Dünya çapında 140 ülkede madencilik, enerji ve imalat sanayinde çalışan 50 milyon işçiyi temsil eden ve Türkiye’de de çok sayıda üyesi bulunan IndustriAll (Küresel Sanayi İşçileri Sendikası) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir protesto mektubu göndererek demokratik protesto eylemlerine karşı hükümetin uyguladığı şiddeti protesto etti. Mektupta hükümetin protesto eylemlerini bastırmak için kullandığı yöntemler “büyük zorbalık” ve “vahşi otoriter yöntemler” olarak nitelendi. Mektupta Başbakan Erdoğan’dan Türkiye’de temel insan haklarını açıkça hiçe sayan şiddeti acil olarak bitirmek için yapılan küresel çağrılara karşılık vermesi istendi.
IndustriAll Genel Sekreteri Jyrki Raina tarafından Başbakan Erdoğan’a yazılan mektubun tam metni şöyle:
Sayın Başbakan,
Size bu mektubu dünya çapında 140 ülkede maden, enerji ve imalat sanayiinde 50 milyondan fazla işçiyi temsil eden IndustriAll Küresel Sendika adına yazıyorum.
Türk sendikaları da küresel organizasyonumuzun, merkezi olarak önemli üyeleridir.
Barışçıl protestoculara 31 Mayıs’tan beri uygulanan büyük zorbalığı ve hükümetiniz tarafından uygulanan aşırı sert önlemleri takip etmekteyiz. Hükümetiniz tarafından gösterilen vahşi otoriter tepki tüm dünyada yayınlanmıştır ve her yerdeki IndustriAll üyeleri bu tavrınızı lanetlediler. Türkiye’deki kardeş çalışanların güvenliğinden artan bir endişe duymaktadırlar.
Bu mücadelenin sadece Gezi Park’ındaki bir çevre sorunu üzerine olmadığının, aynı zamanda daha geniş bağlamda, ifade özgürlüğü ve gösteri özgürlüğü başta olmak üzere temel haklar üzerine olduğunun farkındayız.
Beş büyük konfederasyon ve meslek örgütünün (DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB) barışçıl göstericilere, hükümetiniz tarafından polis gücüne uygulatılan acımasız şiddeti kınamak için bugün başlattıkları genel greve IndustriAll olarak tam desteğimizi veriyoruz.
Sivil toplumun yoğun baskısı sonucu, son seferi Cuma sabahı olmak üzere Taksim Dayanışma Platformu’nun temsilcileriyle birkaç kez buluştunuz ve hükümet sözcüsü zaten belediyenin Gezi Parkı’na alışveriş merkezi inşa etme kararına yürütmeyi durdurma kararı vermiş olan mahkemenin son kararına saygı duyacaklarını ve aksi yönde karar çıksa dahi referandum yapacaklarını belirtmişti. Sizinle yapılan görüşmeyi takiben Taksim Dayanışma Platformu tüm bileşenlerini, görüşmeyi tartışmak ve nasıl ilerleyeceklerine karar vermek için Gezi Parkı’na çağırdı. 15 Haziran Cumartesi günü son olarak, parktaki mücadelenin talepler karşılanana kadar devam ettirilmesine karar verildi.
Bu sırada göstericilere 24 saat içerisinde Gezi Park’ını boşaltmaları, aksi takdirde hükümetin gereğini yapacağı yönünde ültimatom verdiniz. Cumartesi gecesi, önceki duyuruların aksine polis güçleri parka geldiler, Taksim Meydanı’na çıkan bütün yolları kapattılar ve kalabalığa tazyikli su ve biber gazıyla saldırdılar. Beyaz gaz bulutlarıyla örtülü parka girdiler. Haberler yayılınca, şehrin hem Asya hem de Avrupa yakasında İstanbul halkı sokağa döküldü ve büyük gruplar halinde otoyolu trafiğe kapatarak Taksim’e yürüyüşe geçtiler. Polis yakın çevredeki otel ve hastanelere gaz bombası atmayı aralıksız sürdürdü.
Aşırı şiddet birçok insanın ölümüne ve yaralanmasıyla sonuçlandı. 55 kişi ağır yaralıyken, 91 kişi kafa travması geçirmekte ve Ankara, İstanbul, Eskişehir’de durumu kritik olan 5 kişi bulunmakta. 15 kişi bir gözünü kaybetti ve bir kişinin dalağı alındı. Türk Tabipler Birliği’ne göre, 13 bölgede toplam 7,478 kişi kamu ve özel hastanelere, tıp merkezlerine veya çatışma bölgesine yakın kurulan geçici kliniklere başvurdu.
Ayrıca bu konuyla ilgili olarak binlerce insan gözaltına alındı ve birçok protestocunun nerede olduğu, polis düzgün bir bilgi vermeden onları aldığından beri bilinmemektedir. Bütün şehirlerde milyonlarca insan hükümetin istifası talebiyle sokaklara döküldü. Bu harekete katılan insanların sayısının neredeyse 10 milyona ulaştığı basın tarafından söylenmekte ancak sayı daha da yüksek olabilir. Hükümet Gezi Parkı’na doğru olan bütün hareketlenmeleri durdurmakta ve göstericileri marjinal, illegal gruplar olarak hatta terörist olarak etiketlemektedir. 16 Haziran’da beş büyük konfederasyon ve meslek örgütü (DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB) hükümetin barışçıl göstericilere uyguladığı, temel hakların ihlali olduğu açık olan ağır saldırılarını protesto etmek için genel greve gitme kararı aldılar.
Türk insanlarının temel insan haklarını açıkça hiçe sayan şiddeti acil olarak bitirmek için yapılan küresel çağrılara karşılık vereceğinizi içtenlikle bekliyoruz.
Saygılarımla
Jyrki Raina
Genel Sekreter