Figen A. Çalıkuşu*
Türkiye sorunlara çözüm olacak konulara karşı fazla sağır.
Türkiye’nin en temel sorunu fakirlik, yoksulluk.
Korona sonrası yoksulluk artık açık ara önde koşmaya başladı, en temel ve en önemli tek sorun hâline geldi.
Yoksullukla başa çıkmak istiyorsak hep beraber üç kez yüksek sesle “Aile Yardımları Sigortası” diye bağırmamız lazım.
Aile Yardımları Sigortası…
Aile Yardımları Sigortası…
Aile Yardımları Sigortası…
Aile Yardımları Sigortası olduğu takdirde ne olacak? Hiçbir aile benim gelir güvencem yoktur diye düşünmeyecek. Her ailenin sosyal devlette asgari bir gelir güvencesi olacak.
Sihirli formül: Her ailenin sosyal devlette asgari bir gelir güvencesi olacak.
Türkiye’de neden yok ?
Aslında var da yok… Şu demek; temel yasal çerçevesi var, uygulaması yok.
Çünkü Aile Yardımları Sigortası, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) kabul ettiği dokuz sigorta dalından biri; sekizi Türkiye’de uygulanıyor, dokuzuncusu uygulanmıyor.
Uygulanmayanı hangisi, işte bu Aile Yardımları Sigortası.
Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütüne üyedir ve her taraf ülke gibi sözleşmede sayılan dokuz risk için sigorta oluşturmak zorundadır.
Üstelik bu Sözleşme Türkiye’de 1974 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu dönemde, ekonomik istikrar, refah-sosyal güvenlik ve sosyal yardım programları evrensel bir nitelik kazanmış ve kurumsal temelleri daha da güçlendirilmiştir.
Sözleşmedeki dokuz risk; hastalık, analık, sakatlık, yaşlılık, işsizlik, iş kazası, meslek hastalığı, ölüm ve aile yükleridir.
Bunlardan yedisi uygulanırken 2000 yılından itibaren sekizincisi olan işsizlik sigortası da uygulanmaya başlandı.
En sonuncusu olan aile yükleri (yardımı) sigortası ise hep sürüncemede. Neden sürüncemede? Siyasal rant obezliğinden sürüncemede.
Oysa Aile Yardımları Sigortası çıktığı zaman ihtiyaç sahibi yoksul ailelere her ay iki bin lira gelir güvencesi verebilecek.
Siyasal iktidar bunu neden yapmıyor? Çünkü “siyasal rant” elde edemeden vermiş olacak…
Şu bilgi durumu netleştirecek:
Kemal Kılıçdaroğlu’nun döne döne anlattığı, CHP’nin yasa teklifi ile parlamentoya getirdiği aile yardım sigortası AKP engeli sebebi ile bir türlü hayat bulmuyor.
Açıklayayım:
1- Aile Yardımları Sigortası çıktığı zaman yoksulluk, devlet politikasının konusu olmaya başlar.
Siyasal rüşvet olmaktan çıkar.
Zaten refahın sağlanmasında devletin belirleyici işlevlerinden biri de yoksullara ve bakıma muhtaç olanlara yardım.
2- Böylece sadakanın ve hayırseverliğin yerini refah devleti kavramı alır. “Sadaka kültürü”nden “hak temelli” bir sosyal politika anlayışına geçiş.
Kılıçdaroğlu’nun ısrrarlı söylemiyle iktidarın gücü ile değil yasa güvencesi altında “onurlu”, sistematik, sürekli ve en önemlisi şeffaf bir para yardımıyla yoksul ve ihtiyacı olan ailelere ulaşmak, dokunmak ve sosyal hayata dahil etmek.
3- OECD genelinde bu yasa yürürlüğe girmeden önce yüzde 26.4 oranında imiş, bu devlet desteği ardından 2000’li yıllarda yüzde 10.6’a gerilemiş. Siyasi rant olma özelliği tamamen ortadan kalkmış.
4- Konunun en önemli ve ısrarlı takipçisi Kemal Kılıçdaroğlu konuyu şöyle somutlaştırıyor:
“Pek çok ülke her aileye geliri ne olursa olsun asgari gelir güvencesi 2 bin dolar vereceğim diyor, bin dolar vereceğim diyor, bin Avro vereceğim diyor, 500 Avro vereceğim diyor. Bunlar gelir güvencesi.
Nasıl yapıyorlar bunu?
Aile Yardımları Sigortasıyla. Niçin Aile Yardımları Sigortası var, neden olması lazım?
Çünkü sağ elin verdiğini sol el görmeyecek.
Çünkü yoksulluk yani ihtiyaç sahibi olan aile istismar edilmeyecek. Siyaseten istismar edilmeyecek.
Bizim partili, A partili, B partili diye bir ayrım yapılmayacak. Kişi diyecek ki ben aç ve açıkta kalmayacağım. Çocuğum da aç ve açıkta kalmayacak. Bizim asgari bir gelir güvencemiz var.
İşimiz mi yok, işimiz bittiyse devlet Aile Yardımları Sigortası. Tıpkı işsizlikte olduğu gibi Aile Yardımları Sigortasında da bu yoksul aileler, ihtiyaç sahibi aileler bir gelir güvencesine kavuşmuş olacaklar.”
Sonra ilave ediyor :
“Buradan şunu da söyleyeyim, ihtiyaç sahibi aile veya yoksul aile bir prim ödemeyecek. Yani sigorta primi ödemeyecek, onu da bilmelerini isterim, çünkü bu sigorta dalının özünde primi varlıklı kişilerden, kesimlerden alıyorsunuz.”
Sosyal yardım politikalarıyla fakirliği bitirmek yerine, yoksulluğu oya çevirmek isteyen AKP’nin bu garip ve itici tavrını en iyi Aile Yardımları Sigortası’nda açığa çıkıyor…
Yoksulluğa savaş açmak mı istiyoruz?
Fakirliği gidermek mi istiyoruz?
İstismar etmek yerine toplumda yoksul bırakmamak mı istiyorsunuz ?
O zaman hep birlikte tekrarlayalım:
Aile Yardımları Sigortası.
Aile Yardımları Sigortası.
Aile Yardımları Sigortası.
Bu hafta Sosyal Güvenlik Haftası…
Gelin ihtiyaç sahibi milyonlarca aileyi istismar etmeyin, yoksulluğa gerçek bir savaş açın…
Ve bu yasayı hayata sokun.
Ve ilk icraat olarak bu korkunç Korona günlerinde asgari güvence olarak ihtiyaç sahibi ailelere 2 bin TL’yi dağıtmaya başlayalım.
Bu yazı ilk olarak P24'te yayımlandı.