Tagesspiegel gazetesinde yer alan yorumda şu satırları okuyoruz:
“Irkçılık rezaleti yeni bir boyuta ulaştı. Peki bunu Almanya’daki 17 hükümet kavradı
mı? Gelen işaretler tartışmalı. Doğudaki eyaletlerin başbakanları, suçlamalara karşı
doğudaki yükün fazla olduğunu gerekçe göstererek kendini savunuyor. Ancak tartışma
gereksiz, gerçekler açık. Birleşmeden bu yana doğu Almanya’da polis kayıtlarına
geçen sağcı, özellikle de ırkçı suç eylemleri, çok yüksek oranlarda. Ayrıca Nasyonal
Demokrat Parti (NPD), bir şekilde Nazi nostaljisiyle yeni eyaletlerde iyi seçim sonuçları
elde ediyor. Pegida fenomeni de doğu Alman Saksonya kaynaklı. Bunlar, doğudaki
hükümetler ve demokratik partilerin, noktasal savunma ve önlemlerden daha fazlası için
harekete geçmesi gerektiğinin göstergeleri…“
Nürnberger Zeitung gazetesinde ise Suriyeli mültecilere çalışma imkanı sağlanması
gerektiği belirtiliyor:
“Aslında yurtlarda ölesiye sıkılıp oturmak yerine çalışmak Suriyeli sığınmacılar için
daha iyi olurdu. Ama o kadar çok iş elbette yok. Ancak yine de bunun için bürokratik
engellerin düşürülmesi gerekli. Federal İş Kurumu’nun iki yıllığına öncelik denetiminin
askıya alınması önerisi mantıklı.“
Westfälische Nachrichten gazetesi de sığınmacıların trenlerle akın ettiği Münih
kentine işaret ediyor. Kent halkının sığınmacıları sükunetle karşıladığına işaret eden
gazetede şu satırları okuyoruz:
“Yürekli dünya kenti. Münih, 1962’den 2005’e kadar turizm reklamlarında kullandığı
bu sloganla kendini dünyaya tanıttı. Oldukça da başarılı oldu. Bavyera eyaletinin
başkenti bugün bu ünvanı gerçekten hak ettiğini de kanıtladı. Binlerce sığınmacı
trenlerle Macaristan ve Avusturya üzerinden Münih Garı’na geldi. İstasyondan
yansıyan görüntüler, 1989’daki dönemi hatırlatıyordu. Ancak kent, bu yeni zorluğa
soğukkanlılıkla tepki verdi. Münih ilgilendi, Münih yardım etti. Ve buradan ülkede
kuşku duyan herkese eşsiz bir mesaj gönderildi. Eğer sığınmacı krizine yürekle ve
anlayışla yaklaşılırsa, Almanya bu zorlukla başa çıkamayacak durumda değil…“
Reutlinger General-Anzeiger gazetesi de Balkanlardan gelen göçe işaret ediyor:
“Alman iltica yasası bölgenin bütün azınlık sorunlarına çözüm bulamaz. Suriye, Irak
ya da kara Afrika ülkelerinden farklı olarak batı Balkanlardaki azınlıkların yaşam
koşullarının iyileştirilmesi ve göçün nedenleri ile mücadele etmek daha kolay olmalı.
Voyvodina'nın yoksulluk içindeki Romanları için yardım programları, Almanya'daki
umutsuz iltica sürecinden çok daha ucuza mal olur. Yoksulluk göçü ancak Romanların
yaşam koşulları iyileştirilirse durdurulabilir.“
