İşe gelince robotla el sıkışmak ve dolu aküyle bekleyen otomatik çalışma arkadaşını işe koşmak ne kadar tuhaf bir düşünce değil mi? Trendin tam bu yönde olduğu da söylenemez. Emirle çalışan robotun başkasının elini sıkması akla daha yatkın geliyor. Alman Makine İmalatçıları Federasyonu'ndan, robotik ve otomasyon uzmanı Patrick Schwarzkopf, "insanla makine arasında bağımlı yaşama (simbiyoz) evresine girildiğini" ve "eldiven giyerek robotun ne hissettiğinin hissedilebileceğini" söylüyor.
İnsan – makine kaynaşması
Bu gibi çözümler uzaktan kullanımda yararlı olabiliyor. Örneğin radyasyonlu veya patlama tehlikesi bulunan bir bombanın olduğu yere insan yerine robot gönderilmesi daha akıllıca olur. Bu gibi durumlarda uzaktan kumandalı robotla onu kullanan arasında fiziki mesafe bulunması gerekirken, diğer sınırlar yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Geride bıraktığımız on yıllarda sanayi robotları montaj bandını ele geçirdi. Robotlar kaynak ya da boya yapabiliyor, vida sıkıyor ve parçaları birleştirebiliyordu. Ama bütün bunları kimse yaralanmasın diye kapalı ve sabit konumdayken yapabiliyordu. Şimdi çok daha hassas ve zeki makineler insan ile robot arasındaki sınırı kaldırmaya başladı.
Münih Fuar İşletmesi müdürü Falk Senger "Robot insana zor gelen işleri üstleniyor. İşçi daha iyi yapabileceği işe odaklanıp, örneğin yaratıcılığını kullanabiliyor. Sonunda ortaya şimdiye kadar tanımadığımız ve işgücüyle robotlardan oluşan çalışma ekipleri çıkıyor” diyor. 19 – 22 Haziran tarihleri arasında Münih'te düzenlenecek olan Automatica fuarında günlük hayatta kullanılan robot ve zeki makineler tanıtılacak.
Talep patlaması
Şimdiye kadar insan adalesinin güç sınırına kadar kullanıldığı işler şimdi "exo iskeletlerle" yapılabiliyor. Dayanak şeklindeki bu aygıtlar mekanik ve teknik özellikleriyle işçinin yükünü azaltıyor.
Fabrikalarda kullanılan robot ve iş akışı otomasyonuna olan talep hızla artıyor. Geçen yıl bu branşta hasılat rekoru kıran Alman işletmeleri 2018'den de umutlular. Robotik ve otomasyon satışlarının yüzde 9 oranında artarak 16 milyar Euro'ya ulaşması bekleniyor. Bu alanda da büyümeyi Çin sağlıyor. 2017'de Çin'e yapılan ihracat yüzde 60 oranında artmıştı. Makine ve tesislerin büyük bölümü ise sanayi işletmelerinin 4'üncü sanayi devrimine hazırlıklı olabilmeleri için Almanya'da inşa edilen dev fabrikalara yerleştiriliyor. Almanya, robot yoğunluğunda otomasyon derecesi en yüksek olan Avrupa ülkesi konumuna geldi. Otomasyona paralel olarak istihdamın da arttığı görülüyor.
Öncelikle otomotivde makine ihtiyacının artacağı belirtiliyor. Bunun nedeni, otomobil markalarının giderek elektrik motoru gibi alternatif transmisyon konseptlerine geçmesi. Elektrik motorları, melez motorlar ve modern aküler yeni makine ve imalat ünitelerinin geliştirilmesini gerektiriyor.
Çekince sadece Avrupa'da var
Otomasyonun artması işçi kesimini ise endişelendiriyor. Fabrikalarda çalışanların üçte ikisi yeni teknolojilerin mesleki gelişme açısından yeni fırsatlar da yarattığını söylemekle birlikte, 4'üncü sanayi devrimine geçişin dolgun ücretli ve nitelikli istihdama yarayacağına inananların oranı yüzde 50'yi geçmiyor.
Münih Fuar İşletmeleri Müdürü Falk Senger, "otomasyonun istihdam hacmini olumsuz etkileyebileceğini ve görevlerinin çalışanların 4'üncü sanayi devrimine umut ve güvenle adım atmalarını sağlamak olduğunu" söylüyor. ABD ve Çin'de kötümserlerin oranı daha düşük. Bu iki ülkede otomasyon, dijitalleşme ve robotiğin daha nitelikli ve daha yüksek ücretli işlerin yaratacağına inanılıyor.
Mischa Ehrhardt
© Deutsche Welle Türkçe