Gündem

İmza kampanyası için çağrı: "Korona günlerinde de kadınlar birlikte güçlü!"

13 Nisan 2020 13:31

"Korona Günlerinde de Kadınlar Birlikte Güçlü!" sloganıyla imza kampanyası başlatan kadınlar, Türkiye'de salgının etkisini gösterdiği mart ayında geçen yıl 1804 aile içi şiddet olayının yaşandığını, bu yıl ayda ise sadece ihbarda bulunulan vaka sayısının 2 bin 493'e yükselerek geçen yıla göre yüzde 38.2 artış gösterdiğini açıkladı.

Zorunlu olmayan sektörlerde üretimin durdurulmasını ve çalışanlara ücretsiz izin verilmesi talep edilen kampanyada ev işlerinin sadece kadınların işi olmadığı vurgulanarak, "O evlerde sadece biz yaşamıyoruz. Ancak korona günlerinde evin temizliğinden, yemeğe, okula gitmeyen çocuklarla ilgilenmekten yaşlıların bakımına tüm işler bizim omuzlarımızda" dendi.

Sadece İzmir'de 11 sağlık çalışanının testinin pozitif çıktığı ve bir hekimin öldüğünün hatırlatıldığı kampanyada, "Sağlık çalışanlarının koruyucu ekipmanları sağlansın, yaygın test uygulansın, sağlık çalışanlarının çocuklarının bakımı için devlet sorumluluk alsın, virüsün evlere yayılmasını önlemek için sağlık çalışanlarının barınma sorunu çözülsün!" çağrısı yapıldı. KHK ile işten çıkarılan, beraat eden veya atama bekleyen sağlık çalışanlarının hemen göreve başlatılması talep edildi.

"Karantinada 6284 hayat kurtarır!" denilen açıklamada "Kadınlara şiddet uygulayanların cezaevinden erken çıkmasını sağlayacak infaz düzenlemesi gündemdeyken kimse salıverilen şiddet faillerinin nasıl denetleneceğini, hele salgın sürecinde kadınların güvenliğinin nasıl sağlanacağını konuşmuyor" ifadeleri kullanıldı. 

Şu ana kadar 130 örgütün imzaladığı kampanyanın tam metni şu şekilde:

"Evde kalan, çalışmak zorunda olduğu için evde kalamayan, işinden olan, kalacak evi olmayan, evde kalsa da güvende olmayan, evini bırakıp buraya iltica etmiş olan, yasal statüsü olmayan, LGBTİ+ kimliğinden veya yöneliminden dolayı evde baskı gören, ev işinden çıldıran, evinin kirasını ödeyemeyen, evinden atılan, evdeki herkese bakması beklenen, yalnızlaşan ya da kalabalıktan nefes alacak yer bulamayan biz kadınlar korona günlerinde de birlikte güçlüyüz, birbirimizin güvencesiyiz! Salgının önlenmesi için kapanmamız beklenen evlerde şiddete uğramamayı, ücretli izinle ve güvenceli şekilde evde kalabilmeyi, evin tüm iş yükünü çekmemeyi, bu süreçte alınan önlem ve yükseltilen taleplerde dikkate alınmayı ve çok daha fazlasını hak ediyoruz. Yaşamak için evde kalmak, evde kaldığımız için yoksulluktan ve erkek şiddetinden ölmemek için sesleniyoruz:

1- Üretim durdurulsun, zorunlu olmayan sektörlerde çalışanlara ücretli izin! 

Evde kalamıyoruz. Çünkü “çarklar dönmeye devam edecek” diyenler evde kalmamızın koşullarını yaratmak yerine hayatlarımıza kastediyor! Birçoğumuz hala dışarıda çalışmaya devam etmek zorundayız. En güvencesiz işlerde çalıştığımız için evden çalışma, ücretli izin olanaklarına sahip değiliz. Bu güvencesizlik seks işçisi veya mülteci ve göçmen kadınlar için katlanarak artıyor. Tekstil sektörü gibi zorunlu olmayan sektörlerde hala çalıştırılıyoruz. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu hizmet sektörünün bir kısmı çalışmaya devam ettiği gibi, pek çoğunda çalışanlar ya işten çıkarıldı ya da ücretsiz izne çıkarıldı. Bir yandan yoksullaşırken bir yandan üzerimize bindirilen ödeme yüküyle başa çıkamıyoruz. Küresel salgın tehlikesi bitene kadar, çeşitli ülkelerde olduğu gibi, elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet ücretsiz olmalı, kira bedelleri alınmamalı, ücretsiz gıda yardımı yapılmalı. Bu süreçte çalışması zorunlu olan sağlık gibi sektörlerde çalışanların ise iş yükünün artmaması ve salgının yayılmaması için de üretimin durdurulması gereklidir. İşten çıkarılanlar için koşulsuz işsizlik maaşı, zorunlu olmayan sektörlerde çalışan herkese derhal ücretli izin istiyoruz! Çalışması zorunlu olan sektörlerin çalışanlarına ise yeterli ekipman sağlanmasını, yaygın test uygulanmasını, can güvenliğimizin sağlanmasını istiyoruz!

2- Ev işi herkesin işi!

O evlerde sadece biz yaşamıyoruz. Ancak karantina günlerinde evin temizliğinden, yemeğe, okula gitmeyen çocuklarla ilgilenmekten yaşlıların bakımına tüm işler bizim omuzlarımızda. Kadınların ev içindeki görünmeyen emeği katlanarak artıyor. İşe gitmedikleri için evde kalan erkekler ise kendilerini o evlerde misafir hissetmeye meyilli. Bir engeli olmayan herkes zorunlu olan tüm temizlik, bakım gibi işleri eşit biçimde üstlenmelidir! Her fırsatta kadınlarla erkeklerin eşit olmadığını söyleyen yöneticiler bu eşitsizliğin derinleşmesinden sorumludur. Bunun değişmesi de ancak eşitliği önceleyen bir bakış açısının, her türlü iletişim aracıyla, toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılmasıyla mümkün. 

3- Karantinada 6284 hayat kurtarır!

İçine kapandığımız evler, öldürülen kadınların yüzde yetmiş beşinin cinayet mahalli. Yani pek çoğumuz için en tehlikeli yer. Buna rağmen Hâkim ve Savcılar Kurulu kadınların en önemli güvencesi olan 6284 sayılı Kanunu neredeyse askıya alan bir karar verdi ve şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılmasını zorlaştırdı. Kadınlara şiddet uygulayanların cezaevinden erken çıkmasını sağlayacak infaz düzenlemesi gündemdeyken kimse salıverilen şiddet faillerinin nasıl denetleneceğini, hele salgın sürecinde kadınların güvenliğinin nasıl sağlanacağını konuşmuyor. 6284 askıya alınacağına erkek şiddetinin arttığı bu dönemde daha etkili uygulanmalı, uzaklaştırma kararlarının alınması zorlaşmak yerine kolaylaşmalı ve denetlenmeli, kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin öngördüğü şekilde önleyici ve koruyucu mekanizmalara erişebilmeli!

4- Erkek şiddeti artarken yetkililer ne yapıyor?  

Dünyanın farklı yerlerinde çeşitli örnek uygulamalar görüyoruz. Fransa İçişleri Bakanlığı süpermarketlerde kadınlar için başvuru/danışma standları açıyor. Avustralya hükümeti korona virüsü krizi nedeniyle artan şiddeti önlemek ve mağdur kadınları desteklemek üzere 92 milyon dolarlık bir destek paketi hazırladı. Merak ediyoruz: Erkek şiddeti geçen yılın aynı ayına oranla %38,2 artmışken örneğin Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ne yapıyor? ALO 183 hattının acil şiddet hattına dönüştürülmesi veya kadına yönelik şiddetle ilgili acil hat oluşturulması gerekiyor. Aynı şekilde ALO 155’in gerekli hemen ihbarları alması ve vaktinde müdahale etmesi şart. Çünkü şiddet failleriyle aynı evlerde kalmak zorunda bırakılan kadınların aramak için ikinci bir şansı olmayabilir. Sığınaklarda hem kadınların hem çalışanların sağlıklarının nasıl güvence altına alındığı konusunda şeffaf bir süreç işletilmeli, test yapılmalı. Korona krizinin, şiddet gören kadınların sığınaklara kabulünün önüne geçmemesi, bir yandan da salgın riskinin en aza indirilmesi için neler yapılıyor? Kalabalıkların bir arada kalmadığı, düşük kapasiteli daha fazla alternatif sığınma alanı sağlanmalı. Ama bunun yerine, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyumun sığınak başvurularını durdurması veya belediye hesaplarının bloke edilmesi örneklerinde olduğu gibi, yerel yönetimlerin girişimleri ve mevcut mekanizmaları dahi engelleniyor. Halbuki kadına şiddet ile ilgili belediyeler dahil sorumlu tüm kamu kurum ve kuruluşları acil koordinasyon birimi oluşturmalı. Artan erkek şiddetine karşı alanda çalışan kadın örgütlerinin de katılımıyla acil önlem planı hazırlanmalı, çünkü koronavirüse karşı mücadeleyi ayrımcılıkla, ötekileştirmeyle değil barış içinde, dayanışmayla kazanabiliriz!

5- Cezaevlerinde kimse virüsle baş başa bırakılamaz! Ama ya kadınların ve çocukların can güvenliği? 

Baroların ilgili komisyonları cezaevlerinin kapasitesinin çok üstünde tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu, hijyen koşullarının olmadığını açıkladı. Görüşlerin yasaklanmasıyla endişeli yakınları cezaevlerindekilerin durumlarından ancak haftada bir telefon konuşmalarıyla haberdar olabiliyor. Cezaevinde hücrede kalan ve yalnızlaştırılan trans mahpuslar için durum daha da ağır. Mahpusların sağlık hakkı için önlemler alınmalı, test uygulanmalı, dezenfektan, temizlik malzemeleri, maske, eldiven, kolonya verilmeli, su kotası kaldırılmalı, 24 saat sıcak su verilmeli. Yeterli sağlık hizmeti ve sağlıklı beslenme sağlanmalı, yemekler bunu gözeterek iyileştirilmeli. Karmakarışık ve son derece adaletsiz bir infaz düzenlemesiyle açık cezaevinde olan, kadınları veya çocukları yaralamış, öldürmüş, zarar vermiş olan erkeklerin cezaevinden çıkmasının önü açılırken kadınlara şiddete karşı başvurabilecekleri etkili bir koruma mekanizması sağlanmıyor. Koşullu salıverileceklerin veya izne çıkarılacakların nasıl denetleneceği, kadınların ve çocukların evlerine, bedenlerine ve hayatlarına yeniden musallat olmalarının nasıl engelleneceği açıklanmadan serbest bırakmak, kadınların koronadan değilse erkek şiddetinden ölmesine davetiye çıkarmaktır. Bir yandan da gazeteciler, siyasetçiler, politik tutsaklar sırf muhalif oldukları için virüse terk ediliyor. Çocuklu ve hasta mahpuslar arasında dahi bu ayrım yapılıyor. Cezaevlerindeki hasta ve yaşlı mahkumlar ile hamile ve çocuklu kadınlar ayrım gözetilmeksizin serbest bırakılmalı. Devlete karşı suç işlediği iddia edilenler, kronik hastalığı veya küçük yaşta çocuğu olsa bile salgın riskiyle karşı karşıyayken, bir kadını yaraladığı için cezaevinde olan erkekler o kadınların yaşadığı evlere hiçbir tedbir alınmadan geri gönderiliyor. Biz öncelikle yaşamı savunuyoruz. Cezaevlerinde kimse can güvenliklerinin sağlanamadığı koşullarda tutulmamalı, ama kendilerine şiddet uygulayan erkekler cezaevinde olduğu için rahat nefes alan kadınların can güvenliği de tehlikeye atılmamalı.

6.Hepimiz için, sağlıkçıların sağlığı korunsun!

Korona günlerinde halk sağlığı için en büyük mücadeleyi veren sağlık çalışanları büyük risk altında. Koruyucu ekipmanları yetersiz, yaygın test uygulanmıyor, hasta bilgileri saklanıyor. Sağlık sektörünün parçası olan, temizlik işçileri, hasta bakıcılar, sekreterler, laboratuvar teknikerleri, yemekhane personelleri sağlık iş kolunda görünmedikleri için bu süreçte hemşire ve doktorlar için alınan özel önlemlerden faydalanamıyor ve ayrımcılığa maruz kalıyor. Her an virüsün bulaşması ve bunun yayılmasına vesile olma endişesi ile yaşamaları yetmezmiş gibi evlerine gittiklerinde yemek, bulaşık, çamaşır ve diğer ev işleri ile çocuk ve yaşlı bakımı da üstlerine yıkılıyor. Bu şartlar altında nasıl önlem almaları ve kendilerini korumaları beklenebilir? Sağlık çalışanlarının koruyucu ekipmanları sağlansın, yaygın test uygulansın, sağlık çalışanlarının çocuklarının bakımı için devlet sorumluluk alsın, virüsün evlere yayılmasını önlemek için sağlık çalışanlarının barınma sorunu çözülsün! Ayrıca, KHK ile işten atılan, beraat eden, takipsizlik kararı verilen veya atama bekleyen sağlık emekçileri hemen ve hiçbir şart gözetmeden görevlerine başlatılsın!"

İmzacılar:

  1. 17+ Alevi Kadınlar
  2. 78’li Kadınlar
  3. Adalar Vakfı Kadın Çalışma Grubu
  4. Adana Kadın Dayanışma Merkezi ve Sığınmaevi Derneği (AKDAM)
  5. Altı Nokta Körler Derneği Kadın Meclisi
  6. Amazon Kadın ve Yaşam Derneği
  7. Anarşist Kadınlar
  8. Ankara Batıkent Yeni Yaşam Derneği'nden Kadınlar
  9. Antakya Kadın Dayanışması
  10. Antalya Biz Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Derneği
  11. Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği
  12. Antalya Kadın Platformu
  13. Antalyalı Feministler
  14. Barış Anneleri
  15. Başlangıç Kadın Meclisi
  16. BEKSAV Kadın Meclisi
  17. Birleşik Kürt Kadın Platformu / Platforma Yekitiya Jinên Kurd
  18. Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
  19. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği
  20. Çanakkale Kadın Dayanışması
  21. Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği ve Kadın Danışma Merkezi (ELDER)
  22. Çekim Yapan Kadınlar
  23. Çekmeköy Kadın Meclisi
  24. Datça Kadın Platformu
  25. DBP Kadın Grubu
  26. Demir Leblebi Fanzin
  27. Demokratik Alevi Derneği Kadın Meclisi
  28. Demokratik Toplum Kongresi Kadın Komisyonu
  29. Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
  30. Denizli Kadın Platformu
  31. Denizli Kadınlar Birlikte Güçlü
  32. Dersimli Kadınlar
  33. Dicle Amed Kadın Platformu
  34. Didim Kibele Kadın Derneği
  35. Dikili Kadın Platformu
  36. Dünya Kadın Yürüyüşü Türkiye Koordinasyonu
  37. erktolia
  38. Erzincan Katre Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği
  39. Eşit Yaşam Derneği
  40. Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu
  41. EŞİTİZ - Eşitlik İzleme Kadın Grubu
  42. EV-EK-SEN'li kadınlar
  43. Femin Art Uluslararası Kadın Sanatçılar Derneği
  44. Feminamfi
  45. Fethiye Kadın Danışma Dayanışma Derneği
  46. FKF’li Kadınlar
  47. Foça Barış Kadınları
  48. Foça Kent Konseyi Kadın Meclisleri
  49. Gaia Dergi
  50. Genç Lgbti+ Derneği
  51. Göç ve İnsani Yardım Vakfı'ndan
  52. Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu
  53. Halkevci Kadınlar
  54. Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü
  55. Havle Kadın Derneği
  56. Hayat Ağacı Kadın Kooperatifi
  57. HDK Kadın Meclisleri
  58. HDP Kadın Meclisi
  59. İlerici Kadınlar Meclisi
  60. İmece Ev İşçileri Sendikası
  61. İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi Kadın Komisyonu - İHD İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu - İHD İzmir Şubesi Kadın Komisyonu
  62. İRİS Eşitlik Gözlem Grubu
  63. İskenderun Kadın Platformu
  64. İşte Kadınlar Haber Sitesi
  65. İzmir Kadın Dayanışma Derneği
  66. İzmir Kadınlar Birlikte Güçlü
  67. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
  68. Kadın Emeği Kolektifi
  69. Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği
  70. Kadın Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği (Kased)
  71. Kadın Meclisleri
  72. Kadın Partisi
  73. Kadın Savunma Ağı
  74. Kadınlar Birlikte Güçlü - İstanbul
  75. Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM)
  76. Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)
  77. Kadınların Kurtuluşu
  78. Kampüs Cadıları
  79. Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği
  80. KAZETE-Bağımsız Kadın Gazetesi
  81. KESK kadın meclisi
  82. Kırkyama Kadın Dayanışması
  83. Kırmızı Biber Derneği
  84. Kocaeli Kadın Platformu
  85. KOSKA - Kuzey Ormanları Savunması Kadınları
  86. Koza Kadın Derneği
  87. Lambdaistanbul LGBTİ Dayanışma Derneği
  88. Lotus Kadın Dayanışma ve Yaşam Derneği
  89. Maltepeli Kadınlar
  90. Mardin Şahmaran Kadın Platformu
  91. MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu Kadın Meclisi
  92. Mersin Kadın Platformu
  93. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu
  94. Mezopotamya Kadın Kalemi Platformu / Platforma Pénûsa Jinén Mezopotamya
  95. Mor Dayanışma
  96. Mor Sarmaşık
  97. Muğla Emek Benim Kadın Derneği
  98. Muğla Karya Kadın Derneği
  99. Nar Kadın Dayanışması
  100. Özgür Genç Kadın
  101. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Kadın Komisyonu
  102. Rosa Kadın Derneği
  103. Samsun Kadın Dayanışması
  104. SODA – Sosyal Dayanışma Ağı
  105. Sosyal Haklar Derneği’nden Kadınlar
  106. Sosyalist Kadın Meclisleri
  107. Sosyo-politik Saha Araştırmaları Merkezi Kadın Grubu
  108. Süryani Kadın Derneği
  109. Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Merkezi
  110. Tevgera Jinên Azad (TJA)
  111. TMMOB Amed İKK Kadın Çalışma Grubu - İstanbul İKK Kadın Komisyonu - İzmir İKK Kadın Çalışma Grubu - Mersin İKK Kadın Çalışma Grubu - Şehir Plancıları Odası Kadın Komisyonu
  112. Trabzon Demokratik Kadın Platformu
  113. TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu
  114. Üniversite Kadın Meclisleri
  115. Üniversiteli Kadın Kolektifi
  116. Urfa İl Kadın Platformu
  117. Urfa Mezopotamya Kadın Kooperatifi
  118. Urfa Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği
  119. Van Barosu Kadın Komisyonu
  120. Van Mavigöl Kadın Derneği
  121. Van Star Kadın Derneği
  122. Xavasor Kadın Kooperatifi
  123. Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi
  124. Yeni Demokrat Kadın
  125. Yeniyol'dan Kadınlar
  126. Yeşil Feministler
  127. Yeşil Sol Kadınlar
  128. Yoğurtçu Kadın Forumu
  129. Zonguldak Kadın Platformu
  130. Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu