Deutsche Welle: Sayın Zörner, sosyal medya başlı başına bir yayın alternatifine dönüştü. Bu, hem düşüncenin özgürce paylaşılması için yeni bir mecra oldu hem de son dönemde yaygın olarak internette trol ya da trollemek olarak anılan, genellikle insanları tahrik etmeyi amaçlayan, kızgınlık ve hakaret içeren çevrim içi mesaj paylaşımlara da olanak sağladı. Sizce hangisi daha değerli, düşünce özgürlüğü mü nefret söylemlerinin engellenmesi mi?
Hendrik Zörner: Trollükten kaçınılması her halükârda çok önemli. Hatta ikisini karşılaştırırsak, düşüncenin özgrürce paylaşılmasından da daha önemli. Zira bu insanları aşağılamak için kullanılan nefret söylemleri, ifade özgürlüğünün kötüye kullanılması demek.
Deutsche Welle: AB Komisyonu Brüksel'de Google, Twitter, Facebook ve Microsoft gibi önde gelen teknoloji devleriyle konuyla ilgli bir mutabakata vardı. Bu mutabakat bahsi geçen internet platformlarının nefret içerikli paylaşımları 24 saat içinde internetten kaldırmasını öngörüyor. Ancak bu şirketler sürekli bir kontrol bir mekanizması kurmak yerine rastgele örnekler alarak bu takibi sağlamak istiyor. Bu yöntem pek de etkili bir olacağa benzemiyor?
Hendrik Zörner: Aynı görüşü biz de paylaşıyoruz. Ancak bu mutabakat yine doğru yönde ilerlemek için atılmış yerinde bir adım. Ama sadece zaman zaman örnekler alınarak bu kontrollerin yapılması yetersiz. İnternet devlerinin üzerilerine düşen sorumluluğu üstlendiklerine dair bir imaj sergilemek için sadece bazı nefret söylemlerini kaldırması söz konusu olamaz. Hayır, bu tür nefret paylaşımlarının sosyal medyada yeri olamayacağı bilinci kesinlikle yerleşmeli. Şayet böyle paylaşımlar yapılıyorsa derhal kaldırılmalı.
Deutsche Welle: Alman Adalet Bakanlığı'nın nefrek içerikli paylaşımlara ilişkin sınırlama talebi biraz daha kapsamlı: Bu türlü paylaşımlarda bulunanların tüm kullanıcı profili bilgilerinin kontrol edilip bu mecralara girişlerinin yasaklanması isteniyor. Ama Facebook, Twitter ve diğerleri bu takdirde daha esnek olan Komisyon mutabakatını dikkate almayı tercih edeceklerdir, öyle değil mi?
Hendrik Zörner: İşte tüm mesele de bu. Çünkü bunlar uluslararası şirketler ve nefret paylaşımları sadece münferit ülkelerle sınırlı kalmıyor. Federal Adalet Bakanlığı'nın karşı karşıya olduğu sıkıntı da bu. Bu yüzden de kesinlikle Avrupa'nın genelini kapsayan bir düzenlemeye ihtiyaç var. AB Komisyonu, Almanya'nın bu alandaki önerisini ciddiye alması ve mümkün olduğunca kendine uyarlaması, uygun bir iyileştirme adımı olur.
Hendrik Zörner, Almanya Gazeteciler Birliği DJV'nin basın sözcüsü.
