06 Kasım 2024 20:22
T24 Haber Merkezi
TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile “kayyım gündemli” görüşme gerçekleştirdi. Gazeteciler İmamoğlu’na, Esenyurt Belediye Başkanı Özer’in tutukluğuna yapılan itirazın reddedilmesi yönündeki görüşlerini sordu. İmamoğlu soruyu, “Neresini, hangi kısmını anlatayım, şahsımla ilgili kısmı mı anlatayım ya da sadece Prof. Dr. Özer'in tutuklanma süreciyle ilgili, daha mahkemeye konu intikal etmeden, daha savcılık iddianamesi çıkmadan atılan manşetleri mi? Hepsi bir garabet. Yani hukuk mahkemede mi görülüyor, yoksa Ankara'da bir başka ofiste mi yazılıp çiziliyor" diye yanıtladı.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasi parti liderleriyle dün Ankara’da yaptığı “kayyım gündemli” görüşmelerinin bir benzerini Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan ile gerçekleştirdi. Fatih’teki YRP Gençlik Kolları İl Başkanlığı binasında bir araya gelen İmamoğlu ve Erbakan, yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından kameraların karşısına geçti. Erbakan’a, Ankara’da görüşmek için davetiye gönderdiklerini belirten İmamoğlu, “Kendileri İstanbul'da olunca, ‘Burada görüşebiliriz’ şeklindeki kabulleriyle buradayız” dedi. İkili görüşmede Erbakan’ı Esenyurt’ta ve diğer şehirlerde yaşanan kayyım süreciyle ilgili bilgilendirdiğini aktaran İmamoğlu, “Hem kayyım öncesi yaşananların hem kayyım sonrası yaşananların bu ülkenin demokrasisine, bu ülkenin hukukuna, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına hiçbir şekilde uygun bir durum olmadığını, gerçekten başımızı öne eğdiğini ve milletimize büyük bir üzüntü verdiğini, seçme ve seçilme hakkıyla ilgili olarak insanlarımızın inancını ve güveninin kaybına sebep olduğunu ifade ettim” diye konuştu.
Mardin, Batman ve Halfeti’deki kayyım atamaları ile birlikte sürecin boyutunun yukarı taşındığını belirten İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
“Ne yazık ki, iktidara mensup kişilerin, ‘Bu süreçler devam edecek’ tarzında, yetki ve alanları olmamasına rağmen pervasızca birtakım tariflerinin de ülkemiz adına yine büyük bir ayıp olduğunu anlattım. Tabii Sayın Genel Başkanımızı ve diğer genel başkanları da ziyaretimizde, bu meselenin şu anda var olan ilk Anayasa maddesi değil, ama daha sonra oluşan kanun maddesi ve kanun hükmünde kararname maddeleriyle beraber yaratılan, gerçekten kötü bir tasarımla oluşan maddede doğan boşlukla beraber, iki dudak arasında, tabiri caizse süreç işletilmekte. kayyım ataması olabilir. Bazı hallerde, belediye başkanlıkları görevden alınabilirler. Ama sonraki uygulamalar daha da kötü. Bir meclis var ortada, ama meclisin hükmü yok. Meclis, kendi içinden başkan ya da başkan vekili seçebilir. Kanunda bunun yeri var. Ama bırakın seçmeyi, meclis üyeleri belediye binasına giremiyor. Ve bu konuyu da normalmiş gibi; kamunun bürokratları, mülki amirleri, ne yazık ki tabiri caizse barikatlarla, polisle, belediyeleri sararak, izole ederek uygulamaya gayret ediyorlar"
Düşülen durumun hukuken garabet olduğunu ifade eden İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Ülkemizin itibarı açısından kötü. Yaşatılan, belediyelerde görünen o ortamlar kötü. Yani hiçbir şekilde, hiçbirimizin, hukuka inanan, adalete inanan, demokrasiye inanan hiç kimsenin kabul edemeyeceği görüntüler. Bu kapsamda, mutlak Meclis’in bu işe duyarlı olmasını ve bir anayasa maddesi düzenlenmesiyle ilgili, kanun maddesi düzenlenmesiyle ilgili bir sürecin çalışılması gerektiğini, TBB encümenimizde böyle bir görüşün ortaya çıktığını kendileriyle paylaştım. Temelde amacımız; bundan sonra, eğer uygun görürlerse siyasi partilerimiz, TBB’nin hazırlayacağı taslağı onlara da sunarak, onların da hazırladıklarını alarak, bütünleşik bir biçimde bütün partilerin imza attıkları bir şekliyle, bu kanun maddesinin düzenlenmesi ve bu hak savunuculuğunun sadece iki partiye değil, bundan sonra hangi partiye ait belediyeye yapılırsa yapılsın, yerel yönetimcilerin, yerel yönetim demokrasisinin, hukukunun korunması adına bir sağlam sürece erişmesini arzu ettiğimizi ifade ettik. Kendileri de olumlu yaklaşımlarıyla bizleri mutlu ettiler"
“Türkiye'de, son birkaç gün içerisinde özellikle yaşadığımız bu belediyelerdeki gelişmeler ve kayyım atamaları konusunda bir istişare ve görüşme oldu” diyen YRP Genel Başkanı Erbakan da özetle şu ifadeleri kullandı:
“Kendilerinin de belirttiği gibi, dün Ankara'da siyasi parti genel başkanlarıyla görüştüler. Bugün de burada, biz kendileriyle görüştük. Biz de kendilerinin bu endişelerine katıldığımızı ve bu yapılan kayyım uygulamalarıyla ilgili, biz de YRP olarak bu uygulamaların uygun olmadığına, hukuki olmadığına, bir haksızlık içerdiğine inandığımızı kendilerine ifade ettik. Bizim YRP olarak söylediğimiz; bir defa bir belediye başkanı, tabii ki bir suç işlerse, bunun bir karşılığı olacaktır. ‘Belediye başkanları hiçbir zaman suç işlemez’ demek doğru bir yaklaşım değildir. Ancak, bir suç işlendiği zaman, onun bir yargı kararıyla, kesin bir hükümle sabit hale gelmesi ve bunun arkasından bu yargı kararı verilip de kesin hüküm ortaya çıktıktan sonra da bu belediye başkanı görevinden alındığı takdirde, orada yine seçilmiş olan, milletin iradesiyle, halkın iradesiyle seçilmiş olan belediye meclis üyelerinin yapacağı bir seçimle bir belediye başkan vekilinin, belediye meclis üyeleri tarafından seçilmesi. Millet iradesine saygı bakımından, hukuka uygunluk bakımından daha uygun olacağını düşünüyoruz.
İstanbul milletvekilimiz Doğan Bekin Bey de bir yasa teklifini Meclis’e sunduğunu ifade eden Erbakan, şu ifadeleri kullandı: "Sayın Başkan’ın da ifade ettiği gibi; diğer siyasi partilerin de görüşleri alınarak, TBB hukukçularının da tavsiyeleri, görüşleri alınarak bir ortak zeminde buluşulabilir. Ve hep birlikte, ortak bir teklif olarak da bu sunulabilir. Ama bu 2016’da yapılan, eklenen madde, burada millet iradesine maalesef haksızlık yapıyor, millet iradesini çiğniyor. Ve hukuka aykırı bir yaklaşım oluyor. Bundan sonra da bu doğrultuda yapılacak olan çalışmalara destek olacağımızı kendilerine ifade ettik. Ve burada aslında, özellikle doğu ve güneydoğudaki atılan adımlar, burada DEM Parti’nin daha da güçlenmesine, daha da büyümesine yol açacak adımlar oluyor. Ayrıca malum örgütün de aslında arayıp bulamadığı bir, tabiri caizse malzemeyi de kendilerine vermiş oluyoruz. Onlara da diyorlar ki, ‘Efendim işte görüyorsunuz siyasi yollar bize kapalı. Siyaset yapılmasına müsaade edilmiyor. Öyleyse biz silahlı mücadele yapalım. Gelin siz de dağa çıkın’ demesine fırsat sağlamış oluyoruz. Bu bakımdan da son derece sakıncalı. O nedenle bu kanunun düzenlenmesi, gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bundan sonra da bu hedef doğrultusunda atılacak olan adımlara da destek olacağımızı ifade ediyoruz"
İmamoğlu, gazetecilerden gelen, Ahmet Özer'in tutukluluğuna itirazın reddedilemesine ilişkin ne düşündüğü sorusuna şu şekilde cevap verdi:
"Zaten hukuka dönük süreç işletilmesiyle ilgili kaygılarımızı daha önceki konuşmalarımızda da ilettik. Yani neresini, hangi kısmını anlatayım, bilemiyorum. Şahsımla ilgili kısmı mı anlatayım ya da sadece Prof. Dr. Ahmet Özer'in tutuklanma süreciyle ilgili, daha mahkemeye konu intikal etmeden, daha savcılık iddianamesi çıkmadan atılan manşetleri mi veya daha sonra atanacak kişinin 4-5 önce vali yardımcısı olarak atanmasını mı? Hepsi bir garabet. Yani hukuk mahkemede mi görülüyor, yoksa Ankara'da bir başka ofiste mi yazılıp çiziliyor, başka bir yerde mi bu tarifler yapılıyor noktasında takdiri milletimiz veriyor zaten. Hukuka olan insanların inancının bu kadar yerle bir edilmesi, milletimizin çok büyük oranda mutsuzluğu, huzursuzluğu ve moralsizliğine vesile olmakta. Bugün işte ne yaparsanız yapın, hangi programı uygularsanız uygulayın; enflasyon düşmüyor, yukarıya çıkıyor. Yoksulluk azalmıyor, artıyor. Bütün bu meselelerin özünde bahsettiğimiz, işte tam da hiç incelemeden, irdelemeden, süreci 7 saatte karara bağlama hızı, hukuka dair olan o kötü durumun bir özeti" (ANKA)
CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklandıProf. Dr. Ahmet Özer, 31 Mart seçimlerinde CHP ve DEM Parti'nin "kent uzlaşısı" kapsamında, CHP'nin Esenyurt adayı olmuş ve yüzde 49 oy oranıyla belediye başkanı seçilmişti. Özer, 30 Ekim sabahı hakkında yürütülen "PKK/KCK örgüt üyeliği" soruşturması kapsamında ev baskınıyla gözaltına alındı. Evinde, arabasında ve belediye binasında arama yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamasına göre, aynı zamanda akademisyen olan Özer'in, geriye dönük yapılan 10 yıllık inceleme kapsamında, görüştüğü 694 kişinin "örgüt mensubu olduğu" iddia edildi. Açıklamaya göre, belediye başkan adayı olduğunda adli sicili soruşturulan Özer'in, hakkında telefon dinlemesi uygulandığı, konuşma dökümlerinin oluşturulduğu, fiziki takibe alındığı ve hesap hareketlerinin incelendiği öğrenildi. Soruşturmanın üç ay önce başlatıldığı, Özer'in KCK'lı Remzi Kartal'la yapılan görüşmesinin ise çözüm süreci zamanı 2015'te gerçekleştiği öğrenildi.
Özer'in ifadesi: Hepsi uydurma, kayyım atanmasının alt yapısı oluşturulduÖzer, yaklaşık 12 saatlik gözaltı süresinin ardından gece yarısı "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklandı. Hakimlik ifadesinde suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Özer, "Ben 1,5 milyonluk şehrin belediye başkanıyım, çağrılsaydım koşa koşa ifade vermeye gelirdim. Bunların hepsi uydurma, zorlama siyasi atraksiyonlar ile görevden alınmam için uydurulmuştur. Kayyım atanmasının alt yapısı oluşturulmuştur" dedi. Özer, "10 yıldan fazladır CHP'ye mensubum, en son seçimde aday oldum, İmamoğlu'nun danışmanlığını yaptım, Devlet Planlama Teşkilatı'nda Recep Yazıcıoğlu ile görev yaptım, bugüne kadar bir şey yok, 10-15 yıl önceki bir takım olaylar gündeme getirilerek görevimden uzaklaştırılmaya çalışılıyor" diye ifade verdi. "Terör örgütüyle bağını" gösteren “en önemli görüşme” başsağlığı konuşmasıymışİstanbul Başsavcılığı’nın Özer hakkındaki tutuklamaya sevk yazısında, Özer’in “Terör örgütüyle bağını gösteren en önemli telefon konuşmasının”, üç kardeşi hakkında "örgüt üyeliği"nden işlem yapılan Mehmet Kaya isimli kişiyle, annesinin vefatından sonra başsağlığı için yaptığı telefon görüşmesi olduğu belirtildi. Savcılık ifadesi sürerken "Esenyurt Belediyesi'ne kayyım atandı" iddiasıÖzer'in savcılık ifadesi sürerken, İçişleri Bakanlığı tarafından Esenyurt Belediyesi'ne Beşiktaş Kaymakamı Oğuzhan Bingöl'ün kayyım olarak atandığı öne sürüldü. Haber ilk olarak, Sabah gazetesi ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik tarafından servis edildi. Ancak Atik, 15 dakika sonra yeni paylaşımda düzeltmeye gitti. T24'e açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Biraz evvel TBMM'de iktidar kulisinde konuştuğumuz İçişleri Bakanı böyle bir işlemin yapılmadığını söyledi. Ancak Sulh Ceza Hakimliği'nden tutuklama kararı çıkarsa daha sonra işleme bakacaklarını ifade etti. Biz hepimiz bu memlekette bu cümlelerin satır aralarının ne anlama geldiğini biliyoruz" dedi.
Avukatı: Kiracısı olan öğrencinin amcasının 'davası var' diye ilişkili gösteriliyorT24'e açıklama yapan Ahmet Özer'in avukatı Şevket Tuci, "Müvekkilimize kumpas kurulduğu açık. Örneğin Mehmet diye biriyle görüşüyor. Mehmet'in kardeşi örgütle ilişkili ama Mehmet'in sicili temiz, bundan suçlanıyor. Mesela Ahmet Özer evini kiraya veriyor. Kiralayanlar öğrenci, ev kirasını da öğrencilerden birinin amcası ya da babası. Kirayı ödeyen kişinin örgütten davası var diye bununla ilişkili gösteriliyor" dedi. Tutuklanan Ahmet Özer hakkındaki “en önemli görüşme” başsağlığı konuşması çıktı
Beyoğlu Kaymakamı özel onaylı terfi aldı, bir gecede vali yardımcısı olup kayyım atandıÖzer'in 30 Ekim'de tutuklanmasının ardından 31 Ekim sabajı yerine kayyım atandı. Önceki geceye kadar Beyoğlu Kaymakamlığını yürüten Can Aksoy’un kayyım olarak atandığı İçişleri Bakanlığı’nca duyuruldu. Esenyurt Belediyesi’ne Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy’un getirilmesi kararı sonrasında Aksoy, İçişleri Bakanlığı’nca özel vekalet onayı ile İstanbul Vali Yardımcılığı’na terfi ettirildi. Vekaletli terfi onayının İstanbul Valiliği’ne ulaşmasının ardından, bu kez valilik onayı ile Esenyurt Belediye Başkanlığı’na kayyım atandı.
|
© Tüm hakları saklıdır.