Makinelerin ve yapay zekânın günün birinde dünya hakimiyetini ele geçireceği çok konuşulur oldu. Ama çoğumuz çoktandır kararları insanların değil algoritmaların verdiğinden habersiziz.Algoritmanın ne olduğunu bilmiyorsanız, üzülmeyin. Avrupa Birliği'nde yaşayanların yarısı algoritmadan bihaber. Bir ankete göre Avrupalıların yüzde 48'i algoritma kelimesini daha önce hiç duymamış. Duymuş olsa bile ne işe yaradığını bilmiyor.
2018 yılında Alman Bertelsmann Vakfı hesabına Daila Research şirketi tarafından yapılan kamuoyu araştırması hem bütünüyle Avrupa Birliğini, hem de birliğin en büyük altı üyesi Almanya, Fransa, Britanya, İtalya, Polonya ve İspanya'yı kapsayacak şekilde yapılmış. Polonya'da algoritmalar hakkında fazla bilgiye sahip olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 11, algoritmanın ne olduğunu bilmeyenlerin oranı ise yüzde 12 çıkmış. Büyük Britanya'da ise algoritma kelimesinden anlam çıkaramadığını söyleyenlerin oranı yüzde 25'i buluyor.
Bertelsmann Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Jörg Dräger "Avrupalıların algoritmalar hakkında fazla bilgileri yok. Oysa algoritmaların günlük hayattaki önemi giderek artıyor”, diyor. Hangi internet sitesini göreceğimize ya da internette kiminle tanışıp randevulaşabileceğimize kadar algoritmalar karar veriyor.
"Karmaşıklık giderme ustası"
Algoritmanın kelime anlamı tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya sonuca en hızlı biçimde ulaşılması şeklinde özetlenebilir. Yüklenen veriler hep aynı adımlarla değerlendirilip, tasnif edilerek sonuca ulaşılır. Araştırmanın önsözünde algoritmaların karmaşıklık giderme ustası olduğu belirtiliyor. Bu sistem muazzam veri stokunu hızlı ve en verimli şekilde değerlendirip, verileri sürekli analiz edebiliyor.
En tanınmış örneklerinden biri, arama emrini yerine getiren Google algoritması. İnternet üzerinden tanışmalarda da algoritmalar birbirine en uygun kişileri bulup çıkarıyor. Facebook'ta hangi kullanıcının hangi haberinin içeriğe en uygun reklamla birlikte karşımıza çıkacağına ve navigasyon sisteminin yardımıyla bir yere giderken hangi güzergâhı izleyeceğimize algoritmalar karar veriyor.
İş aramada, hastalıkların teşhisinde ve hatta mahkeme kararlarında bile algoritmalardan yararlanılabiliyor, hatta algoritmalar insanların yerine karar verebiliyor. Algoritmaların bu becerisi insanları ürkütüyor. AB vatandaşlarının yüzde 64'ü bilgisayar sistemlerinin hiç insan eli değmeden haklarında karar vermesini istemiyor.
Hem yararlı hem ürkütücü
Algoritmaların ne çağrıştırdığı sorusuna olumlu örnekler verenler de az değil. Algoritmaya neyi nasıl işleyeceği komutunu veren yazılımcıların geniş yetkiyle donatılması ilk sırada yer alıyor. Zamandan tasarruf ve doğru kararların alınabilmesi de sıkça verilen yanıtlar arasında. Avrupalıların yüzde 20'si ise algoritmaları tehlikeli ve ürkütücü buluyor.
Matematik anlamda doğru bir şekilde çalışsa da bir algoritmanın her zaman güvenilir sonuçlar vermesi garanti değil. Örnek, Amazon şirketi. Online ticaret devi 2014 yılında, iş başvurusu yapanlar arasında ön sıralama yapıp, yüz kişi arasından en iyi beşini seçecek bir yapay zeka algoritması geliştirmek üzere ekip kurdu. Ancak bir süre sonra algoritmanın kadınların başvurularına sistematik olarak daha kötü puan verdiği ortaya çıktı. Çünkü Amazon çalışma malzemesi olarak son on yılın başvuru formlarını kullanmış ve algoritma "kadın" faktörünün dezavantaj olduğu sonucuna varmıştı. Şirket 2017 yılında bu projeyi iptal etti.
Bütün hata ve yanlışlara rağmen ankete katılanlar prensipte algoritmaların doğru karar almada yardımcı olabileceğine inanıyor. Bilgisayar algoritmalarının yararının zararından fazla olduğu görüşünü taşıyanların oranı yüzde 75'i buluyor. Ancak bir o kadar kişi, algoritmayla alınan kararların anlaşılabilir olmasını ve bu kararların insanlara kontrol ettirilmesi hakkının saklı tutulmasını istiyor.
Carla Bleiker
© Deutsche Welle Türkçe