrı bir gözle bakabilir miyim? Aksine onu daha çok mutlu ederiz diye bakarız. O bakımdan biz, eşitlikçi bir biçimde, en üst düzeyde hizmetimizi İnan Başkan’la Beyoğlu’na vermeye devam edeceğiz. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
"Kurumları zan altında bırakmıyorum ama her birini tek tek mercekle takip edeceğim"
Engin Altay vekilimiz, başkanımız burada. Kendilerinin dikkatine de sunmak isterim. Trajik durum. Tabii alışık olduğumuz bir şey. Nedir? Kaymakamlık -karşımızdaki bina- yapılmış. Tam karşımızda. Eski kışla burası. Yapılmış. Denmiş ki, ‘Buraya kaymakamlık yerleşecek, belediye yerleşecek.’ Hatta bir yönetim planı çalışılmış, yönetim planında şuralar belediye denmiş, şuralar kaymakamlık denmiş. 9 bin metrekarenin yaklaşık yüzde 20’si belediyeye verilmiş. Hatta yetinmemişler, bir tarafına Beyoğlu Belediyesi diye tabela da asmışlar. Buraya da Beyoğlu Kaymakamlığı asmışlar ve hizmet başlamış. Ne zaman, 31 Mart’tan hemen önce. Çok yakın zamanda. Güzel. Benim de hoşuma gitti. ‘Ne güzel bina’ dedim yani. Kurumları zan altında bırakmıyorum ama her birini tek tek mercekle takip edeceğim. Sizin de Meclis’te etmeniz gerekir. Başka ilçelerde de var bu arada. Neymiş efendim, ‘Burayı terk edin, bu gece terk edin, haftaya terk edin, bak, en son ayın 1’inde terk edin.’ Niye? Böyle isteniyor. Niye? Kaymakamlık olacak.
"İşte böyle yaparlarsa bir şeyler oluyor, tam 1 milyon fark yiyorsun"
3 ay önce niye belediyeyi yerleştirdin oraya? Yani seçimi kazansaydı diğer arkadaşımız, acaba binanın hepsini mi vereceklerdi ona; ‘Seçimi kazandı, hadi verelim.’ Bunu düşünmeden edemiyoruz yani. Ben diyorum ya, ‘Kimin malını kimden esirgiyorsun? Milletin, ecdadın malı. Şimdi bir şey olmaz. Bir şey olmaz tabii. Çünkü olmadı bir şey. Ha bir şey oldu! Hani ‘Bir şey oldu’ dedi ya bir arkadaşımız 2019’da. ‘Bir şeyler oldu ama bir şeyler olmadı’ falan… Bir şey oldu. İşte böyle yaparlarsa bir şeyler oluyor, tam 1 milyon fark yiyorsun.
Hayır, ben anlamıyorum, siyaset yapma aklını niye yitirdiler? Yani siyaset aklını yitirirken şunu unutuyorlar: Bizim milletin vicdanını ve ahlâk anlayışını unutuyorlar. Bizim millet, adaleti, vicdanı asla terk etmez zihninde. Birine haksızlık yapıyorsa birisi asla zalimin yanında durmaz. Asla zulmü kabul etmez. Bunu unutuyorlar. Arkadaş, nerede yaşıyorsun? Burası Türkiye, burası İstanbul. Onun için, buradan sesleniyorum. Gelin, bu akıldan vazgeçin kardeşim. Zannetmeyin afişe etmeyiz sizi. Söyleriz, her yerde milletimize şikâyet ederiz.
Bana zamanında yaptığımız camiye imam vermeyen görevli kişi, her yerde diyormuş ki birilerine, ‘Ya demesin beni, daha çok sefil oldum. Millet hep yüzüme vuruyor, demesin’ diye. Vallahi öyle bir şikâyet ederim ki, milletimize milletin yüzüne bakamazsınız. Ayıptır. Bin 600 metre yere ihtiyacınız varsa gelin, konuşalım. Büyükşehir Belediyesi’nin var mı bir yeri? Vallahi helali hoş olsun, kaymakama da valiye de bakana da. Sorun yok, milletin malı milletin hizmetinde. Esas olan onu korumak, kollamak.”