Politika

İmamoğlu, elinde turpla memleketi Trabzon'dan Erdoğan'a seslendi: Vatandaş sana Karadeniz’de turpun büyüğünü gösteriyor

15 Mart 2025 21:21

Güncelleme: 16 Mart 2025 01:12

T24 Haber Merkezi

CHP’nin ön seçimle belirlenecek cumhurbaşkanı aday adayı, TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ortahisar Belediyesi önündeki meydanda memleketlileriyle buluştu. Yoğun ilgi altında gerçekleşen buluşmada bir vatandaş, kalabalık içinden, elindeki büyük bir turpu İmamoğlu’na ulaştırdı. Turpu alan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Bak Cumhurbaşkanı; vatandaş sana Karadeniz'den, turpun büyüğünü gösteriyor, turpun büyüğünü. Aha o da Ekrem'in yanında, bak turpun büyüğü burada. Onun da heybesinde varmış” sözleriyle seslendi.

İmamoğlu, "Heybedeki turpun büyüğü" diyerek açıkladı, bilirkişi raporlarındaki isme işaret etti

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı ön seçimi kapsamında çalışmalarına devam eden İmamoğlu, memleketi Trabzon'da salon engeli ile karşılaşmış, ardından yaptığı açıklamada, "Beni Trabzon'da hiçbir yere sığdıramazlar" demişti. Buluşma, Ortahisar Belediyesi önünde yapıldı.

"Bana Trabzon'da salon vermiyorlar"

Memleketinde vatandaşlara seslenen İmamoğlu, “Ey iktidar sahipleri… Ey güç sahipleri… Ey ülkenin çoğunluğu için değil, küçücük bir avuç insan için koltuklarına yapışanlar…” diyerek, iktidara şu sözlerle yüklendi:

“Davalarınızla gelin, soruşturmalarınızla gelin. Bana tek bir toz zerresi bile konduramazsınız. Benim yaptığım her iş tertemiz. Ekrem İmamoğlu bunları o kadar korkutmuş ki, partililerimle yapacağım toplantılara dahi bana Kastamonu'da salon vermiyorlar, Erzincan'da vermiyorlar. Ordu'nun oy kullanma günü için salon vermiyorlar. Bana Trabzon'da salon vermiyorlar. Yahu, sizin o vermediğiniz salon, benim şuradaki bir ablamın oturma odasından bile küçük gelir bana be. Siz kim oluyorsunuz? Sizi kendini bilmezler sizi... Sanırsınız kendi malını bize vermiyor. Yahu bu millet var ya, sizi öyle bir yollayacak ki, kaçacaksınız, kaçacaksınız. Kaçarken ayağınız dolaşıp, yüzüstü yere vuracaksınız, yüzüstü. Kaçmayı bile beceremeyeceksiniz. Sizi beceriksizler. Ben yılmam, yılmam. Buradan söylüyorum gözünün içine bakarak. O beni izliyordur. Zannetmeyin izlemiyor. O beni izliyordur. Buradan gözünün içine bakarak söylüyorum. Sesimi buradan duy, Karadeniz'den. Artvin'den, Rize'den, Trabzon'dan, Giresun'dan, Ordu'dan, Samsun'dan duy. Yılmıyorum. Korkmuyorum. Bir milim geri adım atmıyorum, bir milim. Hakkımda ne planlar yaparsan yap. Sosyal medya trolleriyle çalışanlar… Sizi gidi sizi... Sizi korkaklar sizi..."

İmamoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Biz, güçlü kadroyla, ülkemizin her sorununa detaylı çözümler üretiyoruz? Cumhuriyet Halk Partisi'nin, aziz milletimizin sorunlarına çözümleri var. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi; genç dinamik ve yenilikçi kadrolarıyla ayakta. Sevgili yol arkadaşlarım, inancımız çok yüksek. Evet, yolumuza engeller koyuyorlar. Ama Ortahisar'dan, Pazarkapı Mahallesi'nden, şuradan, kendi evime., binama bakarak, doğduğum, büyüdüğüm sokaktan söylüyoruz, inançla söylüyoruz: İktidar olacağız, iktidar olacağız, iktidar olacağız. Sevgili kardeşlerim, Karadeniz'in vatanperver evlatları, nasıl dün olduysa, yarın da Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinden aldığı güçle, yine yol gösterici olacak, milleti birleştirecek, millet için çalışacak. Bizim yolumuz bellidir. Cumhuriyet Halk Partisi, kayıtsız şartsız millete güvenmenin partisidir. Bizim siyasetimizin temel ilkesi, önderimiz Atatürk'ün hayata geçirdiği, ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesidir. Bunu unutmayın sevgili hanımefendiler, beyefendiler; çocuklarınıza, torunlarınıza öğretin: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet büyüktür. Milletin iradesi her şeyin üstündedir. Ve en güçlü iradedir.

Gelecek hafta pazar günü, dünyanın bu tarafında, en büyük demokrasi şöleni bu topraklarda yaşanacak. Hep birlikte, büyük bir sorumlulukla, demokrasi neymiş, demokratik katılım nasıl olurmuş; göstereceğiz. 23 Mart'ta herkes bizi izleyecek. Demokrasi aşığı vatandaşlarımız da izleyecek; demokrasiden korkan korkaklar da bizi izleyecek. Onlar, bir avuç insan. İşte o gün, Cumhuriyet Halk Partililer, tek bir yumruk olacak. Türkiye'nin dört bir yanında, tek bir amaca hizmet eden büyük davanın neferleri, omuz omuza verecek. Partimiz, bunu yapmak zorunda. Partimiz bunu neden yapıyor? Çünkü bazı şeyler tek başına olmaz. Bunu da en iyi Karadenizliler bilir. Tek başına bir işi başaramazsın. Horonu biliriz değil mi? Horon tek başına oynanır mı? Horona tek başına durulmaz. Horona duracaksan, hep birlikte duracaksın. Horon tepeceksen, el ele duracaksın, kol kola duracaksın. Yanındaki, gücünü hissedecek. O da senden güç alacak. 23 Mart'ta, bütün Cumhuriyet Halk Partililer demokrasi için horona hazır mı? En güçlü horon halkasını Karadeniz’den kurmaya hazır mıyız? Trabzon hazır mı? Samsun hazır mı? Ordu hazır mı? Giresun hazır mı? Artvin hazır mı? Rize hazır mı? Gümüşhane hazır mı? Bayburt hazır mı? Tamam.

“Bu ülkenin artık kaybedecek zamanı kalmadı”

Bu ülkenin artık kaybedecek zamanı kalmadı. Bu ülke, yeniden kalkınma ve refah istiyor. Onun için, bu demokrasi devrimi önemli. Bu demokrasi devrimi milletimize diyecek ki; tek kişinin istediğinin bir kıymeti yok, milletin dediği önemli. Bakın size bir şey söyleyeyim sevgili hemşehrilerim. İnsanları dinlemeyen, işinin erbabı insanları, liyakatli insanları görev başına getirmeyen, bu ülkenin başına büyük belalar açtı. Ayrıca, hele hele bir noktadan sonra, ‘her şeyi ben bilirim’ iddiası başlayınca, bu memleketin daha büyük belalarla başı derde girdi. İşte biz, bunun tam tersine, milletin evlatlarıyla yürüme konusunda kararlıyız. Yeniden iş ve aş ve özgürlük istiyor bu millet. Bu millet, yeniden güçlü ve güvenilir bir devlet istiyor. Yeniden istikrarlı bir ekonomi, sözüne güvenilir bir yönetim istiyor. Bu ülkenin her bir vatandaşı, kendi devletinden korkmadan, özgürce, adil fırsatlara sahip olmak istiyor. Dilediğince çalışmak, üretmek, güvenlik istiyor. Bizim davamız, bu davadır. Bizim çabamız, işte bunun içindir.”

“23 Mart, genel seçimdeki büyük demokrasi tokadının ilk şamarı olacak”

Sevgili dostlarım; sandığa attığınız her oy, tek adam anlayışına karşı mücadelemizi gösterecek. Sandığa attığınız her bir oy, tarihe yön verecek. O gün, parti olarak, erken seçime ne kadar hazır ve istekli olduğumuzu ispat edeceğiz. O gün, iktidar için ne kadar azimli olduğumuzu göstereceğiz. O gün, Türkiye'yi bu kabustan kurtarmak için sırt sırta, omuz omuza verdiğimizi bütün dünya görecek. O gün gerçekleştireceğimiz demokrasi şöleni, malum kişilerin işte reddettikleri, dinlemedikleri, milletin iradesini yok saydıkları bir ortamda, milletimizin ona en yakın zamanda oluşacak olan genel seçimdeki büyük demokrasi tokadının ilk şamarı olacak, ilk şamarı olacak. Onlara göstereceğiz. Bu gerçek baskılar karşısında tek tek yumruk olduğumuzu göstereceğiz. Bir adım bile geri adım atmayacağız. Bu gerçek, milletin yanında ve yalnız millet iradesinin sesini dinleyeceğimiz gerçeğidir. Bu millet, umudu Cumhuriyet Halk Partisi'nde görüyor. Onun için sevgili dostlarım çok hazırlıklı olacağız. Birleşe birleşe kazanacağız. ‘Yok sen şunu yapmıştın, bunu yapmıştın’ yok. Bunu unutun.

"Sanırsınız kendi malını bize vermiyor"

Ben, bütün milletimi seviyorum. Partililerimi de seviyorum. Kimse birbirine nispet yapmayacak. Bu, milli bir seferberlik süreci. Umudunu bize bağlamış milyonlara, topyekun biz cesaret vereceğiz. Kimseden korkmadığımızı, korkmayacağımızı göstereceğiz. Hep birlikte ses vereceğiz. Ey iktidar sahipleri… Ey güç sahipleri… Ey ülkenin çoğunluğu için değil, küçücük bir avuç insan için koltuklarına yapışanlar… Davalarınızla gelin, soruşturmalarınızla gelin. Bana tek bir toz zerresi bile konduramazsınız. Benim yaptığım her iş tertemiz. Ekrem İmamoğlu bunları o kadar korkutmuş ki, partililerimle yapacağım toplantılara dahi bana Kastamonu'da salon vermiyorlar, Erzincan'da vermiyorlar. Ordu'nun oy kullanma günü için salon vermiyorlar. Bana Trabzon'da salon vermiyorlar. Yahu, sizin o vermediğiniz salon, benim şuradaki bir ablamın oturma odasından bile küçük gelir bana be. Ondan bile küçük gelir bana. Siz kim oluyorsunuz? Sizi kendini bilmezler sizi. Sanırsınız kendi malını bize vermiyor. Yahu bu millet var ya, sizi öyle bir yollayacak ki, öyle bir yollayacak ki, kaçacaksınız, kaçacaksınız. Kaçarken ayağınız dolaşıp, yüzüstü yere vuracaksınız, yüzüstü. Kaçmayı bile beceremeyeceksiniz. Sizi beceriksizler. Cumhuriyet Halk Partisi'ne salon vermeyecekmiş Aha size salon. Aha size salon. Salona sığmaz zaten bu insanlar, meydanlarda buluşur, tek yürek olur, sizi yener.”,

"Gazeteci görünümlü tetikçilerle çalışıyorsunuz"

Size ısrarla söyledim, yine söylüyorum… Ben, kumda top oynadım. Ben, ormanlarda gezdim, dağlara çıktım bu şehirde. Ben, Trabzon Lisesi'nde okudum, koca çınarda. Bu mahallelerde çalıştım gece gündüz. İş yerinde çalıştım. Ben yılmam, yılmam. Buradan söylüyorum gözünün içine bakarak. O beni izliyordur. Zannetmeyin izlemiyor. O beni izliyordur. Buradan gözünün içine bakarak söylüyorum. Sesimi buradan duy, Karadeniz'den. Artvin'den, Rize'den, Trabzon'dan, Giresun'dan, Ordu'dan, Samsun'dan duy. Yılmıyorum. Korkmuyorum. Bir milim geri adım atmıyorum, bir milim. Hakkımda ne planlar yaparsan yap. Sosyal medya trolleriyle çalışanlar… Sizi gidi sizi. Sizi korkaklar sizi. Gazeteci görünümlü tetikçilerle çalışıyorsunuz. Televizyonlarda iftira atıyorsunuz. Ne yapıp edip, Ekrem İmamoğlu'nu siyasetin dışına atmaya çalışıyorlar. Yahu ‘ahmak davası’ olmadı, ahmak davası. Az önce Seyit Torun başkanıma dedim ki; ‘bugün gene buradasın, bir VİP vakası daha yapma bize’ dedim. Ordu'dan ‘VİP davası’ yetmedi bunlara. Uydura uydura gidiyorlar. Şimdi diplomama göz koydular, diplomama. Diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Hem de Saray’dan, ona buna telefon açtırarak, ona buna zorlayarak. Her yerden dinliyorum, her yerden. Allah'tan dürüst insanlar bu ülkede hala o kadar çok ki. Bunların hepsi var ya, hepsi. Böyle koca dev olsa cürmü kadar yer yakar, cürmü kadar.

"Kendi gazetelerine, kendi trollerine söyletiyorlar"

Sevgili Trabzonlular, değerli Karadenizliler; aylardır, yıllardır her şey sizin gözünüzün önünde. Her şeyi duyuyor, işitiyor. Yahu etmediklerini bırakmadılar. Yahu bizi havalimanının salonundan içeri bile almamaya çalıştılar. Seçimi elimizden aldılar, seçimi. Bunu unutmayın. Bakın; o günden bugüne muhtelif davalar açtılar. Ekrem aşağı, Ekrem yukarı. Altı senedir hakkımda açılmış davalar, soruşturmalar… Büyükşehir Belediyesi’ne altı senede 1200 teftiş denetim olur mu? 1200. Onların 25 senesinde 200 tane. Bakın; 1200. Bakıyorlar, bakıyorlar bir yere gidemiyorlar. Hepsi temelsiz, kanıtsız, zorlama işler. Ama dertleri büyük. Şimdi yarım yamalak iddialarla dolduracaklar bir torbaya, Ekrem İmamoğlu'nu suçlayacaklar. Hem de ‘suç örgütü’ suçlamasını bana hazırlıyorlarmış? Suç örgütü kurmak. Hepsi denetlenmiş belediye, iş ve işlemleri, ihaleleri. Etrafındaki insanları suçlu gösterecekler. Planları, hesapları bu. Kendi gazetelerine, kendi trollerine söyletiyorlar. Beni oyundan çıkaracaklarmış. Ellerinden geleni ardına koymayacaklarmış.”

“Yalan, dolan projeleriyle, stratejilerle beni saf dışı bırakmanın peşindeler"

Kirli işler yapıyorlar. Siyaseten beni yenemiyorlar. Benim başımı öne eğdiremiyorlar. Güya polisin eliyle, benim başımı öne eğdireceklermiş. Benim polis kardeşlerimin elini kullanacaklar aklı sıra. Yani sözüm ona, bizi milletin önünde güya küçük düşürecekler. Kirli hesaplarla, ülkeyi karıştırma peşindeler. Hayale sığmayacak şekilde, yalan, dolan projeleriyle, kafasında dönen stratejilerle beni saf dışı bırakmanın peşindeler. Hatta bunu, mümkünse 23 Mart'tan önce yapmak istiyorlar. Dertleri ne? Vatanı mı düşünüyorlar? Milleti mi düşünüyorlar? Dertleri koltuk, koltuk, koltuk. İşin içinde savcılık var diye kimse aldanmasın. Ortada hukuki bir mesele yok. Ortada, iktidardaki bir avuç insanın siyasi beka meselesi var. Muhalefetin elini kolunu bağlayarak, seçim kazanmanın peşindeler. Koltuklarını korumanın peşindeler. Bizim başımızı ağrıtacak aday kim? Ekrem İmamoğlu. ‘Var mı başkası; bak sonu bu olur’ diye gözdağı vermek istiyorlar. Erdoğan'a karşı seçimi kazanma ihtimalini, bu milletin aklından söküp almak istiyorlar.

“Bu artık benim şahsi meselem olmaktan çıktı"

Sevgili dostlar dünyada böyle rejimler var. Bütün hukuk dışı, gayrimeşru yöntemleri kullanarak, muhalefeti etkisizleştiren, göstermelik seçimler yapanlar ve birtakım zalimlikleriyle ömür boyu koltuktan kalkmama hedefini koyan ülkeler var. Ama sonra ne oluyor? Etrafımızda da görüyorsunuz. Eninde sonunda devirleri bitiyor. Ama geriye büyük bir enkaz bırakıyorlar. Ülkelerini yıkılmanın, parçalanmanın eşiğine götürüyorlar. Toplumların vicdanlarında büyük yaralar açıyorlar. Vatandaş olma bilincini, millet olma duygusunu zedeliyorlar. İşte ülkemiz, böyle bir tehdide doğru gitmenin eşiğindedir. Durum, son derece ciddidir. Bunu ciddiye alacağız. Ciddiye alacağız ve bu kritik süreci hep beraber takip edeceğiz.

Bunlar, bizi sindirme peşindeler. Ama şu kardeşiniz buradan söylüyor: Ben, her koşulda diyeceğimi derim. Nefes aldığım sürece, sesim çıktığı sürece; adaletsizliğe, zalimliğe direnirim. Ama bu, artık benim şahsi meselem olmaktan çıkmıştır. Muhalefete aday gösterme hakkı bile tanımayan bu iktidarın sonraki adımları, ülkemize büyük acılar yaşatır. Bu kadar acı yeter. İktidarın siyasi hesapları uğruna, bu milletin çektiği acıları yeter. Artık hepimizin aklımızı başımıza alma vakti. Bu milleti topyekun birleştirmenin, bütünleştirmenin yolunu bulma vakti. İktidarın, elini yargıdan çekmesiyle başlar bu süreç. Ne yapacaklarına kendileri karar verecekler. Seçimi kazanmak için her yolu mubah görecekler. Her yolu mubah gördükleri için de vatandaşa her türlü sıkıntıyı çektirecekler.

"Ekrem İmamoğlu, onun için niye tehlike?"

Sevgili dostlar; hep birlikte bu dönemde cesaretle yol yürümenin birinci günü, 23 Mart'tır. Derdi ne biliyor musunuz? Esasen derdi ne? Ekrem İmamoğlu, onun için niye tehlike? Çünkü Ekrem İmamoğlu; milletini arkasına alıp, milletinin duasıyla, anaların duasıyla, babaların duasıyla, gençlerin enerjisiyle, hanımefendilerin, beyefendilerin yoldaşlığıyla beraber, 2014’ten bu yana, bu kardeşiniz, onu 4 kez yendi, 4 kez. Son seçimde o, kendisi, 17 bakanı, İstanbul'u sokak sokak arşınladı. Her yerde günde 7-8 tane mitingler yaptılar. Ne oldu? İstanbullu, 2019’un 23 Haziran’ında 806 bin oy fark atmıştı. Şimdi, 1 milyonu aştı. 1 milyon kez demokrasi tokadı vurdu. Buradan 23 Mart'ta bu yolculuğa çıkarken, büyük bir inançla, beşinci kez…”

İktidarı daha önceki seçimlerde 4 kez yendiğini söyleyen İmamoğlu, vatandaşlara da “Beşinci kez bana yol arkadaşlığı yapmaya, yarenlik yapmaya ve bu beşinci kez yapacağımız seçimde, bu iktidarı, bu düzeni, bu sistemi, artık bu rejimi Türkiye'nin tarihinden silmeye, demokratik parlamenter düzeni bu ülkeye tekrar getirmeye, bu yola çıkmaya bütün Karadeniz hazır mı? Hep birlikte kazanmaya, milletimizi ikna etmeye, bu yolculuğa hep birlikte çıkmaya hazır mı? 23 Mart'ta, hep birlikte, üyelerle coşa coşa, ön seçimde oy kullanmaya, ‘bir kişi bile eksik kalmayacak’ diyerek inançla, demokrasi bayramı yaşamaya hazır mı?” diye seslendi. Vatandaşlardan “Hazırız” yanıtını alan İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Beyaz gömleğim var ya bu beyaz gömleğim; ne yaparsanız yapın, buna toz zerresi kadar leke düşüremeyeceksiniz. Ne yaparsanız yapın, bu bileği dört kez bükemediniz, hiç bükemeyeceksiniz. Ben, 3 Haziran 1971 Trabzon doğumlu Ekrem İmamoğlu. 16 milyon vatandaşın yaşadığı İstanbul'un Belediye Başkanı; korkulu rüyanız… Varlığımla da icraatlarımla da sizi korkutuyorum, korkutmaya devam edeceğim. Sizi, çocuklarımız mutlu olsun diye korkutuyoruz. Yurt açıyorum diye korkuyorsunuz. Gençler nefes alacak diye korkuyorsunuz. Emeklilere destek oluyorum diye korkuyorsunuz. Kent lokantası açıyorum diye korkuyorsunuz. Misli misli fazla metro yapıyorum diye korkuyorsunuz. Millet icraat nedir görecek, foyanız ortaya çıkacak diye korkuyorsunuz. Milletin hakkını millete veriyorum diye korkuyorsunuz. Ödünüz patlıyor. Siz, milletten korkuyorsunuz, milletten. Onun için dört kez yendim, beşinci kez de yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Hodri meydan”

"Bu bileği dört kez bükemediniz, hiç bükemeyeceksiniz"

(Bu sırada bir vatandaş, kalabalık içinden, elindeki büyük bir turpu İmamoğlu’na ulaştırdı.) Bak Cumhurbaşkanı; vatandaş sana Karadeniz'den, turpun büyüğünü gösteriyor, turpun büyüğünü. Aha o da Ekrem'in yanında, bak turpun büyüğü burada. Onun da heybesinde varmış! Beşinci kez bana yol arkadaşlığı yapmaya, yarenlik yapmaya ve bu beşinci kez yapacağımız seçimde, bu iktidarı, bu düzeni, bu sistemi, artık bu rejimi Türkiye'nin tarihinden silmeye, demokratik parlamenter düzeni bu ülkeye tekrar getirmeye, bu yola çıkmaya bütün Karadeniz hazır mı? Hep birlikte kazanmaya, milletimizi ikna etmeye, bu yolculuğa hep birlikte çıkmaya hazır mı? 23 Mart'ta, hep birlikte, üyelerle coşa coşa, ön seçimde oy kullanmaya, ‘bir kişi bile eksik kalmayacak’ diyerek inançla, demokrasi bayramı yaşamaya hazır mı? Sevgili dostlarım; ben buradayım, Trabzon'dayım. Beyaz gömleğim var ya bu beyaz gömleğim; ne yaparsanız yapın, buna toz zerresi kadar leke düşüremeyeceksiniz. Ne yaparsanız yapın, bu bileği dört kez bükemediniz, hiç bükemeyeceksiniz, bükemeyeceksiniz.

"Ant olsun yeneceğim"

Ben, 3 Haziran 1971 Trabzon doğumlu Ekrem İmamoğlu. 16 milyon vatandaşın yaşadığı İstanbul'un Belediye Başkanı; korkulu rüyanız… Varlığımla da icraatlarımla da sizi korkutuyorum, korkutmaya devam edeceğim. Sizi, çocuklarımız mutlu olsun diye korkutuyoruz. Yurt açıyorum diye korkuyorsunuz. Gençler nefes alacak diye korkuyorsunuz. Emeklilere destek oluyorum diye korkuyorsunuz. Kent lokantası açıyorum diye korkuyorsunuz. Misli misli fazla metro yapıyorum diye korkuyorsunuz. Millet icraat nedir görecek, foyanız ortaya çıkacak diye korkuyorsunuz. Milletin hakkını millete veriyorum diye korkuyorsunuz. Ödünüz patlıyor. Siz, milletten korkuyorsunuz, milletten. Onun için dört kez yendim, beşinci kez de yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Ant olsun yeneceğim. Hodri meydan. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak, Türkiye kazanacak. Milletin hakkı, milletin olacak.”

İmamoğlu, konuşmasının ardından çalan müziğe eşlik ederek, konuşma yaptığı platformda bulunan arkadaşları ve alanı dolduran vatandaşlarla birlikte horon vurdu.

 


“Maddenin doğasının algılarımızla çelişiyor gibi görünmesi insanları rahatsız ediyor”