Dolar olmadı, Euro versek? ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'a karşı yürürlüğe soktuğu yaptırımlar nedeniyle komşusuyla Dolar üzerinden ticaret yapamayan Iraklılar yeni yollar arayışında. Yoğun ticari ilişkileri bulunan İran ile Irak arasında her yıl 12 milyar dolar el değiştiriyor.
Euro ödemelerini gündeme getiren, Irak hükümet sözcüsü Saad el Haditi oldu. Amerikan yaptırımlarının öncelikle bankacılık sektörünü ilgilendirdiğini vurgulayan Haditi, "İran ile Dolar bazında ticaret yasağına uyacağız. Bunun dışında bizim açımızdan herhangi bir sorun kalmıyor” dedi.
Yakında Irak'tan üst düzey bir heyetin Washington'a giderek, öneriyi ABD yönetimiyle görüşmesi planlanıyor. Irak hükümeti, ABD yönetiminin kendilerine kulak vermesini ve bazı ayrıcalıklar tanımasını umuyor.
Dolambaçlı ticaret
Iraklı işletmeciler ise İran ile aralarındaki bin 300 kilometrelik sınıra işaret ederek, "ABD bu kadar uzun bir güzergahı gerçekten kapsamlı bir şekilde denetleyebilir mi?" sorusu üzerinde duruyor, denetleyemez ise karaborsa da olsa piyasanın canlanacağını söylüyorlar.
ABD'nin yaptırımları Irak'ı çıkar yol bulmaya zorladığından her gün yeni formüller ortaya atılıyor. Başbakan Haydar İbadi'nin kimi kızdıracağına karar vermesi gerekecek. Komşu İran'ı ya da 2003 işgalinden bu yana sıkı ilişkiler kurduğu ABD'yi. İbadi ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlara uyması durumunda güçlü komşusuyla arasının bozulması riskine girecek, ya da yaptırımlara aldırmayıp Trump yönetiminin öfkesini üzerine çekecek.
Haydar İbadi Ağustos ayı başında Amerikan yaptırımlarına riayet edeceklerini açıkladığında Tahran'dan sert tepkilere hedef olmuştu. İran'a bağlılığı bilinen ve son seçimlerden ikinci parti olarak çıkan Şiilerin Fetih ittifakı da Başbakanı protesto etti. Bu da Bağdat yönetimi için, İran'ın ilk fırsatta ve en geç bir sonraki seçimlerde İbadi yönetimini iktidardan uzaklaştırabilecek güçte olduğu mesajı şeklinde algılandı.
"Irak kimin?"
Katar'daki Arap Araştırma ve Siyasi Etütler Merkezi uzmanlarından siyaset bilimci Haydar Said, "İran'ın komşu ülkeyi son yıllarda kurduğu hegemonya mihverinde tutmaya çalıştığı" görüşünde. İran'ın bölgede Şiilerin nüfuzunu artırma girişimleri Suriye'de iç savaşın patlak vermesiyle başlamıştı. Suriye, Irak ve Lübnan'daki Şii mevcudiyetinin etkileri Mollaların ezeli düşman ilan ettikleri İsrail'e kadar uzanabiliyor. Said "İran'ın bu eksenin kırılmasına izin vermeyeceği" görüşünü dile getiriyor.
Deutsche Welle'ye konuşan Arap siyaset bilimci, ABD'nin ise aynı şekilde 2003'ten bu yana Irak'a büyük yatırımlar yaptığını, yatırımların boşa gittiğini görmek ve Irak'ı İran'a kaptırmak istemediğini belirtiyor.
ABD gibi İran da Irak'ta "ya hep ya hiç" politikası uyguluyor. Ülke ya tamamen İran'a ya da tamamen ABD'ye yakın olacak. Irak yönetimi yine de her iki ülkeyi küçük çaplı tavizlere ikna edebilmeyi umuyor.
İkilem
ABD'nin de en azından sert söylemden kaçınmaya çalıştığı görünüyor. ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği kısa süre önce Irak'ın yaptırımları ihlal etmediğini açıklamıştı. Yakında ABD'ye gidecek olan Irak heyeti de bu ifadeden cesaret alıyor.
2003 yılındaki Amerikan işgali ve operasyonu izleyen yıllar Irak'ın dış politikada ağırlık kurmasına imkân tanımamıştı. ABD'nin "adamı" olarak görülen Şii Başbakan Nuri Maliki mezhepçi politikalarla Irak'taki Şii ve Sünnilerin arasının daha da açılmasına neden olmuştu.
Maliki yönetiminin baskısından en çok Sünniler etkilendi. Bu kesimden zamanla El Kaide ve IŞİD gibi terörist örgütlenmelere uzanan militan gruplar çıktı. Şiiler de onlara karşı silahlı milis güçleri oluşturdu. Bunlardan Fetih ittifakı gibileri İran ile yakın ilişkiler kurdu.
Bununla beraber Tahran da milis yardımıyla Irak üzerinde tam egemenlik kurulamayacağını biliyor. Çünkü komşu ülkeyle siyasi yakınlık kurulması bütün Şiilerin hoşuna gitmiyor. Sünniler de zaten İran ile fazla samimi olunmasına karşılar.
Güneyde yokluk
Karşıtlar arasındaki gerilim Irak'ta iç politik sorunlar da doğuruyor. Çünkü Irak komşu ülkeden mal ve hizmet dışında su ve elektrik de ithal ediyor.
Altyapı yetersizliği ve devlet hizmetlerinin halka ulaşmaması haftalardır ülkenin güneyinde protesto gösterileri düzenlenmesine yol açıyor. Tüm bunların üzerine zaten zar zor verilen elektrikte de kesintilerin artmasının gerginliğin daha da tırmanmasına yol açmasından endişe ediliyor.
Kersten Knipp
© Deutsche Welle Türkçe